kapağı açık bi ömrün kıvrılmış sayfasıyım yarım özet çevirten sayfalarımı bağışlasın beni uykumu süzdüğüm gece ona dair içimde hiç bişey yok yarın olsun karşısına geçeyim karşının ..
onca yıldır bahar gelir hiç bu kadar kılıfına uymamıştı hiç bu kadar toplanmamıştı rüzgar yemiş bulut gibi bi kelebeğin kanadına bel bağlamamıştı bu kadar da olmaz ki s..
alıp götürür akşamlar güvendiğim dağları bi türlü bağlayamam umudu ellerim ilmek tutmaz soğuk kış üzerime düşen ne varsa giyindim sandım ki ısıtır bi gül sabaha karşı ağa..
ırmaklardan daha erken dökülür denizlere çocuklar kısa pantololarının cebinde alel acele sıkıştırılmış anneleriyle uzun uzun ağlar babaları kalaların önünde çıplak bi kere göz..
ne zaman dünya başıma yıkılsa mavi patiskalı bi gökyüzünü aralar ellerim ince bi seslilik olur karışır birbirine han çer yakından geçer bi gözleri ahu ardında çıngıraklarıyl..
bakındıkça çeker üstüne üstüne libas gece bi kaç seyyah geçer dört odalı salondan arkasında çıngırak sesi uzar gider zaman belki bekdiğinde tiren kalkış saatidir varır belki yar..
ilk toprağa adım atan vardiyadaydım elimde on suhuf küçük bi bahçe ve küçük bi bahçe arasında çocuk kelebeğin başını okşamak sevap kanatlarını yolmak günah ..
herkes öldü deyince şirke herkes ölüyor deyince sıraya giriyorum yüzümü astım kısa bi ipti kalın ey esirgeyen ve bağışlayan allah bahar geldi kamaştı askılı pant..
gittikçe kaybolan iki kıyıyla karşı karşıyayım gittikçe seyreliyor insanlar gibi kara gittikçe ellerimden kayıyor yıldızlar yıldızsız ellerim paramparça duvara bakıyorum..
ayrıntılarda boğulduğumdan beridir denize kıyısız şehirlerde soluklanıyor ağzım sorgunum cılız saçlarımda yuvasız kuşlar seğiriyor çünkü gündür bitiyor ürkütülüyor sararıp yapr..