Özlemek bir keskin bıçak ki; ucunu batırıp kanırtmak etini zevklerin en kanlıcası... Gözünden akan damla kan mı yaş mı bilememek Bıçağın bir ucu gözbebeğinde... Durdurmak, bitirmek ist..
Vakit ayrılığı vurduğunda dizdim gözyaşlarımdan incileri koynuma Sen geldin; kaldırdım tanelerimi Sen varken ağlamak yok, yakışmaz varlığına gözyaşları Döndüğünde yüzünü benden uzaklar..
Yanıldın hayat senden vazgeçebilirim Değişmez sandığım herşey ama herşey değişirmiş zamanla Ben de değişebilirim Hava gibi, su gibi, toprak gibi; temizken kirlenebilirim Yapamad..
Gözlerimde bir garip kaşıntı ve yanma Dudağımın kenarında acıtan bir sivilce Aynadaki yüzüm yaşlı ve çökmüş Kendini bile sevmeden bakıyor gözlerim Ev...Gideceğim ama gitmek isteme..
YALVARIŞTenim tenine hasret gidecek zatenRuhumu da öksüz bırakma; bak, böyle yapma sevdalım...Selamımı bile almadın...Nasıl bu kadar hain oldun, hangi ara düşman ettin kendini bana??..
Yeni yıla devreden tüm beklentilerimizin gerçekleşmesi ve belki de hiç ummadığımız mutlulukları yaşamamız dileğiyle... Kendim ve tüm insanlar için dileklerim (mümkünse aynen bu sırayla gerçekleşsin:))..
Vakit geceye dönerken şu bulutun yanında asılı kalmış gülkurusuyum ben Kalbinin her atımında damarlarına yayılan kan Günahıma batman için düşlerinde seni zorlayan Yakana yapışmış çaresi..
TELEFONUMTelefonum öksüz kaldı.Sevginle ritmi değişen kalbim gibi...Ekranda gördüğüm her mesaj zarfında deli gibi çarpardı da, Birkaç kez okumak zorunda kalırdım yazdıklarını...Çok..
Hani sen de severdin Göksel’i, sesini. Ben burada sen orada açmıştık “Ağlamak Güzeldir” şarkısını ve dans ediyor olmanın hayalini kurmuştuk. Kelimeler dökülürken parmaklarımızın ucundan tüm mesafaye ..
Acısıyla, tatlısıyla bu hayat yaşanıyor da ömrün sonuna gelindiğinde ne kalıyor insanoğluna?..Yaşamaksa yaşıyoruz işte. Beden kendine düşeni yapıyor. Soluksuz kalmamak için çekiyor havayı taa içi..