Hiç beklemediğim bir anda derin bir tartışmanın ortasında bulmuştum kendimi. Etrafta müthiş bir uğultu vardı ve beni de içine dahil eden küçük uğultu kümesi bütün bunların içinde en gürültülü olanı..
Aynı okula gidiyorlardı.. Kenan; şişman, hafif tıknaz, koca kafalı, küflenmiş beyaz peynirimsi yağlı ve parlak bir cilt rengine sahipti ve yanakları sarkık, karakter olarak da tip olarak andırdığı ..
(Olay, Pavlov parkta köpeğini gezdirirken yanına bir genç kızın yaklaşmasıyla başlar..) Genç Kız - Ayy ne tatlı şeyy buu. Sizin mii? Pavlov - Evet efendim benim. Ayrıca ..
- Sence de çok saçma değil mi? - Ne? - Ne biliyim. Yani herşey! Çok saçma değil mi? - Bilmem! - Nasıl bilmiyorsun ya! Saçma işte! - Tamam canım ne kızıyosun. Öyle diyo..
Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme. ülkem yıkıldı heyhât, ordugâhım da yandı… Şairin, bilincimin üzerinden bir buldozer gibi geçip giden mısralarını, kulağıma temasını gecik..
Günün en sıkıcı, en uyuşuk ve en karamsar anı, havanın akşam üzeri olmakla ikindide kalmak arasında kararsız olduğu, sokaktaki ip atlamaların, futbol maçlarının bitmek zorunda kaldığı, komşulardan ..
Sıcak bir mayıs günüydü.. Güneyde yaşayanlar bilirler, mayıs öyle adı şıp diye söylenip geçip gidecek bir ay değildir bu topraklarda.. Yaz, "savulun ben geliyorum elimde körüklerle" diye bas bas ba..
Ben kapkara doğmuşum dostlarım. Kaaapkara… Yani öyle böyle değil. O günün gecesinde gökyüzü renginden utanmış, sabahı alelacele eylemiş. -Elleri kesercesine soğuk- şubat ayının tek tesellisi kömür ..
Siz… Siz bir ilişkiye başlamak ne kadar zordur bilir misiniz dostlarım? Dahası, o ilişkiyi yürütebilmek.. Sorunsuz devam ettirebilmek.. Birbirinize karşı daima ilk günki kadar sevgi ve saygı çerçev..
Güneş çatıların ardından batmadan umut fakirin ekmeği olmuyordu bu semtte. Bazen yıldızlar sokak lambalarını bastırıyor, bazen de kedilerin gözleri köşeyi dönen aracın farlarını parıldatıyordu. Gür..