Tanrı insana acı çekmeyi verdi, o yüzden acı çekiyorsun; elden bişey gelmez, kader bu...!!! Sen ne kadar uzaklaşsan yaklaşır o kadar sana, yazık olur...!!! kurtaramaz kimse seni... Kabullensende mü..
Delirmemeye çalışıyorum hayatın saçmalığına tahammül etmenin başka yolu yok..!!! Gecenin içinde yalnızlıktan gülümsüyorum hayata.. kendimden başkasının çözemediği bulmacalara benzeyen kelimelerle boğu..
Tüm bu yaşananlar bir kaos mu; yoksa büyüklerin birer eğlencesi mi?"Cosmos da küçük bir noktayız..." der usta; peki bu kadar büyük acılar niye??? Neden yıllarca çektiği acıları her fırsatta gözümü..
Yorgun ve yılgın şekilde çökmüş bir sandalye'ye yazıyordu elinde ucunu bıçakla açtığı kalemiyle "yapraklar dökülüyor, hazan mevsimi geldi..." yine sayfalar dolusu yazıp yalnızlığından kaçmaya çalışıy..
Çok istediği uzaklığa eninde sonunda kavuşmuştu, etrafındaki her yüz herşey yabancıydı kendisine artık özgürdü kimse tanımıyordu kendisini, tanımıyordu kimseyi kendi isteği de buydu mutlu olması ger..
Herşey yeniden başlıyor artık yepyeni bi dünya kuruluyor ölülerin üstünden; mezarlar artık doğumhane gibi çalışıyor her ölen yeniden diriliyor... onların toplanması bizler gibi de değil üstelik, herha..
Yaşam denen nehirden akan suyun rengi hep aynı, zemin de gökyüzü de ne kadar değişirse değişsin hep aynı tıpkı yaşamlarımız gibi bizlerinde hayatında farklı olan ne varki hep aynı hikaye canlanıyor g..
Ben Kimim..? Ne için gönderildim..? Yer kürede bulunma nedenim ne..? Kurtarıcı mıyım..? Zannetmiyorum..!! Yok edici miyim..? Herşeyi, kurulu tüm sistemleri mahvetmek için mi geldim dünyaya..? Yok art..