Zamanın birinde upuzun sakalları olan, bir ayağı aksak, yaşlıca bir seyyah varmış. Bu seyyah şehir şehir, kasaba kasaba, köy köy dolaşır, her konakladığı yerden bir şeyler öğrenirmiş. Ve bir sonr..
- ‘ İstanbul'u pek severim. Beş yaşındayken göçmüşüz bu kente. Hatırlamıyorum. Sümüklü bir okul çocuğuyken, demir parmaklıklı cezaevi arabalarına benzeyen servis minibüsünü çok severdim. Çok cılız bi..
Selam Nar, Bugün seninle internet denen gayet elektronik ortamlarda, bir o yana bir bu yana yorum yazacağız derken birşeyin farkına vardım. Yorumlara yetişemez oldum. İletişimin hızı parmakları..
Ses! Devasa bir ses. Korkunç bir ses. Kulaklarımı sağır etmesinden korkmuyorum. Korkum tam midemin içinde. Ses öyle bir basınç yapıyor ki iç organlarıma, sanırım kusacağım. Bütün bu hislerim saniyele..
Hz. Mevlana Celaleddin Rumi, ölüm gününün Şeb-i Arus, yani Düğün Gecesi olarak anılmasını istemişti. Gözlerini fani dünyaya yumduğunda takvimler 17 Aralık 1273 tarihini gösteriyordu. Sevgilisine k..
Karakterler: 1)Polis 2)Çocuk Karakol. Sorgu odası. Ortada çelik bir masa. Tepede bir spot lamba. Yerler marley. Tavan küflü. -Işık yanar- (Polis içeri girer. Çelik masanın ..