Beş yıl kadar önce Bursa’da çok sevdiğim dostum Mustafa’ yı kardiyoloji mütehassısına götürebilmek için zor bela ikna etmiştim. Mustafa konuya pek de sıcak bakmıyordu. Ben de olayı oldubittiye geti..
Krizin şaşırtıcı değil, tam tersine beklendik bir durum olduğunu bilen dostum Maksimov kontrolü ele geçirmekte geç kalmadı. Çevreye bağırarak emirler yağdırırken telefonu eline almış, ambulans gönderm..
Soğuma tüm vücudumu kaplamıştı. Ben ise tavanda bir noktaya odaklanmış çıkacağım yolculuğun hazırlık aşamalarını dikkatle izliyordum. Tam o anda istesem de gözlerimi tavandan başka bir yere çeviremedi..
Yoğun bir hareketlilik, koşuşturma, yüksek sesli ve kısa talimatlar, al, ver, getir, çek, yap, götür, bastır, yavaş, yeter, acele et, döndür, şimdi vs. vs. vs... Ağzımdaki cihazın yerini oksijen m..
Yaşlı kadın “oğlum, oğlum” diye kendi dilinde haykırıyordu. Ani seslenişi yanındaki arkadaşını da uyandırıyor, O da sıçrıyor, şaşkın bakışlarla çevreyi süzüyor. Bağırışmalar bu kez iki ağızdan devam e..