Nesnesi sen olan cümlenin Yüklemi yalnızca sevmek oluyor.. Öznenin hali harap , Kaybolup gidiyor harflerin karmaşasında … Sıfatlar , benzetmeler birbiriyle yarışıyor Hepsi sen..
Sen yalnız gülüşünü getir bana gelirken Zira geri kalan ne varsa anca meze olur Ben sarhoşluğundayken seyrinin . Kal, gitme hemen Sana anlatacağım çok şey var daha, Bak gece ..
Şimdi bilmem kaç bin kilometre uzaklarda Belki de asla olmayacağın bir şehirde Var olmanı düşülüyorum... Sabahın serinliği bitmeden, Uynamadan tüm şehir Senli rüyalar görüyor..
Duydum ki beni unut demişsin Sevme artık , bekleme, git demişsin. Kim demiş ki sevdiğimi seni Kim demiş aynı yerdeyim hala.. Ben gideli çok oldu en derin yaram Şimdi yeller ese..
Sonra ismin dökülür dilimden gecenin en olmadık vaktinde Fikrim ete kemiğe bürünür bir düşten öteye geçer hasretim çekip alır aklımı kafamın içinden Bırakıp gider yatağı..
Güneş doldurup mesaisini dinlenmeye çekiliyor yine şon ışıklarda kayboluyor ağır ağır üzerinden şehrin iş yerilerinde emeğini ve zamanını nakte çeviren insanlar bekliyor duraklarda ..
Kimi zaman yitiyor algım Dengesini bozuyorsun fikrimin Bilemiyorum ne kadar düşsün Ne kadar gerçek Kaybolup gidiyorum güzelliğinde Değdiği vakit gözün gözüme.. Z..
Ben seni hiç sevmedim ki hasretinle içim içim yanerken yok olmanın eşiğine gelmişken yanlızlığında tüterken buram buram nefesimde ben seni hiç sevmedim ki.. Yalvarırken rabbime..
Bir bulut olsaydın keske Tum hasretimi icinde biriktiren .... Sonra çok uzaklardan esen bir rüzgar savursaydi seni gönül iklimime... Yagmur olsan yagsan üzerime ..
Ben seni senin anlıyamayacağın suretlerde seviyorum... baksan bile göremeyeceğin yerlerden izliyorum seni bir kelebek ürkekliğinde.. ben seni hç olmadığın belkide hiç olamay..