Ankara’da Gençlik Parkı’nın kuytuca bir kıyıcığında, kök salmış bir gül ağacıydı. Üzerine konan onca toz ve onu adeta boğmak istercesine etrafta uçuşaduran araba eksozlarının gazları dahi ona vız g..
Cam mavisi pırıl pırıl gökyüzünde balıklar yüzmediklerinden, Camili Köyü sakinleri de oltalarını alıp, bu devasa bir okyanusu andıran boşluğa sallayıp, avlanamıyorlardı. Göz kamaştırarak, insanı al..
Gün gece yarısıydı. Dışarıda uğultulu bir rüzgarın harmonisinde lapa lapa yağan karlar, havada birer kelebek misali uçuşuyorlardı. Bu beyaz kelebekler; köydeki tüm çirkinlikleri, üstü açık akan l..
Pırço ince uzun burnunu bulunduğu evin tavanında, tahtaların arasındaki delikten uzatıp, aşağıda olup biteni merakla gözetlemeye koyuldu. Tam büyük bir zevkle kendisini bu işe vermişti ki, arkas..
Büyük burunlu, kırçıl pos bıyıklı, boksör çeneli, geniş ve açık alınlı, altmış yaşına merdiven dayamış, ter kokulu şapkasının altında henüz dökülmemiş kıvır kıvır saçları ile gariban bir gundi..
İnsan oğlunun tüm zincirlerinden kurtulmasını ve salt özgürlüğe kavuşmasını sağlayan konum, delilik değil midir? Desiderius ERASMUS (Deliliğe övgü) Ayağına bol gelen ‘cizl..
Ruşen her sabah olduğu gibi, o gün de saat on sıralarında uyandı ve yine gözlerini her zaman ki gibi Amsterdam’da çatı katındaki odasında tavana dikti. Tavanı uzun uzadıya sanki değişik bir şey va..
Gurbet? Zor iş olduğu söylenir. Bu denli zorluğu ile bilinen bu olgu, sanırım insanoğlunun doğduğu topraklarda bir nevi kendisine yer edinememesi, tutunamamasının getirisi olsa gerek. Şairler, y..
"Oy sevmişem ben seni" yüreği kor şişlerle dağlanmişcasına, sevdiğine, aynen böyle haykırmıştı Ahmet Arif. Günümüze kadar bunu kime haykirdığını, kimin "hasretinden prangalar eskittiğini", kimi "an..
Mürekkep yalandığı söylense de, böyle bir eyleme ne yazık ki tanık olamadığımız okullarda; öğretmenlerimiz (laf aramızda ingilizce öğretmenleri eğer bayansa, farklı ve güzel de oluyorlardı, her ne ..