Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '15

 
Kategori
Blog
 

Boncuktan bir kuş yaptım konacak pencerene...(MB 9. yaşını geride bıraktı dostlar)

Boncuktan bir kuş yaptım konacak pencerene...(MB 9. yaşını geride bıraktı dostlar)
 

İlk üye olup olmadığını bilmiyorum ama değerli üye Beşir Tayfur’un 13 Nisan 2006 senesinde yazdığı “LCD ve plazma üretimi hızla artıyor” başlıklı yazısı ile başlar Milliyet Blog Sitesi’nin serüveni…(Hoş; 2009 senesinden beri yazmıyor kendisi)


O günden bugüne tam 9 seneyi geride bırakmışız, dostlar!


Önemli midir?


 Elbette önemlidir… Dile kolay 9 sene gerilerde kalmış!


Doğduğum ev hariç, 9 sene aralıksız oturduğum bir evim olmadı benim. 9 sene boyunca aynı formayı terletmedim. 9 sene süren ilişkim olmadı…9 sene boyunca aynı işyerinde çalışmadım. Bankam, berberim değişti, ülkem, şehrim, kasabam ve köyüm değişti.  Hercai ruhum bir o yana savruldu, bir bu yana… Kökü toprağa hasret nilüferler gibi akıntıya kapıldık! Bir yere ait olamadık! Değişti sevgililer, akşamları iki paydos birası içtiğim lokaller, ruhum daralınca sık sık ziyaret ettiğim mezarlıklar, banklarına oturup hayaller kurduğum yeşil parklar, arşınladığım caddeler… Hep değişti!


9 sene bu, dile kolay…


Ve ben 9 senedir bu güzide sitenin müdavimiyim. (Övünmek gibi olmasın)


Az çekmedi kahrımı Başak Hanım, 9 sene boyunca… İhtarsa ihtar; uyarıysa uyarı! Bugün bile hayret ederim; “nasıl şutlamadılar beni bu siteden” diye!  Şu sıralar “uslandığımı” söylüyorlar ama kulak asmayın siz! Ben yaşlandığımı biliyorum. Hoş; içimdeki “elisapanlısümüklühaylaz” her daim tetikte ama site ortamı “muhallebi” gibi olduğundan takılıp duruyoruz işte.


Eskiler, ah o eskiler…


9 senedir takılırım Muzaffer Cellek’e, Sabiha Rana Hanımefendiye ve Ahmet Balcı’ya… Erol Işık’ı, Mesut Selek hocayı, bahriyeli Serhat’ı iğnelemek hoşuma gider! 9 sene bu! Sanırım onlar beni, ben onları bir şekilde kabul ettik!


800 bilmem kaç mevcudu olan 2006 tertip üyelerden 100 kişi ya kalmış ya da kalmamış. Düzenli olarak yazanların sayısı ise 50’yi bile bulmaz! Hadi hakkını yemeyelim; 80 yaşını devirmiş Muzaffer Cellek üstadımız başı çeker tüm karizmasıyla ve çalışkanlığı ile… Ali Gülcü de istikrarlı çıktı, Allah için! Ve elbette diğerleri… Başta Celal Çelik (Murakami) olmak üzere beni hayal kırıklığına uğratanlar da olmadı değil tabii. İsim isim saymak neye yarar!


Çekip gitmelerin bir değil bin bir nedeni vardı elbette!


Hayat gailesi!


“Sanal mezarlık” kelamını ilk ben kullandım galiba bu sitede! Hem de içim yana yana!


MB’den sonra iyice popülerleşen Face ve Twitter’in  siteye olan katkıları ise oldukça tartışmalı! “Yemen elleri” gibi, giden gelmiyordu işte! Ki oralarda da işler kesat şu sıralar! Mevlana tükenmiş, Yunus bitmiş! Hayyam”pes” demiş! Bir video paylaşımı kasırgası esiyor şu sıralar ve “yazı” ikinci planda! Ve hatta hiç yok! Hoş; gazetelerin internet siteleri de pek farklı değil artık… “Görsellik” daha revaçta!


Son Mohikanlar...


Akıllı telefon neslinden umudum yok benim dostlar!


Sizler de yoruldunuz artık! Yastık altlarında pek bir şey kalmadı sanırım.


Kendi kuşağımı baz alırsam…


İnanın sizler görevinizi yaptınız!


Gittiği yere kadar gider anasını satayım!


Yarın sitemizin “doğum” günü…


Doğum günü pastasından en baba pay sizlerin olsun efendim.


Yazarlık şöyle dursun; istikrar da önemli!


9 sene bu, dile kolay!


Evler, köyler, kasabalar, şehirler ve ülkeler değişti…


Değişti ister istemez sevgililer…


Kırıştı yüzler, saçlar kırlaştı…


Yazılar ve yazıya gelen yorumlardır elimizde kalan.


Arada sırada eskileri karıştırmak iyi geliyor insana.


Ben de biliyorum o sanal mezarlıkta yerimiz baki!

Günü gelince hani!


Ne diyelim?


 İşte geldik gidiyoruz; şen olasın Halep şehri!


Doğum gününüz kutlu olsun efendim…


Güzel pazarlar.

 

 
Toplam blog
: 312
: 1658
Kayıt tarihi
: 10.02.07
 
 

Önceleri konuşurdu insanlar, "yazmak", sonraların işi... Duygu ve düşüncelerimizin yanı sıra gözl..