Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '17

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bu hayatta herkes kendi seçimini yaşıyor

Bu hayatta herkes kendi seçimini yaşıyor
 

Bu Hayatta Herkes Kendi Seçimini Yaşıyor


İnsanın derdi ne kadar büyük olursa gülüşü o kadar sıcak olurmuş.

O dert, güzelleştirirmiş onun yüreğini. Öyle derler bizim buralarda. O derdin büyüklüğü neye göre ölçülür, biçilir ? Ben bilmem. Fakat birinin gülüşünün sıcaklığını hissettim mi anlıyorum ki derdi çok.

Güzelleşmiş derdiyle...

"Bozkır'ın Tezenesi", halk ozanı rahmetli Neşet Ertaş, "gülümsemeyi" ne güzel tanımlamış. Ne güzel ifade etmiş.

Toplum olarak öyle bir duruma geldik ki; ufacık bir tebessümü birbirimize çok görmeye başladık.

Selamlaşmayı unuttuk. Yolda, sokakta yürürken karşılaştığım insanların birçoğunun suratı asık. Başı yerde. Gözlerine gönüllerinde ki sıkıntı, umutsuzluk, hedefsizlik, amaçsızlık yansımış. Büyük çoğunluk patlamaya hazır bomba. Tahammülsüzlük  almış başını gitmiş. Hem kamuda hem özel sektörde çalışan insanların çoğu mutsuz. 2016 yılında ülkemizde 55 milyon kutu antidepresan ilaç satılmış. Şu aralar çok fazla duyduğum, okuduğum sorulardan bir tanesini de buradan ben dillendireyim: "Ne ara bu hale geldik?" ve "Nereye doğru gidiyoruz?" Bu soruların cevaplarını düşünmemiz hatta bir hayli kafa yormamız gerekiyor.

Gülümsemek ne kadar güzeldir. Vereni de alanı da memnun eder. Bir kere bedavadır. Aynı zamanda bulaşıcıdır. Kişinin kendisine de, karşısında gülümsediği kişiye de enerji verir. Tebessüm kana en hızlı karışan ilaçtır. İnsan, yapısı itibariyle hücrelerden oluşur. Hücrelerin besin kaynağı da oksijendir. İnsan gülümsedikçe beyine giden oksijen miktarı artar, hücrelerimiz beslenir. Gülümsemenin faydalarından bahsetmeye devam edelim mi? Devam edelim tabi ki :) Gülümsedikçe, mutlu oluruz. Mutlu olduğumuz sürece seratonin dediğimiz mutluluk hormonu salgılar vücudumuz. Kanser hücrelerinin, düşmanıdır; seratonin. Bakın, yüksek sesle kahkaha atmaktan bahsetmiyor. Sadece ufacık bir tebessümden bahsediyorum. Bu satırları okurken şöyle dediğinizi duyar gibiyim: "İyi hoşta borcumuz var, çocukların okul masrafları var, paramız yok. Hoca sende çıkmışsın "Gülümseyin, tebessümü eksik etmeyin diyorsun!!! "

Geçtiğimiz günlerde bir fotoğraf gördüm. Sosyal medya hesabımda da paylaştım. Fotoğraf iç savaşın harabeye çevirdiği Halep'te 70 yaşındaki Muhammed Anis'e ait. Evinin yıkıntıları arasında gramofon dinliyor. Dostlar aslında bahsettiğim nokta tam da bu fotoğraf anlatıyor. Muhammed Anis, gülümsemiyor; ama harebeye dönmüş evinde ruhunu besliyor. Kendisi bir seçim yapıyor hayata karşı. Ve bu seçimini yaşıyor. İşte bu yüzden yazımın başlığını  "Bu Hayatta Herkes Kendi Seçimini Yaşıyor" şeklinde belirledim. 

Takip edenler bilir Kanal 3 ekranlarında sevgili eşim Jale Yeni Gökyer'le birlikte "İletişim Hayattır" isminde bir program yapıyoruz. Bir gün yine programı çekerken reklam arasında kameraman arkadaşım Ramazan;

-"Hocam size bir şey sorabilir miyim?" dedi.

- Bende "Tabi ki Ramazan" dedim

- "Hocam sizin hiç mi sıkıntınız yok? Hep mi böyle enerjiksiniz?" diyerek sorusunu yöneltti.

Kendisine verdiğim cevabı sizinle de paylaşmak istiyorum. 

"Ramazan, ben insanım. Benim de dertlerim var, sorunlarım var, sorumluluğumda olan bir ailem ve bir oğlum var. Fakat ben her sabah uyandığımda yeni günü yaşama şansım olduğu için Yaradana şükrediyorum. Karşılaştığım ilk kişiye ve sonrasında karşılaştıklarımla selamlaşıyorum, gülümsüyorum, enerjik konuşuyorum. Benim bu olumlu halim karşı tarafı da olumlu olarak etkiliyor. Ben de bir seçim yapıyorum: "Gülümsemeyi seçiyorum" Bu durum benim bir tarafta çözülmeyi bekleyen sorunlarıma yaklaşım tarzımı olumlu anlamda etkiliyor. O sorunlarla başa çıkabilme gücünü kendimde buluyorum."

Bakın, gülümserken yüzümüzde 17 kasımız çalışırken, somurttuğumuz zaman 43 kas çalışıyor. Aslında somurtarak, surat asarak zoru başarıyoruz. Seçim sizin?

Yüzünüzde ki gülümseme eksik olmasın. İnsanları da o gülümsemenizden mahrum etmeyin.

www.erengokyer.com.tr

 
Toplam blog
: 21
: 324
Kayıt tarihi
: 08.08.12
 
 

"Çıplak bir hakikat tanımıyorum. Ancak cehaletimin karşısında alçakgönüllülükle eğiliyorum. İşte ..