Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '14

 
Kategori
Deneme
 

Bugün için en gereksiz organımız beynimiz; çünkü yaşadığımız bu hayatta bize akıl lazım değil

Bugün için en gereksiz organımız beynimiz; çünkü yaşadığımız bu hayatta bize akıl lazım değil
 

Tuvaletin kapısında kocaman WC yazıyor. Nasıl yapacağınızı da anneniz öğretmiş. Normalde bu dünyada akıl olmadan adım atamayız. Ancak nasıl yaşamamız gerektiği konusunda o kadar çok şey söylenmiş ki yani bunlarla herkes kendi beynini kullanmadan hayatını rahatlıkla sürdürebilir. Nasıl sürdürür o ayrı.

Ben bunların etkisinde kalmadan kendi aklıyla bağımsız düşünebilen kimse yoktur diyorum. Aslında nedir biliyor musunuz? Beyin yeni bir şey yaratmak için vardır. Eğitim için gerekli diyeceğiz ya bize bilmediğimiz, bilinmeyen bir şeyi mi öğretiyorlar? Bilinen, var olanı öğretiyorlar. Oysa gerçekte yaşam aslında bilinenle değil bulunanla sürdürülür. Bilinenler eskir, ihtiyacı karşılamaz arayıp yenisini bulursun. Yani bu yazıyı yazdığım şu anda bile hayatımızı dolduran genel geçer, klişe bilgi yığınlarından kendimi kurtarıp salt kendi aklımla düşünemiyorum. Fikirler, düşünceler, sözler, yazılar gözlerimin önünden akıp geçiyor.

Ben beynimi kullanmak istiyorum, bir de kullanmak istemeyenler var. “Kuran’ın ayetlerine göre yaşıyorum” “Yazılı kurallara göre hareket ediyoruz”  “…bu konuda şöyle demiş”  “…ya şuradan gidilir”  Görüyorsunuz zaten gerekmiyor ya insanlar tembel, hazır varken niye düşünmek zahmetine katlansınlar ki… Daha kötüsü kendi akıllarına güvenmiyorlar ve bu klişe hayat bilgisi onlar için Allah kanunu gibi. “Damlaya damlaya göl olur” Artık biriktirme/tasarruf konusunda akıl yormalarına gerek var mı? Neymiş efendim, damlaya damlaya göl olurmuş…

Bu konuyu nasıl çözmeli bilmiyorum… Aslında Cengiz Han kütüphaneleri yakmakla iyi etmiş, kitap insanın düşünmesini engelliyor. Yaşayan ve yaşatılan bilginin kültürün zararlı olduğunu düşünüyorum. Her bilgi, kültür hatta sanat moda gibi sadece çıktığı devirde geçerli olmalı. Bin yıl önceki heykel neyime yarar, ben belki bu gün aynı heykeli başka türlü yapacağım. Evet, evet, bilgi ve kültür de devir devir değişmeli.

Bilmem kaç yıl önce biri çıkmış “Damlaya damlaya göl olur” demiş, artık bu konuda kimse düşünme gereği duymamış. Bunun adına “Kültürel gerileme” denir. İnsanlar şimdi düşünmüyorlar, neden? E neden olacak Aristo dedeleri onların yerine düşünmüş. Geçmişin düşüncelerinin geleceği etkilemesi diye bir şey olabilir mi ya! Madem öyle bilim ileriye doğru değil geriye doğru gitsin. “Ama güzel, doğru geliyor bize” Doğrunun da doğrusu güzelin de güzeli vardır; dün eşeksırtında gidiyordun, bugün göklerde uçuyorsun bak.

İnsanlar bu konuların çözümünde bana yardımcı olmuyorlar, yazılarımızı okuyup gidiyorlar… Hazır bilgi kullanılıyor. Hayat şartları değişiyor bu bilgiler her devre de uymuyor. Bu sayfalarda sizlerin doğru bildiği çok sayıda fikrin yanlış olduğunu ispat ettik. Bin yıl önceki bir düşünce şimdi nasıl geçerli olur ya! İnsanların kendi düşünceleriyle yaşamalarını sağlayacağız. Mevcut bilgi/kültür portalıyla ilişiğin kesilmesi lazım. Ancak müspet ilim bunun dışında tutulmalı. İnsanlar düşünüp bulacak bulduklarıyla yaşayacak. Başkalarının aklına göre yaşamanın sonucunu görüyoruz. Kendin için bir pantolon düşün. Tarif et, usta diksin.

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..