Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '11

 
Kategori
Siyaset
 

Cemaatin seçimi...

Memlekette siyasi parti liderlerinin belirlediği vekil adayları ile demokrasimtrak rejimimiz hayırlısıyla 2011 genel seçimlerini de atlatacak çokkk şükür!

Yurdum insanı her dört yılda bir oy kullanmayı demokrasi diye hap gibi 12 Eylül referandumunda nasıl yuttuysa yutacak katıksız.

Siz bakmayın ön seçim ya da geniş bir kadro tarafından vekil adaylarının belirlendiği propagandasına, asıl olan liderin seçiminin vatandaşa tasdik ettirilmesi, bunun adı demokrasi oluyor güzide ülkemizde!

Demokrasi yanılgısı işte .

Aday listeleri açıklandıktan sonra yapılan değerlendirmeleri ve yerini beğenmeyenlerin, listeye giremeyenlerin açıklamalarına bir baksanız dertlerinin memlekete hizmet etmekten çok siyasi istikbal hesaplarının tersyüz olmasının temel gerekçe olduğunu anlamakta zorlanmazsınız. Dertleri demokrasi filan olsa var olan ucube siyasi partiler yasası ve seçim yasalarına karşı politik mücadele etmeleri gerekirdi.

Lidere biat ederek emek harcayanların kendilerinden daha yetenekli(!) birileri listelerin üst sıralarına tırmandı diye feryat figan etmeleri ne kadar samimidir, ne kadar inandırıcı olabilir..

Ayrıntılar üzerinde kuşkusuz daha çok örnekler verebilirim. Ancak bu seçimde adayların belirlenmesinde özellikle cemaatlerin hesaba katıldığı gözlerden kaçmıyor. Gerek AKP, gerekse CHP cephesinde belirgin bir uzlaşmanın dikkatli okurun/seçmenin gözden kaçmayacağını düşünüyorum.

AKP listeleri bir anlamda anlaşılır, dini duyarlılıkları kökleri itibarı ile laik kesimde rahatsızlık yaratan Aliye Kavaf’ı çizerek gerekli mesajı veriyor. Kısaca AKP merkeze yaklaşırken, CHP listelerine egemen olan kılı kırk yaran irade, özellikle cemaat duyarlılığı ile Gülen’e methiye düzen adayları listelerine alarak yazıma başlık olan tespitime dayanak oluşturuyor.

CHP listelerinde öne çıkan diğer en önemli unsur ise eski anlayışın yani bir anlamda sırtını askeri vesayete dayayan yapının; dolayısıyla Baykal, Önder Sav ekibinin tasfiyesi. Tabi bu tespit Silivri tutuklularının aday yapılması ile biraz boşa düşüyor gibi bir yanılsama yaratmıyor da değil. Ancak toplumda cezaya dönüşen uzun tutukluluk sürelerine karşı oluşan tepki dikkate alındığında, Balbay söz konusu olduğunda tercih doğru gibi görünüyor. Fakat Demirel’in kontenjanından aday yapıldığı öne sürülen Haberal söz konusu olunca işler karışıyor, ayrıntıları başka bir yazıya bırakarak asıl konumuza dönelim.

2011 seçimlerinin cemaatin seçimi olduğuna dair tespitimiz üzerine devam edelim. Hiç kuşkusuz dini salt türbana indirgeyen egemen anlayış yıllardır yarattığı birikimin nemalarından yararlanmaya devam ediyor. Türbanın temsil ettiği siyasal argümanların sınıf ve statü atlamak için sihirli anahtar işlevi gördüğü günümüzde -iç ve dış destekler dikkate alındığında- siyasetin bir bakıma ellerini havaya kaldırarak teslim olduğuna tanık oluyoruz. AKP ya da CHP fark etmiyor. Cemaatin gücü karşısında bir nevi “bükemediğin bileği öp” repliği hayata geçiyor.

Aday listelerinde asıl belirleyici olan bu, gerisi teferruat…

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..