Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '11

 
Kategori
Blog
 

Darbeye Teşebbüs

Darbeye Teşebbüs
 

temsili resim


Terörle Mücadele Çalışması, no:3
Bundan önceki iki çalışmamızda ZTÖ tarafından tarafıma yazın hayatına geri dönmem için uygulanan baskılardan bahsetmiştik. Kısmetse bu yazıda da bu baskının en önemli unsurundan bahsedeceğim. Tabi en önemli unsur ne ola ki diye meraklanan az sayıdaki okurumuza biraz daha sabretmek düşüyor. Önce Şinasi’nin merakla beklediği ayıp video linkini vermem gerekiyor.

Ama bundan önce de kısaca darbe girişimini anlatmalıyım ki meselenin tamamıyla vuzuha kavuştuğunu ifade edebilelim. Bir sabah aniden uyandım. Daha doğrusu uyandığımı sandım. Oysaki uyandırılmışım. Hem de sabahın beşinde!

Saatler ileri alınmadan önce bu vakitlerde zaten uyanıyorduk ama saatler alındıktan sonra biz de uyanma saatimizi bir saat ileri almıştık netekim. “Ulen ben saatleri ileri almayı unuttum mu acep?” diye üşündüm o uykulu halimle. Bunun dışında birkaç olasılık vardı; ya üzerim açık kalmıştı, ya deprem olmuştu yahut zevce hazretleri tarafından yatak dışına itilmiştim.

Hayır! Hiçbiri değilmiş. Basbaya baskın yemişim. Evet, sabahın beşinde zevce hazretleri darbeye teşebbüs etmiş. Tabi haberleri izleye izleye teşebbüsünün en uygun zamanının sabahın beşi olduğunu düşünmüş. Benim olayın bir darbe girişimi olduğunu anlamam zevce hazretlerinin “susma hakkın var, konuşursan söylediklerin aleyhine delil olarak kullanılmayacak, zaten bütün deliller mevcut, hattızatında delile de ihtiyacımız yok!” demesiyle oldu.

“Dokunan yanıyor” diyecek oldum, “merak etme bu işi dokunmadan da halledebiliyoruz” diye karşılık verdi. “Nasıl yani” diye sormuş bulundum, elindeki beyzbol sopasını göstermesin mi!! Öbür elini de arkasına saklamıştı. Sonra onu da gösterdi: Klavye!!

Sabahın beşinde bütün bu olanlara anlam veremedim tabi. Herhalde üstüm açık kaldı, bir yerim de üşüttü, abuk-sabuk rüya görüyorum diye düşündüm. Zaten rüyalarımın ekseriyeti abuk-sabuk olduğundan absürd gelmedi bu durum. Ta ki ense köküme darbe gelene kadar…

“Bugün Cuma enseyi kapa” şeklinde çocukluğumuzun absürd şakası geldi aklıma. Ama dur bir dakika! O şakayla şu an arasında hiçbir benzerlik yok ki. Neden durup dururken aklıma gelsin demeye kalmadan bir tokat daha!

Aha!! Enseme tokat atıyor resmen. Ben önce sopayla vurdu sandım, “şaaap” diye ses çıkaran bir sopa icad edildi mi diye düşünüyordum. Meğer eliyle vurmuş. Arkasından da “Bugün Nisan 1 Enseyi kapa!” demesin mi…

Ödüm ağzıma geldi (bir başka versiyonu daha var bunun).. Yahu zevce hazretleri bana şaka yapıyormuş meğer. Ben yazı serisine başlayınca (siz okumazdan evvel o okuyup tasdik ediyor ya) bu hin fikir aklına gelmiş (Ben yazıları biraz geç yayınladım, tarihlere takılmayın). Yazdıklarıma da paralel olacağından ödümü patlatmanın bundan ala fırsatı olmaz diye düşünmüş. İyi de etmiş!!

##

Böylelikle zevce hazretleri ile dalga geçilemeyeceğini de yeniden kavramış oldum. Zaten darbe yapmasına gerek bir durum yok ki. Yönetim ezelden beridir kendi elinde. Diktatör mü diye sorarsanız “hayır” derim. Ama…

##

Evet, “ayıplı video” dedik reklamımızı yaptık, şimdi vermezsek “ayıp” olur hakkaten. Zaten Şinasi yazıyı sırf bunun için okudu, buraya kadar sabretti. Şimdi sabrının semeresini de alacak. İşte herkesten gizlediğim ayıplı videolarımdan bir örnek. LİNK Alternatif Link veya Alternatif Link (Not:Kadın arkadaşlarımız da rahatlıkla linki tıklayabilirler. Zira çok ayıplı olandan koymadım :)

##

Darbenin en önemli unsuruna geldik şimdi. Daha doğrusu baskının. Doğrusu buraya kadar yazdıklarım şakadan ibaretti. Zaten birçok kişi de bunu biliyordu.(Şinasi’den emin değilim). Maksat muhabbet olsun, azıcık tebessüm edelim diyeydi bütün bunlar. Evet, yazı yazmaya geri gelişimin en önemli sebebinden birisi zevce hazretleridir. Bunda kuşku yok. Geri dönmem için baskı da yapmıştır. Bunda da kuşkunuz olmasın. Lakin baskının şekli böyle değildi…

Zaten hangi kadın kocasına baskıyla, dayakla, zorlamayla bir şeyler yaptırabilir. (Erkekler yaptırabiliyor tabi, zaten onlara genel olarak “ayı” diyoruz)..

Bir kadının en güzel baskı aracı “sevgi”dir. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkardı arkadaşlar. Zevce hazretlerinin tatlı diline kandım ve yazmaya yeniden başladım. Hayatımı sevgisiyle renklendirdiği gibi beni size geri kazandırdı.

Üzgünüm Şinasi bu da senin talihsizliğin :)

Sevgi,hürmet ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

İstanbul / 4 Nisan2011

Terörle Mücadele Çalışması, no:1 Yazılmamış Bloga Yorum

Terörle Mücadele Çalışması, no:2 Yazılmış Bloga Baskın

Terörle Mücadele Çalışması, no:2 Darbeye Teşebbüs

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..