Eriyen sadece buzullar mı?

Küresel felaket habercisi deyince

Akla gelen,

Artan küresel ısınma, kuraklık

Ve eriyen buzullar mı?

Oralarda binlerce yıl yaşayıp da

yitip gidecek olan canlılar mı, sadece?

Kaybolmaya yüz tutan.

O, insanı insan yapan

Değerler de eriyor!

 

Çokça, bizim dışımızda,

Etki menzilimizin çok ötesinde,

Üretim, tüketim ve bölüşüm temelinde,

Kotarılıp da önümüze konan

Teknolojik, parasal ve ideolojik,

Rekabetçi ve algısal bir yapıysa bu “ Hayat”!



Fabrikalarının bacaları, ozon çatımızı delenler

Keyifli keyifli

Ayılmaksızın parasal sarhoşluklarından

İşte budur " O ", dedilerse

Dört duvarlı ve dar odalardaki " hayatlarımız "a

Bilin ki,

Bedelini yine bizler ödeyeceğimiz içindir!

 

Bu algısal yapı, " hayatlarımız "ın

Çoğunu kapsamakta,

İlişkilerimiz de bundan payını

Doğal olarak almakta!

Çünkü zaman, glo-"bal" diye tadımlanan zaman

Eriyen buzullardan oluşan "Küre"nin "sel"inde,

Yüzseler de bazı gösterişli tekneler

Sanal mı, sanal

Bizlerse binlerce yıllık

İçinde ruh, dayanışma, özgürlük,

Sevda, paylaşım, acıma, sorumluluk

Ve benzeri birçok duygudan oluşan

İçkin bir var oluşla

Çıkmaktayız onun karşısına.



Tabii ki, kolay kolay uyuşmaz bunlar!

Bu durumda

Bize, duygularımıza ve değerlerimize

Kalansa " hayatlarımız "da,

Oldukça küçük bir alan

Onları koruyup da

Yaşatabilmek adına çarpışılan

 

Eriyen buzullar mı sadece?

Çok daha acısı

Kaybolmaya yüz tutan,

O, insanı insan yapan

Değerler de eriyor

Buzullarla eşanlı!


İstedimki,

Bu, bir ünlem işareti olsun bizden

Gelecek nesillere

Ucunda bir damla şiirle,

Sadece sapı elimizde duran

bir çekiç görünümünde.


İ.Ersin KABOĞLU,

7. Ağustos.2008, Ankara / Klip: Vangelis - Theme from Antarctica  

http://www.youtube.com/watch?v=GOwuniIgYXM