Fenerbahçe'nin gönül adamları

Fenerbahçe, birkaç aydır öngörülen zor günleri yaşıyor. Artık yönetim, kendini dahi sorgulamaya başladı. Demek ki bazen hezimetler yararlı olabiliyor. Olumlu olan; hiç kimsenin sabır beklentisi içersinde olmaması. Çünkü olmayacak bir şey için sabretmek zaman kaybıdır. Aragonesle olmaz, bu sistemle ve bu kadroyla olmaz vs...

Yönetimden basına, teknik heyetten taraftara kadar hem fikir olduğumuz noktadayız. Çözüm arıyoruz, kendimizi kandırma devresinden kurtulduk. Aziz Yıldırım ve kurmaylarının yapması gereken her türlü çözüm önerisini değerlendirmek, en azından kulak kabartmak. Geçmişte yaptıkları gibi kulak tıkamaya devam ederlerse kendi kredileri de tükenecek.

Öncelikle, takımdaki sakatlıkların çokluğu bahanesine gizlenmeyip, devre arası için eksik noktalara "aktif takviye" yapma hazırlıklarına başlanmalı. Aktif takviyeden kastım: Transfer edilme amacı; yıllanmış kariyer ve reklam olmayan, istikrarlı bir şekilde futbol oynayabilecek koşan oyunculardır. Son zamanlarda yapılan transfer hataları artık yapılmamalı. 30'u aşmış, gelecek yıl kadroya katkısı olur mu bilinmez sözüm ona yıldız (!) oyuncular yutturuldu taraftara. Bu taraftar sadece yıldız mı istiyor dersiniz. Hayır! Taraftar güzel futbol istiyor. Tabiki futbolda yenmek de var yenilmek de. Bizim hazmedemediğimiz ezilmek.

Şu günlerde; Teknik Heyete yardımcı olması amacıyla Teknik Menejerlik sistemi oluşturma düşüncesi tartışılıyor. Türk Futbolunun, futbol takımları nezdinde yapılaşma eksikliği yaşadığı konulardan biridir bu. Teknik heyetle birebir uyumlu, klüp başkanından özgün bir şekilde çalışabilecek bir menejerin varlığı, kuşkusuz hem takıma güç katar hem de takımın geleceğinin temellerini oluşturur. Ayrıca, sadece bu sezonun kadrosunu şekillendirmek de takım için maddi kayıp oluşturur. Bugün için çözümler üretirken geleceğe yatırım yapılmalı.

Menejerlik konusunda düşünülen isimler; Rıdvan Dilmen, Bülent Uygun ve Aykut Kocaman. Fenerbahçe'ye yıllarca hizmet etmiş, bu takımın gönül adamları. Hangisi olur? Benim tartışmak istediğim konu bu değil. Çünkü üçü de hem futbol bilgisiyle hem de karakteriyle hayran olduğum isimler. Benim tartışmak istediğim; şuan Fenerbahçe'nin mevcut yapısı bu sistemi kaldırır mı? Göreve gelecek menejer; takımda söz sahibi mi olacak yoksa başkanın gölgesinde mi görev yapacak? Aragones, en azından devre arasına kadar kalacaksa; teknik menejeri ne kadar umursayacak? Değişim için öncelikle sistemin kurulacağı ortamın şekillenmesi gerekli. Bu üç isimden, olası bir Ertuğrul Sağlam sonucunun çıkması; hem Fenerbahçe hem de Türk Futbolu'nun geleceği olan bu değerli isimler için büyük kayıp olur.