Galatasaray'ın liderle arasındaki puan farkı

Son yazımızda Galatasaray'ın Beşiktaş maçını kazanacağını düşündüğümüzü ifade etmiştik, yanılmışız.. Aynı yazının yorumlarında da dediğimiz gibi "<ı>..ama futbol bu. Maçları biliyor olsaydım burada yorum yazmak yerine iddia oynuyor olurdum".

Maçın olayı, hatta son yılların en güzel görüntüsü hiç kuşkusuz 49. dakikada meydana geldi. Bu dakikada Nobre ile Neill'ın hava topu mücadelesinde hakem Cüneyt Çakır Galatasaray lehine faule hükmetti. Lucas Neill, hakemin sarı kartını çıkararak Nobre'ye doğru geldiğini görünce hemen araya girerek hareketleriyle ve "NO NO" diyerek kartını göstermemesini, pozisyonda kartlık bir hareket olmadığını anlatmaya çalıştı. Muhteşem bir an, muhteşem bir görüntüydü.. Bizimkilere ders olsun, altyapılarda öğretilsin isterdim..

Bu hareket mutlaka ödüllendirilmeli. Hem Galatasaray, hem Beşiktaş, hem de federasyon tarafından.

Maç boyunca yönetimini genel olarak beğendiğim hakem Cüneyt Çakır, bence burada yanlış görmüş olabileceğini kabullenmeli ve kartını göstermemeliydi.. Öyle daha çok büyürdü..

Galatasaray artık öyle bir duruma geldi ki, maçın yorumunu yapmak pek fazla bir şey ifade etmiyor. Yine de kısaca özetleyelim:

Beşiktaş, bugüne kadar oynadığı futbolun tamamen dışına çıktı. Maçın başında erken bir penaltı golüyle öne geçmeleri, maçı mutlaka kazanmak zorunda olduklarını düşünmeleri ve nihayetinde deplasmanda olmaları sebebiyle böyle olması normal ancak maç öncesi pek tahmin edilemeyecek bir durumdu. Orta sahada üstünlüğü rakibine vermelerine rağmen, kendi yarı alanlarını çok iyi kapattılar.

Galatasaray ise eldeki kadroyla çok kötü oynamadı aslında ama gücü yok..

Topu kanatlara taşımak zorunda kalan ancak etkili kanat adamlarına sahip olmayan Galatasaray, bunu başardığında da golcü sıkıntısı çekti. Cezaalanı içinde Galatasaray'ın hiçbir etkinliği yoktu. Aslında bu haftalardır böyle. Galatasaray'ın hava toplarına hakim bir santrafora ihtiyacı var. Mehmet Batdal flama direği gibi adam ama ceza alanı içinde veya dışında aldığı bir tane kafa topu yok.

Bir de Ali Turan'ı belirtmek gerek: İlk gün yazdık: "Ali Turan bu mu?" diye. Az yazmışız. Bence bu adamda futbol zekası olmadığı gibi, dikkatli bakın, koşması bile paytak! Kayseri Galatasaray'a kızacağına, teşekkür etmeli! Beşiktaş da teşekkür etmeli, Gökhan Zan ve Serdar Özkan için.. (Fatih Tekke'yi de alın da, tekrar gönderdiğiniz güne kadar izlemeyelim sizi artık!!!!)

E biz M.Batdal'ı aylar önce yazmadık mı? Yazdık.. Aslında çok şey yazdık ama.. Takip edenler bilir, etmemiş olanlar için özetleyelim:

FB ile oynanan Dostluk kupası maçı sonrası 23 Temmuz 2010 tarihli yazının başlığı "<ı>Galatasaray ancak ilk beşe oynar! Bu ne rezalet!" idi. Bu yazıda "<ı>.. topu oyuna sokmak için harcadıkları emek, topu kazanmak için harcadıkları emekten daha fazla. Çünkü becerikli ayaklar yok. Oynamayanlara bakıyorum, onların içinde de yok. Şu an itibariyle takımdaki en oyun kurucu adam Ayhan. Olacak şey değil! Rijkaard maçtan sonra Neill, Kewell ve Baros'un eksikliğinden bahsediyor, sanki bunlar oyun kurucu!" ve <ı>"Galatasaray transfer yapıyorum diye kendi takımlarında yer bulamayan adamları ve takımda etkisiz birer yedek olacakları toplamak yerine; daha az sayıda, kaliteli, eldeki kadroya katkı yapacak, takımda direkt yer bulacak adamlar transfer etmelidir." demiştik..

Arada bir çok yazı yazdık, futbolcuları yorumladık, yanlışları ve olacakları sıraladık. 23 Temmuz 2010 tarihli yazımızın başlığı ise <ı>"Galatasaray bu haliyle ilk beşe bile oynayamaz! Tam bir rezalet!" idi.

En son Manisaspor maçını canlı izledikten sonra da yine Galatasaray'ın ilk beşe oynayamayacağını yazdım. O gün sormuştum, şimdi yeniden soruyorum:<ı><ı><ı><ı><ı> Galatasaray hangi takımla oynarsa "kesin yener" diye düşünürsünüz? Ya da %90 yener diye? Hatta %51 yener diye?

Buna bir soru daha ekleyelim: Galatasaray, bu hafta ligin sonunculuğuna puan farkıyla demir atmış olan Kasımpaşa karşısında maçın favorisi midir?

İçim acıyor..

Her hafta maçları canlı izleyen bir adam değilim, maalesef buna imkanım yok. Anlayamadığım şey; biz olanları ve olacakları TV'den bile az çok görürken, bu takımdan sorumlu olanlar, yöneticiler, teknik kadro, çok bilgili Adnan Sezgin.. bunlar hiç mi bir şey görmezler yahu?!!

Tavsiyem; eve gittiklerinde maçları bir de TV'den seyretsinler, belki tribünden iyi göremedikleri şeyler vardır..

Galatasaray'ın izlemesi gereken stratejiyi de yeni yazmıştım. Artık aynı şeyleri tekrarlamanın bir anlamı yok.

Demem o ki; sözün bittiği noktadayız..

Neden sürekli Galatasaray'ın liderle arasındaki puan farkı konuşuluyor? Galatasaray'ın düşme hattındaki takımlarla arasındaki puan farkını konuşmanın zamanı gelmedi mi?

İçim acıyor..