Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '18

 
Kategori
Anılar
 

Gel de Çık Şimdi, İşin İçinden

Gel de Çık Şimdi, İşin İçinden
 

Mizahın tam da orta yerinde Mart ayı


Apartmanımızın önünde kapalı otobüs durağı vardır. Bir süreden beri çevrede yaşayan sarı tüylü dişi bir kedi, günün belli zamanlarında durağın oturma yerinde kaykılıp şekerleme yapmayı adet edindi. Otobüs bekleyen yolcular da onu hiç rahatsız etmiyorlar.

Gözlemlediğim kadarıyla, diğer birçok kedi gibi yabani değil; sokulgan ve kendini sevdiriyor. Öyle ki, küçüklüğünden beri uzunca bir süre evde yaşamış ve bir şekilde sokağa bırakılmış gibi. Nereden mi biliyorum? On iki yıldır, küçücükken bulup eve getirdiğimiz erkek bir kedi besliyoruz.

“Ne var bunda? Gayet doğal...” dediğinizi duyar gibiyim. Durun bakalım, kazın -pardon- kedinin ayağı öyle değil. Bu sarışın kedinin, apartmandaki tüm daireler ve zemindeki dükkânlarla dostluğu o kadar ileri ki, hayret ki ne hayret!..

Apartmana girmek üzeresiniz... O, çevrede ise, ana kapıya yaklaştığınızı gördüğü anda hemen yanınıza sokuluyor ama "Hayır giremezsin!" dediğinizde diretmiyor. Bir şey demezseniz, anında peşinize takılıp, asansörün kapısını açtığınız an o da giriyor ve dairenizin katına çıktığınızda, sizinle birlikte evinizin kapısına kadar gelip bekliyor.

Daire kapınızı açtınız, engel olmazsanız hooop ev sahibi gibi içeri dalıyor. Bu arada bizim Uğur kediyle karşılaşırsa, (Bizim kedimiz, uzun yıllar boyunca sokağa çıkmadığı ve hiçbir kedi tanımadığı için, sarışın kediyi kapı önünde görür görmez kaçıp divanın arkasına saklanıyor.)  Sarışın kedi de karnı açsa bir kenara koyduğunuz mamayı yiyor ve "Beni dışarı çıkar artık!" der gibi size baktığında tekrar onu peşinize takıp evden dışarı çıkarıyor, apartmanın önüne kadar götürüp bırakıyorsunuz.

Dün yine birisiyle apartmana girmiş ama dışarı çıkarmamışlar. Katları dolaşıp bizim daire kapısında miyavlayınca, eşim ne oluyor diye kapıyı açtığı anda evden içeri girmiş. Bunun üzerine kızımla birlikte eşim evde dolaşmasına izin vermişler.

Sarışın bundan cesaret alıp, o mutfak senin, bu salon benim derken, oturma odasında bizim delikanlı Uğur’la karşılaştığı an, bizim oğlan garip, hiçbir şey anlamadan öylece bakakalmış ama sarışın önce bir diklenmiş: “Ben bildiğin kedilerden değilim, vurdum mu oturturum!..” Bizimki bir köşede büzüşmüş kalmış, hem de mart ayı olmasına rağmen...

Bugün baktım o sarışın kedi öğleye doğru yine bizim evin kapısında.   Dünkü diyalog sonucu düşündü taşındı, bizim Uğur oğlanı beğendi herhalde, "Her işte bir hayır vardır, bu evde güzel günler geçiririz." der gibi bir bakışı var. Haydi hayırlısı bakalım, gel de çık şimdi, işin içinden... 

 

 
Toplam blog
: 1160
: 227
Kayıt tarihi
: 11.02.09
 
 

Teknik ressamlıkla geçen çalışma hayatımdan sonra emekliliğini yaşayan bir kız ve bir erkek çocuk..