Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '11

 
Kategori
Blog
 

Gezegen savaşları

Gezegen savaşları
 

Malumunuz, “Hadi biraz zihin jimnastiği yapalım” başlıklı yazımla MB’deki sorunun asıl kaynağına dikkat çekmiştim.

Cem kardeşim de “Blogda aristokratlar” yazısıyla MB’deki bu asıl sorunun sonuçlarından biri olan eski-yeni bloggerlar açısından ortaya çıkan durumu çok güzel açıklamış.

Tam da işte o aristokrat özentiliği bağlamında ben de şimdi hem önceki yazıma hem de Cem kardeşimin bu yazısına ilaveten başka bir açıdan da bu sorunun bir ayrıntısına değinmeliyim.

Ben gezegenler savaşı da diyorum buna. Zira bunların kendi aralarında bir de rekabet var.

Yıldız değiller ama, yıldız olmaya pek meraklılar.

Hatta öyle ki, ama şaka ama ciddi şöhretin kendilerinden geçtiğini iddia edenleri dahi görmekteyiz biliyorsunuz.

Zaten o yüzden ben de yıldız savaşları da diyemiyorum. Zira, ışık saçana ancak yıldız denir biliyorsunuz.

İyi-doğru-güzel-hakça, kaliteli ve iyi niyetle bir şeyler yapabilenler, iyi ve doğru şeyler üretebilenler, sunabilenler zaten ancak ışık saçar. Tüketenler, hiçbir haklı sebebi ve gerçek mesnedi olmadan ona buna ve birbirlerine saldıranlar değil. Işık saçıyorsa, bir ışık kaynağıysa, yolu aydınlatabiliyorsa, yolu ferah kılıyorsa ancak ona da yıldız denebilir malumunuz. Onun için bunlar birer gezegen, yani yıldız tozu bile değiller aslında.

Sürekli birbirleriyle de çekişirler, hatta MB blog geçmiş kayıtları bu kavgalarla doludur. Çünkü “en yıldız” kendileridir, kendilerine göre.

İşte MB’de sorun, biraz bu noktada da düğümleniyor zaten. Çünkü ortam da sırf bu yüzden gruplara ayrılmış, bölünmüş gibi bir durumdadır. Bunlar ve yandaşları veya her ahval ve şeraitte destekleyici kankaları olarak! Hak mak, hak getire yani, her ne olursa olsun, yeter ki destekle. Körler sağırlar birbirini ağırlar durumları ve tam taraftar kavgaları gibi de bir durum. Bizden değilsen, tu ka ka!!

Yoksa rekabet de zaten asla kötü bir şey değildir, ama doğru ve kimseye zarar vermeyecek, kimsenin hakkı hukukuyla oynamayacak, gaspetmeyecek şekilde, iyi ve makbul bir amaç için ancak ve de kozlarını açık açık ortaya koyarak, kaliteli ve hakça, dürüstçe, mertçe hatta dostça rekabet edilirse ne aladır!!

Eğer birileri ille de yıldız olmak amacındaysa, kendi bizzat kendi çabası ve birikimiyle, ruhsal ve zihinsel zenginliğiyle, kendi kişisel değerli ve makbul yetenek ve doğru üretimleriyle, herkesin hakkına hukukuna da riayet ederek, kimseyi çiğnemeden, ezmeden, aşağılamadan, kandırmaya-aldatmaya, sindirmeye, yıldırmaya, yalana dolana itibar etmeden, sahtekarlıklara riyaya tevessül etmeden, amacına ulaşmaya çalışıyorsa bunda bir sakınca olmaz da zaten.

Yok ama eğer birileri, amaca giden her yol mübahtır diyorsa, işine gelenin sırtına binip veya kullanıp, işine gelmeyene saldırıp, haktı-hukuktu-kişilikti-itibardı, saygıydı, sevgiydi tınmayarak ya da bir yığın herkesçe bilinen genel geçer değerleri, doğruları çiğneye çiğneye, yalanla dolanla veya yalakalıklarla ya da riyayla, sahtekarlıkla bir taraftan kendine yandaşlar edinip, bir taraftan da iftirayla, dedikoduyla, kandıra, yıldıra, aldata, hatta birilerini sindire, kaçırta amacına ulaşmaya çalışıyorsa bu pek tabii ki kötü bir şeydir. Ve herkese de, o insanların kendilerine de ve ortama da MB’ye de zarar verir.

Çünkü sorarım bunun aksini iddia eden varsa eğer: Ne zaman ve nerede, bu şekilde, böyle ayrışmak, bölünmek, gruplaşarak “saldırı timlerine dönüşmek”, birilerine veya bulundukları ortama bir yarar getirmiş?



Filiz Alev
14.07.2011 

 

 
Toplam blog
: 157
: 3152
Kayıt tarihi
: 03.03.11
 
 

Ekonomistim, emekliyim. İki evlat annesiyim. Müzikle ilgilenirim, bestelerim vardır. Düşünürüm, a..