Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '08

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Gümüşlük'ten Tavşan Adası'na yol gider

Gümüşlük'ten Tavşan Adası'na yol gider
 

Çepeçevre Bodrum Yarımadası turumun, uzun molalı etaplarından biri olan Karaincir Koyu’ndan çıktıktan sonra; hemen yanı başındaki Akyarlar’ı geçip yönümü kuzeye veriyorum. Turgutreis ve Kadıkalesi’nde fazlaca oyalanmadan Gümüşlük denilen harikulade koya ulaşıyorum.


Gümüşlük, Bodrum Yarımadasında beni en çok etkileyen yerlerden biri olarak kayıtlarıma geçiyor. Antik Myndos şehri kalıntıları üzerine kurulmuş olan yerleşim yeri ile ilgili okuduğum enteresan tarihi notlar, ilgimi daha da çok çekmeyi başarıyor.


Myndos şehri, tarihin en büyük fatihlerinden ve kumandanlarından olan Büyük İskender’e direnen ve teslim olmayan kent ünvanına sahip. Büyük İskender, Myndos’la uğraşmaktan vazgeçip büyük seferine devam ederken, çok sonraları generalleri tarafından kent ele geçirilebiliyor.


Myndos ya da Gümüşlük ile ilgili bir diğer tarihi ilginç not ise; yine tarihin en büyük devlet adamlarından biri olan Roma İmparatoru Sezar’ın katilleri, Brütüs ve Cassius’un, burasını uzunca bir süre askeri üs olarak kullanmış olmaları olarak karşımıza çıkıyor.


Gümüşlük bugün doğal sit alanı ve yapılaşmaya kesinlikle kapalı. Bu nedenle de ağaçlar içinde kaybolmuş eski Bodrum evlerini, yel değirmenlerini görebilmek, insana tarifi imkansız bir huzur ve haz veriyor.


Gümüşlük Koyu’nun hemen karşı tarafında, ismini üzerinde yaşayan sevimli tavşanlardan alan bir küçük ada yer alıyor. Ve işin enteresan tarafı, coğrafi yapı, Tavşan Adasına yürüyerek çıkmanıza izin veriyor. İzin vermek de ne kelime, adeta emrediyor.


Tavşan Adasına, denizden yürüyerek çıkıyoruz. Yol üzerindeki en derin yerde, deniz seviyesi belimize kadar geliyor. Ve hem bu zevkli güzergahta su altında hem de adada, antik yerleşimden kalan tarihi kalıntıları görebiliyoruz. Ve tabi ki adanın gerçek sahipleri, sevimli tavşanları.


Gümüşlük Koyu’nun lokmacıları ve balık restoranları çok meşhur. Herhangi bir mekan tavsiyesi ile bölgeye gitmediğimden dolayı lokantaları tek tek inceliyor ve aslında diğer restoranlara göre biraz daha mütevazı görünen ama gurme hislerimin beni kendisine ısrarla çekmiş olduğu Dalgıç Restoran’da karar kılıyorum.


Mekan, tipik Ege-Akdeniz mutfağı sunuyor müşterilerine. Zeytinyağlı ev yemeklerinin, dolmalarının ve kızartmasının tadına bakıyorum. Mönüde; enginar, börülce, semizotu ve dahi bilumum memleket yemeği mevcut. Ve masalarda fesleğen saksıları...Aynı bizim ev gibi yani.


İşletme sahibi Ahmet Dalgıç Bey’le tanışıyor ve sohbete başlıyoruz. Ve kendisinin de İzmirli, Şirinyerli olduğunu öğreniyorum. Aşçıların ise tamamı Aydınlı ve bayan. Durum anlaşılıyor tabi.


Ben yemek yerken, hesaplarını ödeyip masalarından kalkan müşteriler; özellikle dolmalarına bayıldıklarını ifade ediyorlar Ahmet Bey’e. Bunu duyan aşçı bayanlar, kendilerine has Ege şiveleriyle “<ı>bak gödün mü, nasıl beendile” diye kurum kurum kurulmaya başlıyorlar. Gülüyorum ve hoşuma gidiyor.


İşletme sahibi Ahmet Dalgıç Bey’in gururlu ifadesine göre; kısa süre önce saygın bir Fransız Gurme dergisi, okurlarına, Gümüşlük’ün en iyi üç restoranından biri olarak duyurmuş mekanını.


Tebrik ediyorum ve tavşan kanı çaylarını da içtikten sonra kalkıyorum. Daha önümde, Bodrum Yarımadası’nın keşfedilecek mekanları olduğunu bilerek tabi.


Not: Yazı fotoğrafı linkinden alınmıştır.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..