Hah şunu bileydiniz

AKP Genel başkan yardımcısı sayın Mehmet Ali Şahin, sanırım Türkiye'nin halini halkın gözünden görmeye başladı. En son yüce divan konusunda yapılan oylamada AKP' nin verdiği fireleri açıklarken, asgari ücretin 1000TL olduğu bir ülkede, siyasetçi 700 binTL değerinde saat takamaz demiş. Ağzınıza sağlık diyorum. Sonunda içlerinden birisi gerçekleri görmeye başladı. Bu halkın tepkisi iktidardaki partiye ve yönetime değildir. Tepkİ; aradaki uçurumadır. Uçurum hemde öyle böyle değil başdöndürücü bir şekildedir. Bir tarafında; halk tarafından ülkemizi en iyi şekilde yönetsinler diye seçilmiş insanlarımızın saltanatı( ki bu saltanat gözleri kamaştırıyor) diğer tarafta seçtiği insanlar tarafından sefalete sürüklenen seçen insanlar topluluğu, yani halk bulunuyor.

Önce halkın içinde bulunduğu en son durumu özetlersek sadece basit bir kaç örnek vereceğim: medyada son günlerde bebeğine mama alamayıp çay ile besleyen, bez olmadığı için altını poşet veya mukavva ile bağlayan bir anne var. Sanırım hepiniz televizyonlarda görmüşsünüzdür. Türkiye büyüyor gelişiyor derken bu örnek sanırım ne kadar büyüdüğümüzü bize gösteriyor. Üç çocuk yetmez,beş çocuk derken buyrun  bakalım, bebeklerimizi çaylamı büyüteceğiz. Yine geçenlerde haberlerde çıktı: kardeşler aynı gün okula gidemiyorlar. Neden mi? Çünkü hepsinin kendilerine ait ayaklarına giyecekleri ayakkabı, sırtlarına alacakları gocuk veya montları olmadığı içindi.

Emekli bir çift vardı. İstanbul gibi bir şehirde medeniyetin beşiğinde oturuyorlardı. Evlerine misafir gelmediği sürece lambayı kullanmıyorlardı, emekliliğin tadını çıkardıkları için değil, aldıkları maaşları onları geçindiremediği içindi. Daha bir sürü örnek verebilirim ama vermeme gerek yok, kendimize bakmamız yeterlidir. Canımızın istediğini yapabiliyormuyuz? Yalan söylemeyeceğim ben yapamıyorum. Yapmaya kalktığında bütçedeki deliği kapatmak sihirbazlık yeteneği gerektiriyor.        

Şimdi bizi ve ülkemizi en iyi şekilde yönetirler diyerek seçtiğimiz insanlara bakalım, gördüğümüz kadarı ile; gayet bolluk, bereket, refah ve saltanat içindeler öyle değil mi? Hiç kimsenin malında kazancında gözümüz yok. Allah daha çok versin, ama halk açlık sınırında debelenirken, iktidar saltanat içinde yüzüyorsa buna itiraz edilir.Senin çocuğun okula gidecek ayakkabıyı,gocuğu bulamazken, mesleğinin ne olduğu belli olmayan, sadece babası seçilmiş insan olduğu için armatörlük makamına yaş otuzbeş demeden oturanlar varsa itiraz edilir. Sayın büyüklerimden şunu istiyorum; sadece dış dünyaya oturduğunuz pencereden bakmayı bırakıp, birde halkın penceresinden bakabilirseniz neler yaptığınızı ve bu pencereden nasıl göründüğünüzü anlarsınız.