Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Herkesin başına gelebilecek bir olay!

Herkesin başına gelebilecek bir olay!
 

http://www.donquichotte.at/dq/component/option,com_frontpage/limit,20/limitstart,640/


Temel yerde bir senet bulmuş. Gitmiş bankaya ödemiş. Fıkra olarak dinlediğimiz bu olayın değişik bir şekli başınıza gelirse şaşırmayın. Eğer yasaları bilmez ve bazı kötü niyetli kişiler yasaları sizi hedef alarak, kendi çıkarları için kullanırsa ve siz de bu konuya gereken önemi vermezseniz başkasının borcunu ödemeniz işten bile değildir.

Yasalar haklı olan kişinin hakkını korumak için yapılmıştır. Ancak bazı durumlar vardır ki, amacına uygun kullanılmadığında bir çok suçsuz insanın canı yanabilir.

Yasalarla ilgili yazdığım bir yazıya yapılan bir yorumda, serbest avukatlık yapan biri aynen şöyle demiş.

- Ben bu mesleğin içindeyim ve dehşet olaylara şahit oldum. Davayı kazanamayacaklarını bildikleri halde sırf karşı tarafı kandırıp, para kazanmak için kazanırız diye atıp tutuyorlar. Tutup karşı tarafla anlaşıyorlar. Söyleselerdi inanmazdım. İşin içine girince ben dehşete düşüyorum ve benim meslektaşlarım nasıl bu kadar birçok yanlışı bir arada yaparlar diye dert yanıyormuş.

Biraz sonra aşağıda anlatacağım olay da hukuk bilgisi olanların, (Tabii ki bu konuda en fazla bilgisi olan avukatlardır.) yasaları nasıl kendi çıkarları için kullandığını göstermesi bakımından iyi bir örnektir.

Ayşe teyze, yakın zamanda eşini kaybetmiş varlıklı bir kadındır. Eşiyle birlikte zamanında çalışıp, başını sokacakları bir ev sahibi olmuş, bir miktar da bankada parası olan, kendi emekli maaşının yanında eşinden de emekli maaşı bağlanan bir hanımdır. Çok istemelerine rağmen çocuk sahibi de olamamışlardır. Ayşe teyzeye bir gün icra dairesinden bir yazı gelir. Gelen yazı taahhütlü olduğundan imzayı atarak alır ve Allah Allah, benim icra dairesiyle ne işim olabilir diye düşünür. Gelen yazıda aynen şöyle yazmaktadır.

Alacaklı olan Hakkı Şahin, borçlu Hüsamettin Yıldız’ın sizdeki alacağının 50.000.- YTL.lik kısmına haciz koydurmuştur.

Daktilo veya bilgisayarla yazılan kısım bu kadardır. Aşağıdaki yazılar matbu olup, küçük yazılarla yazılmıştır. Ayşe teyze o yazıları okumaz bile. Ama okusaydı yazının şu şekilde devam ettiğini görürdü.

“Eğer borçlunun sizden alacağı yoksa, veya borca itirazınız varsa 7 gün içersinde ilgili icra dairesine itiraz etmeniz, etmediğiniz takdirde borç zimmetinizde kalacaktır.” şeklindeki hukuki terimlerle yazı devam etmektedir.

Ayşe teyze, ben Hüsamettin Yıldız diye birini tanımıyorum ki, bana ne deyip, icra yazısını çöpe atar.

Bir müddet sonra Ayşe teyzeye ikinci bir haciz ihbarnamesi daha gelir. Bu ihbarnamede ise Ayşe teyzenin 50.000.- YTL yi 7 gün içersinde icra dairesine yatırılması veya itiraz etmesi istenir.

Bu yedi günlük süre içinde de itiraz edilmezse, 15 gün süre içersinde borcun icra dairesine yatırılması veya bu süre içersinde menfi tesbit davası açılması, yoksa 50.000.- YTL.nin zorla Ayşe teyzeden alınacağı bildirilir.

Ayşe teyze, bana ne bunlardan ben ne borçluyu tanırım ne de alacaklıyı dediği anda, bir gün kapısı çalınır ve icra memurları Ayşe Teyze’nin evine gelip, bütün eşyalarını götürdüğü gibi bankadaki parasına da haciz konur ve evi de haczedilir.

Ticari hayatta, rastlanılan bu durumlar normal sayılabilir. Ancak konuya önem vermeyenlerin de canı yukarıda anlattığım gibi yanar. Bu gibi durumlarda yapılacak tek şey vardır. Bir icra yazısı geldiğinde onu kanunu iyi bilen birilerine sormak ve süresi içersinde itiraz etmek.

Bazı uyanık kişiler kendi aralarında anlaşmak suretiyle bir borç alacak ilişkisi yaratırlar ve bir avukat vasıtasıyla, malı mülkü olan kişilere 3. şahıs haciznamesi gönderterek, oradan alacakları parayı birlikte paylaşırlar.

Maalesef yasayı bu şekilde kullanan kişiler bu yoldan geçim kaynağı elde etmişlerdir.

Bütün yukarıdaki anlattıklarım icra iflas kanununun 89 uncu maddesi kapsamındadır. Şimdi o kanunun maddesini aşağıya kopyalıyorum.

Madde 89 - (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/49 md.)

Hamiline ait olmıyan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi).Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.

Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.

(Değişik fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./22. md.) Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde kırkından aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir.

Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde *1* ispat ederek üçüncü şahsın 338 inci maddenin 1 inci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini istiyebilir. İcra mahkemesi *1* , tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.

Üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde 65 inci madde hükmü uygulanır. (Değişik cümle: 17/07/2003 - 4949 S.K./22. md.) Her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.

Malın teslimi mümkün olmazsa, alacaklı icra mahkemesine *1* müracaatla değerini üçüncü şahsa ödetmek hakkını haizdir.

Haciz ihbarnamesi, bir hükmi şahsın veya müessesenin merkez ve şubelerinden hangisine tebliğ edilmiş ise, beyanda bulunma mükellefiyeti yalnız ihbarnameyi tebellüğ eden merkez veya şubeye aittir.

Üçüncü şahsın beyanı hiçbir harç ve resme tabi değildir.

Bu madde hükmü, memuriyeti hasebiyle hakikate muhalif beyanda bulunan memurlar hakkında da uygulanır

Onun için böyle bir yazı aldığınızda mutlaka bir bilenden yardım alın veya 7 gün içersinde borçlunun sizden böyle bir alacağı olmadığına dair icra dairesine itiraz dilekçesi gönderin. Dilekçe en geç 7. gün icra dairesinin elinde olması gerekir.

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..