Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

sufi-su /Emel Yeşilkayalı

http://blog.milliyet.com.tr/sufi-su

10 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

Mardinkale ve gençleri

Mardinkale ve gençleri
 

"Ah Şu Gençler" Oyunundan bir sahne


İzmir’in Mardin’i deniyor artık Kadifekale’ye. Baskın Oran’ın tabiriyle “Mardinkale”. Kent merkezinde, İzmir’i en geniş açıyla görebileceğiniz muhteşem manzarası, kalesinde salınan devasa büyüklükteki Türk bayrağı ile meşhur gecekondu semti.

Yaklaşık onbeş yirmi yıl önce, akşamüstleri büyülü bir esinti tüm sokaklarını sardığında, herkes sokaklara dökülür ve hararetli sohbetlere dalarmış. Dik, merdivenli sokaklarında, ceplerindeki çigdemleri savura savura çocuklar koştururlarmış. “Ekşisözlük”ten öğrendim: buraların bir de göçmen, yaşlı bir turşucusu varmış o zamanlar. Her akşamüstü el arabasıyla dimdik yokuşlardan sokak aralarına dalar, tadını hiçbir yerde bulamayacağınız buz gibi turşu suları satarmış. Bir de o zamanlar hala arasında İzmirlilerin de olduğu midyecileri varmış kale sokaklarının. Ama daha o zamandan en lezzetlisini Mardinliler yaparmış midyenin. Gece olunca, dost, akraba şarkı söylemeye başlarmış sokaklarında, kapı önlerinde. Göçmen türküleri, ada şarkılarına karışır, İzmir türküleri, Rumca şarkılarla birlikte söylenirmiş. Derler ki, “Ege'nin ruhu işlemişti sanki kalenin dik sokaklarına, hafif meşrep, alımlı, serin ve gizemliydi sokaklar o zamanlar. O sokaklarda yaşayanları da deniz kızları öpmüştü sanki, öylesine güzel şarkılar söyleyen, acılarını neşeyle harmanlayan, izmir kokan insanlarını, uzaklardan tebessüm eden insanlarını...”

Oysa şimdi… 1980’li yıllardaki önü alınamayan göçlerin ardından... Basmane’den Kadifekale’ye yürüyerek çıkmak isterseniz, dik yokuşlu ve bol merdivenli sokaklarından geçerken, Doğu Anadolu’dan büyük kentlere göç patlamasının sembollerinden çocuk dolu evleri, soğukta sokak aralarında top oynayan terliksiz-çorapsız çocukları, tandırda ekmek pişiren geleneksel giysili Doğu Anadolulu kadınları, sokak kedilerini, dışarıdan görünebildiği kadarıyla sanki hala seksenli yıllarda yaşanıyormuş hissiyatı veren evleri, her köşe başında bekleyen polis araçlı ekiplere rağmen ortalıkta kol gezen uyuşturucu satıcılarını görebilirsiniz. Artık ne yazık ki, neredeyse arabamız hala altımızda mı acaba diye kontrol ettiğiniz bir yer haline gelmiştir.

İzmir’de suça yönelen, sokakta çalışıp mendil, çiçek, midye satan, okula devam etmeyen yani korunmaya muhtaçlık bakımından risk altındaki çocukların büyük çoğunluğunun yaşadığı yerdir Kadifekale. İşte bu nedenle, üç yıl kadar önce İzmir İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü orada önleyici hizmetlere ağırlık vermek üzere gündüzlü bir Çocuk ve Gençlik Merkezi hizmete açmıştır. Bu merkezde bugüne kadar yaklaşık 800 çocuğun kent kültürü ile bütünleşmesi, boş zamanlarını verimli şekilde değerlendirmesi için çalışmalar yapılırken; aynı binada hizmet veren Tülay Aktaş Toplum Merkezi aracılığı ile annelerinin okuma yazma öğrenmeleri, meslek edinmeleri, boş zamanlarını verimli şekilde değerlendirmeleri ve çocukları gibi kent kültürü ile bütünleşmeleri için çalışmalar yapılmıştır.

Fırsatlar verildiğinde, yaşadığı coğrafyanın kültürü ile uyum sağlayıp, kendi kültürel sentezini yapabilen çocuk ve gençleri gördük Necdet Alpar Çocuk ve Gençlik Merkezi’nde. Bu Merkezde özellikle tiyatro ve resim çalışmaları çocuk ve gençlerin kendilerini ortaya koyma adına yoğun olarak ilgi gösterdikleri faaliyetlerdir. Bu faaliyetler aracılığı ile çocuk ve gençler pek çok konuda bilinç kazanmaktadırlar. Örneğin 2007-2008 sezonunda yönetmen Polat İnangül’ün Habib Çil, Semih Çelenk, kendi şiirleri ve Çocuk Hakları Bildirgesi’nin maddelerinden oluşturduğu “Bir Çocuk Ağlıyor” adlı oyun, Çocuk Hakları’nın maddelerinin öğrenilmesini de içeren 40 kadar çocuğun görev aldığı ve sivil toplum kuruluşlarının talepleri doğrultusunda toplam 8 kez sahnelenen bir oyundu. “Çılgın Türkler”, Turgut Özakman’ın yazdığı, Polat İnangül tarafından tiyatroya uyarlanan ve yönetilen, toplam 30 kadar çocuğun görev aldığı Kurtuluş Savaşı’nın hangi şartlarda kazanıldığını anlatan bir oyundu.

Son olarak merkeze üç yıldır devam eden çocukların gösterdiği gelişimi, tiyatro oyunu aracılığı ile öğrendiklerinin değerini, hocaları Polat İnangül’in özverili çabalarını tekrar izleme ve değerlendirme fırsatı bulduğum, yine Turgut Özakman tarafından yazılıp Polat İnangül tarafından yönetilen “Ah Şu Gençler” oyunu, bana bu satırları yazdırdı. Bu oyun da, evlilik, çocuk yetiştirme gibi toplumsal olgu örnekleri ele alınıp, gençlerin bu örnekleri tartışarak doğru bir bakış açısı kazanması hedefleniyor. Bu oyun, Konak Belediyesi’ne ait Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi, Avni Anıl Sahnesi’nde 2010 yılında 23 Ocak, 3 Mart, 28 Nisan ve 26 Mayıs tarihlerinde de sergilenecek. Çoğunun anne babası hala Türkçe konuşmayı dahi bilmezken, bu gençlerin bir tiyatro oyunuyla nasıl bu toplumla bütünleştiğini gerçekten görmenizi çok isterim.

Bu arada hiç kuşkusuz tüm bunlar bir ekip çalışması. Bu çalışmada, merkezde görev alan herkesin çabası var. Örneğin, gönüllü çalışmacı üniversite öğrencilerinden Güneş Aktaş ve Murat Eren ışık ve diğer teknik konularda yardımcı olurken, resim öğretmeni Ümit Ergüven’in yönlendirmesiyle, resim kursuna katılan çocuklar dekorların oluşturulmasına da katkı verdiler. Kimi ahşap dekorları boyadı, kimi çizimleri yaptı. Bu merkezde resim kursuna devam eden 6-14 yaşlarındaki 30 kadar çocuğun serbest resim çalışmaları da İzmir Konak Metro İstasyonu’nda 14 Aralık tarihine kadar sergilenmeye devam edecek.

Kadifekale’nin gençlerinin çalışmalarına ilgi göstermenizin onların geleceğe bakışını da şekillendireceğine ve önlerinde yeni ufuklar açılmasına yardımcı olacağına inanıyorum.

Sevgi ve sağlıcakla kalın…

 
Toplam blog
: 76
: 1567
Kayıt tarihi
: 28.03.09
 
 

Merhaba, ben sufi-su. Sosyal hizmet uzmanıyım. Yıllarca korunmaya muhtaç çocuk çocuklar, koruyucu..