Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '14

 
Kategori
Güncel
 

Modern zamanlarda, kendi bedenine hapsedilen kadınlar

Modern zamanlarda, kendi bedenine hapsedilen kadınlar
 

(Kadına yönelik şiddetin, en modern ve ince hali).

 

İDEAL İNCELİK

Geçtiğimiz yüzyılın son çeyreğinde başlayan ve yaşadığımız yüzyılda önemi daha da artan bir kavram bu, ‘’ideal incelik’’.

İdeal incelik, pastoral ince kadın bedeni ile ilgili bir kavramdır.

Narinlik, bu idealin ortak algısı olup, bu ise kadınsı bir vücut da ince bir bel ve yağsız bir beden ile tanımlıdır.

Dünyada bir yanda ideal inceliğe olan eğilim öte yanda obezite artmakta ve ortaya kadın açısından çok ironik bir tablo çıkmaktadır.

İdeal incelik kavramı; bir kadının vücudunun gerçek görünüşü ve beklenen görünümü arasında bir boşluk yaratmakta ve bu boşluk ciddi psikolojik etkilere neden olabilmektedir.

İDEAL İNCELİK KAVRAMININ İÇSELLEŞTİRİLMESİ

Kadınların ideal incelik kavramından psikolojik olarak ne kadar etkilenecekleri onların bu kavramı ne kadar içselleştirdiği yani doğruluğuna inanıp onu kabullenmesi ile ilgili olarak değişir.

Yeme bozukluklarının çoğunun, ideal incelik kavramının birey tarafından içselleştirilmesinin bir sonucu olarak ortaya çıktığı söylenebilir.

Bu içselleştirme, bireyin toplumsal olarak tanımlanmış çekicilik ideallerini ve bu ideallerin getirisi olarak sunulan tasarlanmış davranışları bir ölçüde içine almaktadır.

Modern dünyada, kadınların birçoğu; mutluluk, güven ve romantik başarı gibi olumlu hayat sonuçlarına ancak ideal incelikte bir vücuda sahip olduğu zaman kavuşabileceğini düşünmektedir. Kadın beyninde, mutluluk ve başarı kavramı adeta incelikle ve güzel görünmek kavramı ile eşleşmiştir.

Ancak, ideal inceliği tam olarak içselleştiren yani bunu kendi içinde özümseyip kabul eden, kişisel bir inanç sistemi yapanlar ile zayıflık avantajının farkında olan ama bunu belli bir ölçüde tutup, hayatının odağına eğitim ya da iş gibi realist hedefler koyan kadınlarla, diğerleri arasındaki ayrımı fark etmek önemlidir.

İncelik idealini benimsemiş ve bunu içinde yargılayıp, tek mutlak doğru gibi kabul etmiş kadınlar, kavramdan çok etkilenirken bunu kendi içinde idealize etmemiş kadınlar daha az etkilenmektedir.

Bazı kadınlar için, medyada gördüğü ince kadınlar, motivasyonel bir faktör olarak etki yapmakta ve onları bu hedefe ulaştırmada yardımcı olmaktadır. Ama bir kısmı onlara çok özense de zayıflamayı başaramamakta ve bu onları inanılmaz mutsuz etmektedir.

İncelik idealinin kadınlar üzerindeki etkisi ile ilgili, birçok çalışma yapılmıştır.

Bu araştırmalardan birinde, kadınlara ultra-ince modellerin resimlerini gösterilmiştir.

Resimlerin; teste katılan kadınların çoğunun ruh hali üzerinde, olumsuz etki yaptığı gözlenmiştir.

Yeme bozuklukları, artan öfke, depresif ruh hali, vücudunu beğenmeme, tatminsizlik ve kendine saygı duymama, güvensizlik ile ilişkili psikolojik ve davranışsal özelliklerinin bu tarz fotoğrafları izledikten sonra yapılan testlerde daha kolay ortaya çıktığı, verilen cevaplarda görülmüştür.

Birçok kişinin ortak düşüncesi, sağlık açısından kabul edilebilir bir kiloya sahip kadınlar için, ideal incelik kavramının hiç de önemli olmadığı şeklindedir.

Fakat başka bir gerçek daha vardır ki; kadınlar ölçüleri ne olursa olsun genelde kendi bedenleri ile barışık değildir.

İNCELİK İDEALİNİN GELİŞİMİ

Bir çalışmada çerçevesinde, son elli yıla ait, en popüler moda dergilerinin kapaklarını incelenmiştir.

Bu inceleme sonucunda, çeşitli eğilimler keşfedilmiştir.

Öncelikle moda dünyasındaki mankenlerin, vücut ölçüleri önemli ölçüde küçülmüş ve belirgin bir şekilde incelmişlerdir.

İkincisi, modern dünyada incelik algısına daha fazla değer verilmeye başlanmış ve bu kavramın toplumun bütün katmanlarına, mutlak doğru gibi kabul ettirildiğidir.

Başka bir bulgu ise, kadın vücudunu gösteren resimlerin sayısında önemli bir artış olduğu şeklindedir.

Bu sonuçlara bakarak, incelik idealinin geçmişe oranla günümüzde daha da önem kazandığını ve kadınların üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu söylemek mümkündür.

MEDYANIN ETKİSİ

Birçok teorisyen, medyada yer alan, ultra-ince beden görüntülerinin, kadınlar üzerinde vücutları ile ilgili tatminsizlikler oluşturduğunu, yeme bozukluğuna sebep olduğunu ve psikolojik sorunları tetiklediği düşünmektedir.

Özetle; teorik olarak idealize edilen ve doğrudan başarının, mutluluğun anahtarı gibi sunulan incelik kavramı, kadınların birçoğunun, öz güvenlerini elinden almakta, bedenlerinden adeta utanmalarına yol açmaktadır.

TOPLUMSAL ETKİLER

İdeal incelik, birçok toplumda, hatta dünya genelinde, arzu edilen bir özellik olarak ifade edilmektedir.

Bu ideale ulaşmış medya kahramanları, doğrudan ya da dolaylı, daima güzel, arzu edilen, sevilen ve başarılı insanlar olarak ifade edilmektedir.

Bulimia, Anoreksiya nevroza, gibi hastalıkların ortaya çıkışı, sosyokültürel modellerin ideal görsellerinin yol açtığı, yeme bozukluklarının bir ürünüdür.

Bütün bunların bilinmesin rağmen, ultra-ince vücut elde etmek konusunda kadının üzerindeki toplumsal baskı her geçen gün daha da artmaktadır.

Burada kadınların kendini incelik açısından değerlendirirken; iki bileşenli sosyal karşılaştırma teorisi denilen bir yol seçtiği gözlenmektedir;

Aşağı doğru sosyal karşılaştırma, kendimizi bizden daha az şanslı olduğu düşünülen, başkalarına ile karşılaştırmaktır ve genellikle ruh halini ve öz değerleri geliştirmek şeklinde kişiye olumlu hizmet eder.

Yukarıya doğru sosyal karşılaştırma ise, kendimizi sosyal olarak daha iyi algılanan başkalarına karşı mukayese etmektir ki, kişiyi genellikle olumsuz ruh hallerine ve olumsuz öz değerlendirmeye götürür.

İçselleştirmesi yüksek derecede olan kadınlar, daha çok yukarıya doğru bir karşılaştırma yapmakta ve hedefe en inceleri koyarak muhtemelen mutsuz olmaktadır.

Medyada izlenen kadınlar, toplumsal rollerine, göre farklı fiziksel özelliklerde ve görünümlerde sunulmaktadır, bu da başka türlü sorunlara yol açmaktadır.

Yani; güçlü sosyal statüsü olan kadın rol modeller bile, görseli en iyi olanlar arasından seçilmekte ve bunun arka planından, kötü bir görsel ve kalın bir bedenle, eğitimli olsa bile asla süper lige çıkamayacağı mesajı verilmektedir.

Medyada; televizyon, dergiler, reklamlar ve gazeteler yoluyla, toplumda güçlü ve etkili role sahip bir kadın olmak isteniyorsa mutlaka iyi bir fiziğe sahip olmak gerekliliği vurgulanmaktadır. Bu da, genç, duyarlı kızlar üstünde bir baskı oluşturmakta, mevcut rol modellere benzemeyen bir fiziğe sahipse yenilgiyi en baştan kabul etmeye zorlamaktadır.

Kitle iletişim araçları toplumsal değerleri etkilemekte ve toplumsal bilince incelik algısını düzenli olarak empoze etmektedir.

 "Yeme patolojisini teşvik ettiği düşünülen birçok değişkenden, en önemlisinin ideal incelik modeli olduğu kabul edilir."

Modern kadının vücut şekli medyada tasvir edilmiş, idealize edilmiş ve buna bağlı olarak da toplumda vücudundan memnun olmayan kadın sayısı hızlı bir artış göstermiştir.

Depresyon, obezite ve aşırı diyetten mustarip kadın sayısındaki yükselmede kuşkusuz, idealize kadın görünümü ile doğrudan ilişkilidir.

Araştırmalar, daha güzel bir bedene sahip kadınların, öz güveninin daha yüksek olduğunu ve bu durumun onların eğitim ve iş başarısını pozitif etkilediğini göstermiştir.

DERGİLERDE KADIN İMAJI

Kadın dergileri, evlilik, çocuk yetiştirme, güzellik dâhil olmak üzere yaşamın,  farklı yönleri üzerinde bilgiler veriyor gibi görünse de, bu dergilerin % 75 den fazlası, diyet ve fiziksel görünümünü değiştirmek hakkında en azından bir reklam veya makale içermektedir.

Kalan % 25 dergi ise mutlaka, satır aralarında egzersiz ya da kozmetik cerrahi, kilo kaybı ve diyet önerileri ile ilgili mesajlar içermektedir.

Erkek dergileri hobiler, faaliyetler ve eğlence hakkında bilgi sunarken, kadın dergileri, fiziksel görünümü geliştirerek daha iyi bir hayat için nasıl odaklanmak gerektiğine dair öneriler sunmaktadır.

Kadınlar kendi görünümünü değiştirmek konusunda sürekli, çevre ve medya tarafından uyarılmaktadırlar.

Başka bir ironide burada yatar ki, o da bu görselini geliştirme çabasından dolayı da yine çevre ve medya tarafından eleştiriliyor olmaktır.

TELEVİZYONDA KADIN İMAJI

Televizyondaki kadın görünümü ile toplumun ortalama kadınlarının görünümü, birbirinden oldukça farklıdır.

Örneğin; Amerika Birleşik Devletleri'nde televizyondaki kadınların % 94'ü, ortalama kadınlardan daha incedir.

İncelik ve görünün, toplumda kadınların çalışma ve gelir düzeyine göre değişmekle birlikte, kadınların çoğu bu durumu kabulde zorlanmakta ve yukarı doğru mukayese yapıp mutsuz olmaktadır.

ÜST MODELLEME

Üst modelleme ve moda sektörü genellikle ultra-ince görünümü ön plana çıkarmaktadır.

Modellerin % 20 kadarı anoreksiya nervoza hastası ve yaklaşık olarak % 15’i normal kilo sınırlarının altındadır.

Moda ajansları sık sık, kullandıkları ultra imce mankenler nedeni ile, kötü örnek olup yeme bozukluğuna sebep oldukları gerekçesiyle, toplumsal baskılara maruz kalmaktadır.

Bir modelin anoreksiya nervozadan ölmesi üzerine birçok büyük moda etkinliğinde, sağlıklı vücut ağırlıklarını teşvik etmek için yeni politikalar benimsenmiştir.

Örneğin, İspanya’da Madrid Moda Haftasında, vücut kitle indeksi on sekizden daha düşük modellerin yer alması, yetkililer tarafından yasaklanmışdır.

Benzer kurallar, Brezilya ve Arjantin gibi diğer ülkelerde de moda etkinliklerinde kabul edilmiştir.

KADINLAR ÜZERİNDE İNCELİK İDEALİNİN ETKİSİ

Medya yolu ile kadının önüne konulan standart güzellik, genetik olarak kadınların çok büyük bir yüzdesi için imkânsızdır. Çünkü insanların belli bir vücut yapısı ve buna bağlı olarak da kilo anlamında inebilecekleri bir alt limit vardır.

Güzellik için geçerli toplumsal standartlar, birçok kadının sağlıklı yöntemlerle ulaşamayacağı yüksekliktedir.

Foto manipülasyonları, profesyonel makyaj ve giyim kuşamla elde edilen resimler medya yoluyla yayınlandıkça, kadınların içine düştüğü incelik uçurumu derinleşmektedir.

İdealize edilmiş imajlar, gerçek kadın güzelliğinden uzaktır ve bu sunumların etkilerini denetleyecek yasal korumalar da mevcut değildir.  

Medyanın tasvir ettiği ideal ince kadın, ortalama bir kadının vücut ağırlığının yaklaşık %15 kadar daha altındadır.

Yine medya tanımlı inceliğe ulaşmak, medyadaki ince ideal kadın olabilmek, kadınların büyük çoğunluğu için biyo genetik açıdan imkânsız değilse de çok zordur.

Çalışmalar İdeal incelik hedefini içselleştirme derecesi ile yeme bozukluğu patolojisinin ilişkili olduğunu göstermektedir.

İdeal incelik hedefine uzun süre maruz kalıp bir türlü yakalayamayan kadınlar, çevredeki ve medyadaki görüntülerle kendilerini karşılaştırmak suretiyle, yetersizlik duygusuna kapılmakta eğitim ve iş hayatında başarısızlığa uğramaktadırlar.

Vücut görünümü ve inceliği kavramlarını doğru bir değerlendirme ile hayata dâhil etmek, bu ölçütleri belirlerken, boy, anatomik özellikler, varsa metabolik sorunlar, genetik özellikler doğrultusunda, sağlık, yaş, sosyal statü, eğitim gibi faktörleri de ilave ederek bir hedef oluşturmak en doğrusudur.

Vücut boyutu ve fiziksel görünüm ile ilgili gerçekçi olmayan hedefler belirlemek, kişileri kesinlikle mutsuz edecektir.

Esasen ideal incelikle örtüşen bir bedene sahip olunsa bile, bunun tek başına asla mutluluk ve başarı getiremeyeceği, mutlak başarı ve iyi bir yaşam tarzı için gereken öznenin eğitim ve kişisel gelişim olduğu gerçeğinin farkına varılması gerekmektedir.

Kadın; sadece iyi görünmesi gereken, ideal vücut ölçülerine sahip olması ile, yüksek hayat standartlarını yakalabilecek bir insan türü değildir.

Mutlak mutluluk, mutlaka kişsel çaba, eğitim ve emek gerektiren zorlu bir süreçtir.

Asıl olan, sağlıklı ve dengeli bir beden üstünden, ait olunan yaşam tarzı ile örtüşebilen, doğru bir görünüm yakalayabilmek ve hiçbir zaman fiziksel görünümü hayatın odağına koymamaktır.

 

(Yazım, bilimsel bir tavsiye niteliği taşımayıp, sadece bilgilendirme amacına yöneliktir).

 

Saygılarımla.

 

Prof. Dr. Nazan Apaydın Demir

30.08.2014

Muğla 

 
Toplam blog
: 130
: 1375
Kayıt tarihi
: 08.04.14
 
 

Muğla Üniversitesinde Prof. Dr. olarak çalışmaktayım. Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkez..