- Kategori
- Özel Günler
Özel günlere dair alerjik vaziyetim

- Bu gün “Sevgililer Günü”!
- Özel günlere alerjisi olan ben gibi birisi için çok da fazla anlamı olmayan, hele ki çaktırmadan “Bu günü ille de kutlayacaksın” mahalle baskısının ayyuka çıktığı şu son yıllarda, iyiden iyiye özel günlere antipati duyar hale geldim.
- Henüz daha çocuktum… İlkokul okuduğum zamanlardı. Bir anneler günü hadisesini kendime dert etmiş, ille de anneme bir hediye alma sevdasına girişmiştim. Mahallenizde, okulunuzda ve diğer çevrenizde herkesler annesine bir hediye alma telaşına girmiş ama ben bu telaşın dışında kalıyorum… İçimin içimi yediği bir olaydı ve ne yapıp edip bir mendil almayı başarmıştım. Sene 1979…
- İlginç olanı ise rahmetli annem için hiçbir anlamı olmayan saçma bir günden ibaret sayılan şeylerden birisiydi “Anneler Günü” denen özel gün.
- Görmüş geçirmiş kadın.
- Bu türden günler için söylediği tek bir şey vardı annemin, “Para tuzağı”.
- Yanlış değil…
- Doğru.
- Böyle günlerin kapitalizmin para tuzakları olduğu malum… İlle tüketeceksin, ille harcayacaksın… Bu dünyanın dışındaysan, mahalle baskısını üzerinde hissetmemek ne mümkün!
- Ufaklık dün akşam soruyor, “Anneme ne alacaksın?” diye.
- Günlerdir bu günü kafaya takmış, “Acaba babam anneme sevgililer gününde ne alacak?” diye.
- Benden, “Hiç” cevabını alınca bütün hayalleri tuz buz oldu ufaklığın.
- Böyle tuhaf bir şey işte…
- Okulda arkadaşlarının gündem konusu olunca, herkes kendisini o dünyanın bir yerlerine bir şekilde yerleştiriyor. Olmaz ise olmaz bir koşul olarak nitelendiriyor bu günlerde harcama yapmayı, hediye almayı.
- Doğrusunu isterseniz evlenmeden önce bu gibi özel günlerle ilgili pek de derdi olmayan birisiydim.
- Evlendim, ipin ucu kaçtı…
- Tanışma günü, nişan gün, nikâh günü, ufaklığın doğum günü… Hadi bunlar aile içi özel günler… Beraberinde anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, arkadaşların doğum günleri, ufaklığın arkadaşlarının doğum günleri, mesai arkadaşlarının doğum günleri, şirketin kuruluş yıldönümü ve saireler… Aaaaa bir de bakmışız ki yılın 365 günü hepsi bir gün haline gelmiş. Bütün kazandığınız parayı bu özel günlerde hediyeye aktarsanız baş etmek mümkün değil. Dolayısıyla böyle özel günlerden uzak durmak en doğru olanı… Anlayacağınız kapitalizm bu işin suyunu çıkarmış durumda.
- Şubat ayı başından beri telefonumun mesaj kutusu sevgililer gününe özel mesajlarla dolup taşıyor. Emin olun silmeye yetişemiyorum.
- Mağazaların indirimleri, otellerin sevgililer gününe özel kampanyaları, restoranların sevgililer günü programları ve saireler… Dersiniz ki bütün insanlığın tek derdi sevgililer günü… Herkesler yatıp kalkıyor, bu güne özel “Ne olmadık haltlar karıştırsam!” diye düşünüp taşınıyor.
- Özel günlere ilişkin tüketim adına son yıllarda feci bir dayatma olduğu şüphesiz. Bu dayatma toplumdan ciddi bir tepki patlamasına dönüşecek gibi görünüyor. Bir tarafta sıkı bir geçim derdi, diğer tarafta bu günleri kendisine dert edinen varlıklı bir kesim… Ciddi bir sınıf çatışmasının görünür yüzü olarak gündemimizi işgal edeceğe benziyor.
- Ben mi?
- Kafam estiğinde, hep yaptığımı yaparım… Özel gün adına değil tabi, kır çiçeklerinden bir demet çiçek… Ne zaman olur bilmem, kafam eserse… Ama haftada birkaç gün yaptığımızı yapsak bu akşam fena olmaz… Canım şarap çekti şu öğlen vakti… Akşama bir şarap, yanında peynir tabağı, birkaç çeşit kuruyemiş ve meyve… İki gün önce kaldığımız yerden devam…
- Kaldığımız yer mi?
- Birkaç kitap okuyordum.
- Ahmet Ümit, “Bir Ses Böler Geceyi” ve Murat Belge, “Başka Kentler, Başka Denizler”.