Rasyonel Yatırım Olmadığı Söylenen Kanal İstanbul Birilerinin İtibarı Yükselsin Diye mi Yapılıyor?

Devleti yönetenlerin yaptıkları elbette ülkeye hizmettir ve doğal olarak bu yaptıklarının(başarılarının) onuruyla itibarları da yükselir ki yükselsin zaten haklarıdır.

Ancak Kanal İstanbul projesi bu konuda insanı biraz düşündürüyor.

Öncelikle bazı uzmanların Kanal İstanbul’un rasyonel bir yatırım olmadığı iddiaları üzerinde durmak lazım. İlk bakışta muazzam bir proje gibi görünüyor, göründüğü gibiyse hemen yapılsın.

Ancak getirisi götürüsü hesabın içine girince doğrusu keyfimiz kaçıyor. Her şeyden önce zaten bir boğaz varmış ve gemiler için yeterliymiş. Kazanç noktasında ümit bağlanan yeteri sayıda gemi geçmezmiş ve yap işlet devret modeliyle özel sektöre yaptırılacak kanal için belli sayıda geminin geçeceği geçmezse bedeli devletin karşılayacağı taahhüt edilecekmiş(Benzer durumu Osmangazi köprüsünde yaşadık yaşıyoruz)

Asıl konu projenin 65 milyar dolar olduğu söylenen finansmanı… Gerçi özel sektör de olsa kim bu kadar parayı çıkarabilir bilmiyoruz ama projenin başlatılması konuşulduğuna göre taliplisi var. Endişe şu: Sonunda bu para devlete dolaysıyla bize dönmesin!

Bunlar tabi AKP’nin başarısını ya da kanalın yapılmasını istemeyenlerin iddiaları olabilir, ancak gerçeklik payı varsa yazdıklarımızın bir anlamı olur.

Yapılsın kim istemez, ülkemize faydalı olsun.  Ben de mesela hani olmaz da ileriki yüzyıllarda Karadeniz ile Akdeniz’in bir kanalla bağlanmasını isterim. Sinop’tan Mersin’e 600 km. Olmaz mı? 50 yıl çalışırsanız olur.

Sorun, Kanal İstanbul projesinde hani yapalım da namımız yükselsin (Büyük adammış neler yaptı desinler) gibi bir yaklaşımın olduğu şüphesi. Projenin bunun için yapılıyor olmayı düşündürmesi. Belki ülkenin dünyada itibarını yükseltmek de vardır haksızlık etmeyelim. Sizi bilmem ama bu projede ben böyle bir hisse kapılıyorum.