Rusya'nın Suriye politikası ve Bayırbucak dramı

Sovyetler Birliği'nin yıkılışından yakın zamana kadar tek kutuplu dünyaya boyun eğerek batı güçlerinin burnunun dibine kadar gelmesine ses çıkaramayan Rusya; olur olmaz yerlerde boy gösterip "Ben de varım" diye ortaya çıkmaya başladı. Hatırlanacak olursa Çeçenya ve Gürcistan müdahaleleriyle başlayan bu sürec, Putin'in "Sinsi diktatörlüğü" sağlamlaşınca Ukrayna müdahalesi, Kırım'ın hoyratça zaptı ve son olarak da Suriye müdahalesiyle iyice ayyuka çıkmış bulunuyor.

Sahip olduğu küresel nükleer kapasite, balistik füze gücü ve etkili hava kuvvetleriyle  büyük donanmasına güvenerek kaba güç kullanmaya ve hatta saldırgan bir tutum almaya başladılar. Nitekim Suriye müdahalesinin başında Türk hava sahasını küstahça ihlal etmekten çekinmeyen Ruslar; bugünlerde sol gösterip sağ vurarak, İşid'le mücadale bahanesiyle Suriye'ye yığdığı savaş uçaklarıyla İşid'den çok Bayırbucak Türkmenleri'ne bomba yağdırıyor. Bu satırların yazıldığı sıralarda bu acımasız bombardımanın desteğiyle harakete geçen Esed güçleri ve müttefiği İran Birlikleri Bayırbucak Türkmenleri'ni ezmek üzereler.

Kobani çatışmalarında ayağa kalkan batının sıra Türkmenlere gelince sus-pus olmasından ve hatta işten içe zevk duymasından yararlanarak Türkmenleri katliamla tehdit edip Türkiye'ye göçe zorlayacaklar. Bugüne kadar Esed zülmüne, ardından da İşid'in vahşi terörüne maruz  kalan talihsiz Bayırbucak Türkmen Halkı için sadece iki seçenek var artık: Ya ölümüne direnerek savundukları kendi topraklarında son nefeslerini vermek ya da canlarını kurtarmak için Türkiye'ye kaçmak..

Böylece iyi(!) bir etnik temizlik yapan Esed muhtemelen bu toprakları PYD'ye terkedecek ve İran sınırından Akdeniz'e uzanan yeni Kürt kuşağı tamamlanmış olacaktır.

Bizce bu pis oyun karşısında Türkiye oldu bittiye razı olmayarak, son(y)daşlarının katliamına seyirci kalmamalı ve bu anlamda dünyayı ayağa kaldırmalıdır. Ülke olarak savaşa girmeyelim ama burnumuzun dibinde soydaşlarının kıyma edilmesine ses çıkaramayan pısırık bir devlet haline de gelmeyelim- Sınıra binlerce asker ve tank yığılması, donanmanın Suriye kıyılarına doğru hareketlenmesi saldırganların kulaklarına kar suyu kaçırabilirdi- Aksi halde itibarımız yerle bir olur ve artık kimse bundan sonra Türkiye'ye güvenerek parmağını kımıldatmaz.