Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '10

 
Kategori
Spor
 

Sn. Hıncal Uluç'un söylemediği şey...

Sn. Hıncal Uluç'un söylemediği şey...
 

Hıncal Uluç üzerine gelen pası gole çevirmek için hemen kolları sıvamış; Fotomaç’ın dünkü sayısına önemli açıklamalarda bulunmuş.

Konu hiç kuşkusuz Erman Toroğlu; ancak başka bir yerden de bağlantı kuruyor. İşte biz bugün o bağlantıyla ilgileniyoruz.

İzleyelim.

_'Erman hocanın kafasını yediler' dediniz. Bunu biraz daha açar mısınız? Maraton niye kaldırıldı sizce ve kulüp başkanlarının bu sondaki payı nedir?
Kulüpler falan değil. Kimin istediğini herkes biliyor. Bana burada isim söyletme. 90 Dakika'yı kim kaldırttıysa, Maraton'u da o kaldırttı. Efendim geçen gün İbrahim Seten kardeşimiz Vatan gazetesinde, "Hıncal ağabey yanılıyor" diye bir yazı yazmış. 'Madem 90 Dakika'yı o kaldırttıysa, Hıncal Uluç niye hala NTV'de program yapıyor?' diyor.

Kenan Onuk’un yarattığı ve televizyon tarihimizin en önemli spor programlarından biriydi 90 Dakika. Belki ben çok önemsiyordum. Hiç kaçırmadan izlediğim, katıldığım ya da hiçbir şekilde düşüncelerine katılmadığım fikir adamlarının haftanın olaylarını ve maçlarını yorumlama biçimleri fazlasıyla önemliydi.

Bir düşünce tamamen saçma ya da yanlış olsa bile onun ortaya konulması karşıtlarını yaratacağı, diyalektik bir ilişki kuracağı için önemlidir. 90 Dakika’nın böyle bir aydınlatıcı işlevi vardı. Etrafımdaki hemen herkes için çok önemliydi.

Bu programı izledikten sonra defalarca kere sevgili Kenan Onuk’a, Haşmet Babaoğlu’na ve hiç kuşkusuz çocukluğumdan beri takip ettiğim Hıncal Uluç’a mektuplar yazmışımdır. Bu yazılara sadece Kenan Onuk karşılık vermişti. Haşmet Babaoğlu ise programlarında kendisine gelen eleştirileri üstü kapalı olarak dile getirmiş; cevaplamıştır.

90 Dakika zirve yaptıktan sonra programın katılımcılarının ilgilerinin kaybolmasıyla bir tekrara dönüşmüştü.

31 Mart 2006 tarihinde Sn. Haşmet Babaoğlu’na şöyle açık mektup yazmışım.

“Sayın Haşmet Babaoğlu,

Bir kaç aydır, NTV'de yayınlanan 90 Dakika programındaki yorumlarınızın değişim sürecini izliyorum. Açıkçası bu sürece Sn. Hıncal Uluç'un da katıldığını görmekteyim.

Bu süreci şu cümlelerle özetleyebilirim sanırım. Üç ya da dört aydan beri, bu programın formatında futbol dışında yorumlar yer almaya başladı. Son bir kaç programdır siz; futbol konuşmak istemediğinizi ifade etmeye başladınız. Hatta sinema konuşalım falan diyorsunuz biraz da ironi katarak. Aslında sinema da konuşmalısınız, belki. Ama orası 90 Dakika ve sizleri saat tam 20.30’da son üç günde oynanmış maçların teknik analizini yapmanız için dinliyoruz.

Sayın Haşmet Bey, biraz daha düşünün ve bindiğiniz dalı kesmeyin. Farkınızı ve ayrıcalığınızı koruyun.

Evet, durum uzun süredir bu eksende devam ediyordu. Ne Haşmet Babaoğlu ne Hıncal Uluç yaptıkları işten keyif almadıkları gibi yorumlarıyla da insanları futboldan soğutuyorlardı. Birçok maçı zorla, bu programda yorum yapabilmek için izlediklerini itiraf ediyorlardı.

Düşünün ki düzeyli bir futbol yorumu izlemek üzere tam da prime time denilen bir yerde duran programı izlemek üzere televizyonlarının karşısına geçen insanlar, bu işi yapmak istemediklerini ifade eden, sanki Kenan Onuk’un mirasına saygısızlık etmemek adına verdikleri sözden dönemedikleri için hiç de keyif almadıkları bir şeyi zorla yapıyor gibiydiler.

Son iki senenin ite kaka devam ettirildiğini kendileri kaç defa yayında itiraf da ettiler.

“Peki, Sn. Hıncal Uluç durum bu kadar net ortadayken neden bu açıklamayı yapmaktadır?”

Bu kişisel bir şeydir. Her türlü eylemin arkasında bir kişi aramanın ve o kişiyi her olayın içine katma hesaplaşmasıdır.

Sporda şiddeti lanetledikten sonra, eskiden herkes yan yana maç izlerken biz nasıl bu hale geldik diye soru sorarken o sürecin içinde bizi bu hallere getiren düşünceleri üreterek, insanları nasıl etkilemiş olduğunun farkına varamamanın itirafıdır.

Ne 90 Dakika ne de Maraton programları bir kişinin isteği arzusuyla yayından kaldırılmamıştır. Çünkü bu programlar zaten etkilerini yitirmişlerdi. Kuşkusuz çok daha etkin ve söylediklerinin daha büyük kamuoyu yarattığı bir dönemde kaldırılmış olmaları söz konusu kişinin işine yarardı.

Yepyeni paradigmalarla sporumuzun çok daha geniş kitlelere yayılmasını ve holiganizmden, sporseverliğe doğru evirilmesini sağlamalıyız. Hedef bu olmalı.

Meselenin kişiler olmadığını anlamalıyız...

Uzay Gökerman

http://www.fotomac.com.tr/Yazarlar/hincal_uluc/2010/01/27/kimse_susturamaz

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..