Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '07

 
Kategori
Deneme
 

Tuna' nın defterinden 1

Tuna' nın defterinden 1
 

Güzel oğluşumun güzel gülüşü


Geçen yıl 17 yaşındaki küçük oğlum Tuna;
-Anne dedi... Yazmak istiyorum ama öyle roman falan gibi uzun ve ciddi birşey yazmaya kalkışamam henüz. Bana yanımda taşıyabileceğim küçük bir defter al, aklıma gelen şeyleri, aklıma geldiği gibi, kısa kısa not düşeyim.

Eskiden beri yazmak söz konusu olduğunda çok etkileyici cümleleri olduğunu bilirim. Hemen gidip bir defter aldım. Oda küçük küçük yazmaya başladı. İki gün önce bir kompozisyon sınavından 90 alınca, getir bakayım şu defteri, dedim, getirdi.

İyi bir okuyucu olduğumu sanıyorum. Yine de oğlum söz konusu olduğunda yeterince objektif olamam ama Tuna'nın defterinden epey etkilendim. Büyük ihtimal kuzguna yavrusu şahin görünmüştür tabi de, yine de Tuna'nın yazdıklarının 17 yaşındaki bir serçeye göre bayağı bir büyük olduğunu düşündüm.
Bu yüzden arada bir Tuna'nın defterinden bazı alıntılar yapıp sizlere de aktarmak ve daha objektif bakabilince nasıl görünüyor öğrenmek istedim. Ham haliyle, düzeltmeden ve noktasına virgülüne dokunmadan ilk alıntıyı ekliyorum aşağıya;
......
Binbir yağmur damlasının içinde gördüm... İlk önce gök kuşağından, sonra güneşten zannettim saçlarını. Şimdiyse hepsinden daha tatlı, daha parlak olduğunu ve bahar koktuğunu biliyorum.

Oysa tüm şarkılar yüzünü anlatıyor... Ankara'yı büyülüyor, ateş gibi parlayan gülüşün. Sonbaharda içimi ısıtıyor. Soğuk havayı unutur oldum, yağmurun altında bile...Binbir yağmur damlasından dudağıma damlayan tek damla, yavaş yavaş içime akan ve tüm benliğimi benden alan...
......
Sandım ki, bildiğim tüm cümlelerde sen vardın. Karanlığın en umutsuz yaşandığı dakikalarda haykıra haykıra ve teker teker bağırdım cümlelerimi. Sonsuzluğa inandım ve ona güvendim. Yanımda olduğun her anda buna sığındım. O cümleler benimdi ya, hepsi eşsiz ve doğruydu. Asla üzerlerine sis çökmez, ibadet eder gibi yaşanırdı.

Şimdiyse sokak lambasının altında, inançsız ve bitik, bir küfür gibi söylediğim kelimelerin içinden seçiyorum, hiç bilmediğim doğru kelimeleri. Göz yaşlarım anlatıyor içimdeki saflığı. Yine de korkuyorum aniden çıkacak bir soğuğun daha, iliklerime işlemeden, seni savurup götürmesinden...

İşte o zaman boğulurum ben ağlarken yağan yağmurda. Arkamdaki gölgeye bakakalırım, düşmemek için tutunduğum kaldırımdaki direkte. Bırak sokak lambasını, şafakta söken güneş uyandıramaz benliğimi. Yaşatamaz hiçbir yalan artık...

Sonbaharda kan kırmızı yaprakların üstünde, anlamadığım cümleler, şimdi aklımı kurcalıyor. Sağır birinin ameliyattan çıkıp, duyduğu an gibi anlamsız kelimelerin hepsi netleşiyor. Korku tüm benliğimi sarıyor... Beni kurtaracak tek şey, bir çocuk gibi şeker paketinden seçtiğim o eşsiz gülüşün oluyor. Her zamanki gibi beni benden alıyor...

Tuna Demirel

BLOGNOT: 3919 a YANGIN yazıp gönderin ki, yapacağınız sadece 6YTL bağışla yangın söndüren uçaklar alınsın. Ormanlarımız kül olmasın

BLOGNOT: Kurban derileriniz için THK dan başkasına güvenmeyin



 
Toplam blog
: 54
: 1158
Kayıt tarihi
: 22.06.07
 
 

7 Ocak 1960... Hayatın öğrettiği herşeyi okumak ve yazmak için buradayım.....