Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '11

 
Kategori
Spor
 

"Ben bugüne kadar taraftarıma tek bir laf söyletmedim" dedi!

"Ben bugüne kadar taraftarıma tek bir laf söyletmedim" dedi!
 

5 günde devr-i alem..


Sayın Adnan Polat'ın dün yaptığı açıklamaları dinlerken, onunla devam edilmesi halinde Galatasaray'ın geleceğine dair umutsuzluğum daha da arttı. Başkanlığının kötü bir sonla bitmemesi için en iyi bildiği işi yaptı ve her zamankinden daha fazla tribünlere oynadı. 

Konuşmasının daha başında olayı ajite ederek "Galatasaraylılığımı kimseyle tartışmam." dedi. Bu konuyu kimse tartışmıyordu zaten. Galatasaray'a olan sevgisini hepimiz biliyoruz. Ancak unutulmaması gerekir ki; Galatasaray’ı sevmekle, Galatasaray'ı Galatasaray'ın değerlerine, Galatasaray kültürüne, Galatasaray'ın asaletine sahip çıkarak yönetebilecek vizyon ve beceriye sahip olmak farklı şeylerdir. Sayın Polat'ın zor bir dönemde para toplama kampanyasına öncülük yaptığını ve yine Canaydın yönetimine girdiğini de kimse unutmadı ancak yaptığı doğru işlerin yanı sıra, son derece yanlış icraatlarıyla da Galatasaray'ı, Galatasaraylılığı, sürekli küçük düşürdüğünüde kabul etmek gerekir. Bugüne kadar hiç bir başkan Galatasaray'ın değerlerini böyle düşürmemiştir! 

Tüzüğün değişmesi şüphesiz Adnan Polat'ın cesur bir icraatıdır ancak her şeyi kendi başarısı gibi göstermesi Canaydın'a ve şimdiki yönetim kurulundaki arkadaşlarına haksızlıktır. 

Bugün her fırsatta "haksızca" konuşan Sayın Faruk Süren, Galatasaray'ın mali durumunu sonu oldukça karanlık bir mecraya sürüklemiş, alacaklılar ve hacizler kapıya dayanmış, kulübün kime borçlu olduğu bile bilinmez bir hale gelmiş, maaşlar ödenememiş, yüksek faizlerle alınan borçlar kabarmaya başlamış bir hale getirmişti. Böyle bir dönemde kimse aday olmazken elini taşın altına sokan Adnan Polat değil, Özhan Canaydın'dı. Bunun bazıları tarafından sürekli Adnan Polat'a mal edilmesini hafızaların nankörlüğü ve bir oyunu olarak kabul ediyorum. 

Bundan sonradır ki Galatasaray'ın nakit akışı düzene sokulmuş, borçlar yeniden yapılandırılmış, birçok sorun tek tek ele alınmaya başlanmış ve kapıya dayanan hacizlere de bir son verilmiştir. Riva projesi, stadın yapımı, şirketlerin birleştirilmesi de "sportif başarıyı düşürdüğü için yuhalanan" Özhan Canaydın döneminde başlayan projelerdir. Şimdi bunları -halihazırda istifalarını istediği yöneticiler sanki bu faaliyetlere emek harcamamışlar gibi- tek başına sahiplenmek en hafif tabiriyle haksızlıktır, demagojidir. 

TOKİ başkanı aramış ve yanlış yaptığını söylemiş.. Sayın Polat da bunu kamuoyuyla paylaşıp paylaşamayacağını! sormuş. Ben, TOKİ başkanı arayana kadar, Sayın Polat'ın Galatasaray taraftarının sesi olmasını ve Galatasaray'a, Galatasaray'ın merhum başkanına hakaret eden, ıslıklandıkça Galatasaray taraftarına bağıran, fırça atan TOKİ başkanına özür dilemesi için çağrı yapmasını beklerdim, TOKİ başkanının insafa gelmesini değil. "Bu konu benim için kapanmıştır" diyor, hiç açmadı ki! 

"Ben bugüne kadar taraftarıma tek bir laf söyletmedim." diyen Adnan Polat'ın, internet üzerinden Galatasaraylıların babalarının belli olmadığını, şerefsiz, nankör, geri zekalı, kuş beyinli olduklarını söyleyenlere de bir çağrısı olmamıştır! Söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmamaktadır. 

Polat basın toplantısında "Kaldı ki demokraside protesto etme hakkı vardır. Ne ıslıkçı ne de protestocu avına çıkmadık. Biz kimsenin ismini emniyete vermedik. Öyle bir portre çizildi ki sanki biz Galatasaray taraftarını fişliyormuşuz gibi." dedi. Oysa 16 Ocak günü yaptığı basın toplantısında söyledikleri Galatasaray resmi sitesinde şu şekilde yer almıştı: "Muhteşem bir düğün gecesine bazıları leke sürdü. Bu insanları Galatasaraylı kabul etmiyoruz. Bunlar Galatasaray camiasının içinden değildir. Biz bu insanları Galatasaraylı olarak kabul etmiyoruz. 200 kameranın görüntüleri var. Bu şekilde eylem yapmak isteyenlerin incelenmesini yapacağız ve protesto edenleri tespit edeceğiz. Bu insanları stada sokmayacağız. Bu ortamı bozmak isteyenlere izin vermeyeceğiz." (Asıl leke Nalga skandalınızdır başkan!) 

Ancak resmi site de tam olarak gerçekleri yansıtmıyor! Bu açıklama aslında şöyleydi: "Muhteşem bir düğün gecesine maalesef bazıları leke düşürdü. Ama bunlar Galatasaray camiasının içinde olan insanlar değildir. Bunlar milyonlarca taraftarı olan Galatasaray'ın temsilcileri değildir. Biz bu insanları Galatasaraylı olarak kabul etmiyoruz. Yukarıda yapmış olduğumuz toplantıda, elimizde 200 tane kameranın görüntüleri, 40 tane de polis kamerasının görüntülerinde, bu şekilde eylem yapma düşüncesinde olan insanlara da bundan sonra tedbir almak amacıyla incelemesini emniyetle birlikte yapacağız ve biz bu insanları bundan sonra bu statlara sokmayacağız." 

Daha 5 gün önce "incelemesini emniyetle birlikte yapacağız" diyen başkan, 5 gün sonra gözümüzün içine baka baka "kimsenin ismini emniyete vermediğini" söylüyordu dün! 

Adnan Polat konuşmasına şöyle devam etti: "Bana diyorlar ki, 'Pazar günü stada gitme protesto edecekler', Beni protesto edecekse Galatasaray taraftarı etsin. Bizi asacak Galatasaray taraftarı asar başka kimse asamaz" Başkan kendisini hala futbol şube sorumlusu sanıyor. Tribünlere oynamakla başkanlık yapılmaz! Sayın Polat'ın görmek istemediği nokta şudur ki; Galatasaray taraftarı Ali Sami Yen'de kendisini bir değil bir kaç kez asmıştır! Anlaşılan bir kez de TT Arena'da asılmayı beklemektedir. 

Sayın Polat'ın bu kadar süre beraber çalıştıktan, birçok zorluğu beraber aştıktan sonra "Sayın Mehmet Helvacı, Doğan Yalçınkaya ve Vedat Eşkinat'ı onurlu insanlar gibi istifaya davet ediyorum. Unutulmamalıdır ki Galatasaray Başkanı bir aslandır, kuzu değildir." demesini "kınıyorum"! Yani istifa etmezlerse "onursuz" mu olacaklar? Buna kendisi mi karar verecek? Kendisi bu kadar protestoya ve istifası Galatasaray taraftarınca defalarca istenmesine rağmen bugüne kadar neden istifa etmemiştir? Yöneticilerini sadece istifaya davet etmesi yetmez miydi? Ayrıca "kuzu" olmayan Galatasaray başkanının "aslanlığını" Galatasaray camiasına hakaret eden, aşağılayan ve açıkça küfredenlere karşı da görmek isterdik!! 

Madem her şey iyiydi, süper işler yapıldı, neden Haldun Üstünel istifa etti gitti. Cemal Özgörkey neden istifa etti? İkinci başkanı ve iki yönetici daha neden açıkça kendisini istifaya davet ediyor? Hepsi mi Galatasaray'dan çok kendi şahsını düşünüyor? 

Başkan kendisine ait olan olmayan her güzelliği sahiplenirken birçok şeyi gündeme getirmekten kaçınıyor. Fatih Akyel'i ve emre Belözoğlu'nu geri almak istemesi, Galatasaraylılara önce "mor", olmayınca "pembe" formaları "giydirmesi", dün kovduğu Necati'yi "kurtarıcı" diye geri almak istemesi, U-17 maçında ufacık çocukların dövülmesi, Cemal Nalga skandalı, Fenerbahçe kulübünün kapı önüne koyduğu Colin Kazım'ın alınması, TT Arena'da "Ali Sami Yen" isminin bulunmasının becerilememesi, TT Arena'nın açılmasının ardından Galatasaraylılara yapılan hakaretlerin "hiçbiri için" Galatasaray taraftarına sahip çıkılmaması, Galatasaray'ın hedeflerinin küçülmesi gibi.. 

Bu nedenlerledir ki Galatasaray çok acı günler yaşamış, Galatasaraylılar ezeli rakiplerin taraftarlarının alay konusu haline gelmeyi göğüslemek zorunda kalmışlardır. 

Sayın Polat hala sportif başarıdan bahsediyor, artık futbola ağırlık verecekmiş! Sportif başarının en önde gelmediğinin ya farkında değil ya da tribünleri bu beklentiye sokarak yaşananları unutturmak istiyor. 

Galatasaray bir "spor kulübü"dür, sadece bir şirket değildir! 

Ha bir de.. Bırakın artık şu 300 kişi yalanını.. 

................... 

Transferlere şimdilik hiç girmeyelim.. Anlaşılan Hagi sadece Romanya'daki futbolculardan haberdar. Ancak transferlerin bu basın toplantısına yetişmiş olmasını ilginç buluyorum.. 

Düne kadar istifa çığlıkları atanların, bir kaç "-mecburiyet hissettiklerinden yapılan- ederinden pahalı" transfer ve bir de iyi kurgulanmış konuşmayla hafızalarına ihanet edip 180 derece dönmelerini ise ilginç bulmaktan ziyade küçük dilimi yutuyorum.. 

Kendilerine ait olmayan düşüncelerle yaşayan organizmalar .. 

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..