Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '18

 
Kategori
TV Programları
 

"Yeni Bir Ben" Programını Yapanlar; Acaba Neyin Kafasını Yaşıyorsunuz!

"Yeni Bir Ben" Programını Yapanlar; Acaba Neyin Kafasını Yaşıyorsunuz!
 

Kanal D 'nin "Yeni Bir Ben" programına şöyle bir bakarsanız, bu ülkede televizyonculuğun aslında ne kadar kolay bir iş olduğunu anlarsınız.

Denenmiş, tutmamış, kaldırılmış, tekrar denenmiş,

Yetmemiş tekrar tekrar denenmiş,

Yarışmacıların birbirine çemkirmesi üzerine kurulu,

Ajitasyon ile köpürtülen programları ekrana getirince, oluveriyorsunuz TELEVİZYONCU(!)

Bu kadar...

Hatta bizde bazı yazar çizer tayfasına göre; "gelir gelmez ekranın çehresini değiştiren televizyoncu" bile oluyorsunuz.

Al gülüm ver gülüm hikayelerinde 129. perde...

Bu televizyoncular öyle kolay kolay da işsiz kalmıyorlar.

Bir yerde görevden alınınca hemen başka bir yere çağrılıyorlar.

Sonra daha başka başka yerlerde dolaşıp, en sonunda da yine eski adreslerine dönüyorlar.

Mesela size bir örnek vereyim;

Beceriksizliğin zirvesinde, sıfır donanımlı bir uygulayıcı yapımcı; geçtiğimiz yıllarda garip bir sıçramayla bir kanalın drama departmanın başına geldi.

Tamamen teknik bir dille yazılması gereken senaryolar için senaristlere; "edebi dille" yaz diyecek kadar senaryodan anlamayan birinden bahsediyorum, DİKKAT!

Çünkü senaryo okuyup, işin içine yönetmen ve oyuncular girince, o projenin ne hale gelebileceğini kafasında toparlayamayacak kadar yetenekten uzak.

Neyse..

O kanalda aldığı kararlarla, sonunda drama departmanının kapanmasına neden oldu.

Hop...

Ve bir yapım şirketinin drama koordinatörlüğüne geldi.

O şirketi de el birliği ile batırdılar.

Sonra bu yaptığı bir tane iş bile tutmayan adam, başka bir yapım şirketinde tekrar uygulayıcı yapımcı oldu.

O işte de patladı mı size...

Şimdilerdeyse yine bir yapım şirketinin genel koordinatörlüğüne geldi.

Eksilerde senaryo bilgisiyle, hala projeleri mahvetmekle meşgul kendisi.

Gelir gelmez de yaptığı ilk iş; senaristlere verilen paraları kesmek oldu.

Yani demem o ki; varsa çevresinde ilişkiler konusunda yetenekli ama gerisi boş birileri, televizyonculuğu önerin...

Ha seyirci olarak şunu da bilin; bu adamlar yüzünden iyi işler izleyemiyoruz.

Çünkü bu işleri yapan adamların, önlerine gelen "iyi işleri" anlayabilecek vizyona sahip olmaları imkansız.

Garip...

Ve hatta saçma...

Amerikan formatlı estetikle güzelleştirme programı, kaç kez denendi bu ülkede?

Bizde olmuyor çünkü biz Amerikan kafasıyla, her aşamasını doğru şekilde, olduğu gibi çekemiyoruz.

Adamlar belgesel gibi çalışıyor, aylarca üzerine emek verip, uzun uğraşlardan sonra bu programları ekrana getiriyorlar.

Biz iki üç haftada işi bitiriyoruz.

Sonra da seyirciye buyurun izleyin diyoruz.

Peki,,, kadınlara bir konsept verip, aynı anda alışverişe salıp, arada laf taşıyıp, "bak o sana bunu dedi, bak bu sana bunu dedi" deyip, yarışmacıları birbirine kırdırıp, sonra da buram buram avamlık kokan diyaloglarla, kıyafetleri yermek konseptli program kaç kez yapıldı?

Çokkkkk...

Bu mudur yani?

Sabah açıyoruz televizyonu, akşama kadar hep ekranda bunlar var.

Bu davranış şekillerini niye alttan alta insanlara dayıyorlar, enjekte ediyorlar, gerçekten anlamıyorum.

İstediğini elde etmek için her şeyi yap,

Kural tanıma,

Gerekirse yalan söyle, arkadaşını ispiyonla,

Çok ağla ve asla başkalarında olanı beğenme,

Hatta beğenmiyormuş gibi yapıp, onun olanı almak için kendinden vazgeç, küçüldükçe küçül, gittikçe rezil bir insanı dönüş...

Ne yani...

Sadece televizyonculuktan anladığınız bu mu?

Yazık...

Hadi bunu para için yapıyorsunuz diyelim; yahu bu işin reyting alacağını, yürüyebileceğini nasıl düşünüyorsunuz?

Çıldırdınız mı?

Bu iş hiç takip edilir mi?

Eski işleri çevir çevir koy.

Oh ne rahat hayat...

Sonra Yeni Bir Ben jürilerine bakıyorum; Şebnem Dönmez, Raşit Bağzıbağlı, Tuvana Büyükçınar...

Hadi Şebnem sunucu, Raşit Bağzıbağlı'nın geçmişinde zaten bu işler var ama ya Tuvana Büyükçınar?

Senin ne işin var orada anlamadım ki?

Peki ya doktorlar, psikolog?

Her biri bir televizyon karakterine evrilmişler.

Kliniklerine ne zaman gidip, hasta tedavi ediyorlar gerçekten merak ediyorum.

Ve Yeni Bir Ben yarışmacıları....

Bakıyorum, bakıyorum, anlam veremiyorum.

Bir insan kendini niye bu hale sokar ki?

Bu arada Yeni Bir Ben başvuru sistemi, sanırım cast ajansları üzerinden çalışıyor.

Niye mi?

Bu yukarıdaki yarışmacının adı; Sesil Beyazkılınç...

Ev hanımı olduğunu söyleyen Sesil'in bu kadar dikkat çekmesinin  ve altının kurcalanmasının nedeni, 13 yaşında zorla kaçırılmış olması...

İstemediği bir adamla evlenmek zorunda kaldığını salya sümük ağlayarak anlattı.

Tanımadığı bir adam tarafından kaçırıldığını, gelinlik giyemediğini ve çocukları olduğunda bile şaşkınlık içerisinde olduğunu dile getirdi.

İzlerken "bu  nasıl hikaye" dedim.

Ancak sonra biraz kurcalayınca o Sesil Hanımın cast ajansından olduğu ortaya çıktı.

Hem Aypi Ajans, hem de Microp Production'a kayıtlı.

Ne diyeyim ki ben şimdi?

Sinema televizyon okuyan, idealist hayallerle iş hayatına atılacakları günü sayan çocukların, mezun olduklarında hala bu adamların çalışıyor olacaklarına mı üzüleyim,

Yoksa bu çocukların bu adamların ellerinde yaşayacakları hayal kırıklıklarına mı...

Ve gün geçtikçe dönüşecekleri bambaşka insanlara mı?

Valla yazık...

Son not; bu programı çevrenizde izleyen birine denk gelirseniz, laf kalabalığı yapıp, dikkatini başka yöne çekip televizyonu kapatın.

Sonra da dışarı çıkarıp temiz hava almasını sağlayın.

Bu işler hep beyne yeterli oksijen gitmediğinden izleniyor, net bilgi.

*****************************************************

Bloguma da beklerim... :)

http://www.bibaksana.com.tr/

 

 
Toplam blog
: 172
: 1971
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

Okur, gezer, izler ve yazar...                 ..