AB Türkiye tartışması

16.Ağustos.2009 tarihinde; guardian.co.uk’de, Khaled Diab imzasıyla , Türkiye AB ilişkileri üstüne bir makale yayınlandı.

Makalede, Türkiye’nin dünya üzerindeki yerinden, nüfusundan, siyasi ekonomik yapısından, geçmiş uygarlıklar mirasından, dininden , Arap ülkeleri ile ilişkilerinden, Ortadoğu’daki konumundan bahsedilirken problemlere de kısaca yer veriliyor. Ama benzer problemlerin, özellikle son yıllarda üyeliği kabul edilen ülkelerde de bulunduğu açıklanıyor. Yazıya göre,

Türkiye nüfusunun kalabalık olması özellikle Almanya ve Fransa’nın işine gelmiyor.

Makale, Türkiye’nin, elli yıl gibi çok uzun bir süre sabırla Avrupa Birliğine girmek için kuyrukta beklediğine işaret edilirken bir gün sabrının tükendiği ve bu işten vazgeçtiği görülürse hiç de sürpriz olmayacağını ilave ediyor.

Din farklılığının problem olmaması gerektiğine vurgu yapılarak Avrupa’da yaşayan Müslüman nüfustan örnekler veriliyor ve Türkiye’nin güçlü ordusu ile barışa katkı sağlayacağı anlatılıyor.

Yazı yayımlandığı gün 56 yorum almış, yorumlardan bazıları şöyle;

“Avrupa Birliği, Hıristiyan olarak görülmenin ötesinde laik bir topluluktur. Oysa Türkiye daha dindardır. Türklerin çoğu İslamcı Partiyi tercih etti. Diğer İslam ülkelerine karşı Türkiye, liberal olmasına rağmen yaşam ve davranış aynı. Birçok kez Türkiye ziyaretlerim oldu. İstanbul’un Avrupa şehirlerinden farkı yok. Ama arka taraflar öyle değil, çok farklı..”

“Avrupa için, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında aşırı uçlardaki ülkelerle işbirliği bir şoktu. Arap Birliği kendi arasında elli yıldır ekonomik işbirliğini yürütüyor. Hiç birinin diğerine güveni yok. Türkiye diğer petrol zengini Turki Devletleri ile işbirliğine gitsin.”

“Avrupa Birliğini Hıristiyan kulübü olarak görmezden önce Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği için problemleri var; Son zamanlarda olmasa da politikaya askerin müdahalesi, Güneydoğu problemi, dengesiz nüfus artışı ve ekonomik problemler.”

“… Bana sorarsanız Türkiye Avrupa Birliğine oturması için çok çok büyük bir ülke”

“Türk olmayanlar, niçin Türkiye üstüne bu kadar yoruma düşkünler? Bakıyorum yorumcuların hiç birisi Türk değil. Bizi bize bırakın. Geçmişte binlerce yıl nasıl yaptıysak öyle yaşarız.”

“Mehmet, sanıyorum bazı şeyleri kaçırıyorsun. Burada yorum yapanlar ülkeyi ve konuyu iyi bilmeyebilirler. Hepsi deniz aşırı ülkelerden, onlara anlamadıkları veya yanlış anladıkları konular hakkında açıklayıcı doğru bilgi verebilirsin.”

Yorumlar, devam ediyor; genellikle Ortadoğu ve Araplardaki problemler Türkiye ile eş tutuluyor. Burada yanlış anlama ve bilgi noksanlıkları var. Arap dünyası ile ilişkilendirme bilinçli olabilir. Burada Radikal İslam terörü ima ediliyor.

Ekonomik ve sosyal yapı farklılığını öne sürenlerin sayısı az değil.