ABD Başkanı’nı seçen ‘Kader Ajanları’…

Kadere boyun eğenlerin çaresizliğinde, kazanan baş kaldırandır kaderciliğe… Kabullenmenin tevekkülüyle sindirilme düzeninde, azmeden karşı durur her engele! Tesadüflerle plan çatışırken, duygular yok edilir bir kalemde. ‘Ak’ ve ‘kara’dır önemli olan, özgür iradenin sıfırlandığı güçler âleminde… Kader içinde kader yaşanmaya başlanır, sahip çıkılınca yönlendirilmeye çalışılan geleceğe! 

KADER AJANLARI( The Adjustment Bureau), yegâne arzusu senatoya girmek olan Temsilciler Meclisi’nin en genç üyesi David Norris’in, kaderini kendi seçimleriyle yeniden planlamasının öyküsü! Kendi hatası yüzünden seçimi kaybeden senatör adayının hiç beklemediği bir anda karşısına çıkan balerin Elise Sellas, onu hem sonraki seçimlerin gözdesi haline getirecek hem de gizemli adamlarla mücadeleye girmesine sebep olacaktır… 

Tesadüflerin yarattığı ikilemde, önceden çizilen yolla yaşanması arzulanan arasında tercihe zorlanan bir adamın macerasını anlatan KADER AJANLARI, gerilimin çağımızda nadiren karşılaşılan bir aşkla bütünleşmiş hali! George Nolfi tarafından yazılıp yönetilen film, ‘Azınlık Raporu’, ‘Gerçeğe Çağrı’ gibi öyküleriyle tanınan Philip K. Dick’in ‘Kader Takımı’ adlı eserinden uyarlanmış… Adına bakıp ‘ajan’lık bekleyenleri hayal kırklığına uğratacak olan yapımda aksiyondan söz etmek de mümkün değil. Uzaylıların dünyadaki faaliyetini denetleyen ‘Siyah Giyen Adamlar’ın kaçak uzaylı peşine düşmesi gibi, KADER AJANLARI’ndaki kostümlü ve şapkalı adamlar da, ‘Şapkamı takarım, vazifemi yaparım’ diyerek, kaderden kaçanı avlamakta! İki Oscar’lı görüntü yönetmeni John Toll’ün yeteneğiyle, mekân geçişlerini başarıyla yansıtan yapımın benzerlerinden en büyük farkı, olağanüstü güçleri aramızda yaşayan bizlerden biri olarak göstermesi! Normal insan şeklindeki bu kader bekçilerinin tek özellikleri, kafalarındaki ‘şapka’… New York’un görkemli binalarında çekimleri gerçekleştirilen filmde, kapılarla ilgili görsel efektlerin başarısını belirtmemek haksızlık olur. Çevremizde gelişen görünmez çabalardan tesadüfen haberi olan bir faniyi canlandıran Matt Damon ise her zamanki hantal duruşuyla karşımızda! Ancak bu duruşuna karşın rolüyle özdeşleşmesini bilen sayılı aktörden biri olan Damon, bu işin de üstesinden gelmiş. 

‘Düşmen değil, ayağa kalktığında ne yaptığındır önemli olan’ söylemiyle kitleleri uyutan ABD’nin siyasetçi profiline değinen KADER AJANLARI, ‘Siyah Kuğu’ kadar olmasa da baleye yer vermekte… ‘Yeniden ölçümleme yetkisi’ taşıyanların ‘Yönetici’ olarak adlandırdığı büyük patronun düzeninde, özgür iradenin lafta kaldığını farklı bir dille anlatan film, ‘Yaratıcı’nın varlığını hissettirmekte… Rönesans gibi gelişmelerin ‘Yönetici’ tarafından insanlara sunulan armağanlar olduğunu savunan yapım, Dünya Savaşlarını ve diğer kargaşaları da, ‘kendi haline bırakılma’ durumundaki şaşkınlık olarak yorumlamakta… 

Başkanlarının kaderiyle yakından ilgilenirken, gözüne kestirdiği ülkelerin ‘Kader Ajanı’ olan ABD’nin ‘Vitrin Başkanı’ Obama’nın ekibinden politik tavsiyeler alınarak hazırlanan KADER AJANLARI, hamasi bir kadercilik yaklaşımı! Birleşmeleri engellenmek istenen Norris-Sellas çiftiyle, John Keneddy-Marilyn Monroe ilişkisini hatırlatan filmi izlerken ‘Acaba Mısır’da başlayıp Libya’nın başında patlayan, ucunun nereye varacağı bilinmeyen olaylarda da KADER AJANLARI mı etkili’ diye sormamak mümkün değil! Dünya üzerindeki eylemleriyle, yapımlarındaki söylemleri birbirini tutmayan Amerika’nın ‘Tanrı’ kavramına getirdiği fantastik boyutu, duygu ve politikayla harmanlayan filmde ana mesaj, her şeye rağmen kontrolü ele almanın mümkün olduğu! Aklın eremeyeceği ilahi güçlerle insanın karşılaşmasını, ABD’nin Başkan seçimiyle özdeşleştirmeyi bilen KADER AJANLARI, ‘perdenin arkasını’ göremeyenler için düşünce ufkunu geliştiren bir yapım… 

Anibal Güleroğlu