Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '12

 
Kategori
Tarih
 

Abdullah-ı Tercümân

Abdullah-ı Tercümân
 

Anselmo Turmedaadında bir İspanyol papazı iken, bilahare İslamiyeti kabul eden muhtedi Abdullah Tercüman

 

Geçenlerde bir köşe yazımda şöyle demiştim.

İslam güzelliktir.

İslam’i tam hakkıyla bilmek, Kuran-ı Kerim’i anlamak çok büyük bir lütuftur.

Ben hep söylüyorum söylemeye de devam edeceğim.

Ona yani Yaşar Nuri Öztürk’e dua edeceğim.

 

İslamı seviyordum. Öyle yetiştirildik. Fakat Yaşar Nuri Öztürk hocamızdan sonra büyük bir aşka kapıldım. İslam’a aşkım inanılmaz bir hal aldı.

Allah nasip etti ben bir çok kitaplar hakkında da ilgi edindim.

İslam ve Kuran-ı Kerim…

İşte hayatın gerçeği budur.

 

Ciddi olarak araştırıyorum.

Bana güzel gelenler inşallah sizlerede güzel geliyordur.

 

Bir papazın müslüman olduğunu okuyunca onu sizlere aktarmak istedim.

İslam’a geçen o kadar çok kimse varki.

Amerika’da kızımla şahit olmuştuk ciddi büyük bir akım vardı sanki.

Yıllardır Almanya’ya ve bir çok yabancı ülkelere sık denilecek aralıklarla giderim. Oralarda da bütün inkârlarına rağmen İslam’a artışı görüyorum, izliyorum ve çok seviniyorum…

 

Ben aydın, modern İslam’a gönül vermiş, yürekli insanları seviyorum.

Doğru yolu bulmuş olanları…

 

Bugün köşemde sizlere aktaracağım:

Anselmo Turmedaadlı Hristiyan bir papaz iken; İslamiyeti seçen, ismini 

Abdullah-ı Tercümânolarak değiştiren bu önemli zatın hayatı…

 

Akdeniz'de Balear takımadalarının en büyüğü olan Mayorka adasında, bir ailenin tek çocuğu olan Anselmo Turmeda isimli biri vardı. Altı yaşında iken bir papazdan din ilmini öğrenmek üzere tahsile başladı. Sonra ilmini ilerletmek üzere Katalan'da, Larde şehrine gitti. Din ilmini hayli ilerleten Anselmo, daha da ilerletmek için Nebuniye şehrine gitti. Burada ilmi çok yüksek, kadri kıymeti büyük bir papazın himayesi ve hizmetinde uzun müddet kaldı.

 

Nikola Mertil ismindeki bu papaz, bir gün hasta olduğundan derse gelmedi. O gün talebeler kendi aralarında müzakerelerle meşgul oldular.

 

Akşam olduğunda Anselmo, papaz Mertil'in evine vardığında papaz:

“Bugün ne ile meşgul oldunuz? Diye sordu.

 

Anselmo ise, arkadaşları ile bazı ders müzakerelerinde bulunduklarını fakat Incil'in bir yerinde Hazreti İsa'nın:

“Benden sonra bir Peygamber gelir, onun ismi Paraklit'tir.”

Sözü üzerine hayli tartışma yaptıklarını söyledi.

Papaz:

“Bu hususta arkadaşlarından kimler ne gibi sözler söyledi ve sen ne dedin?” diye sordu.

Anselmo, kendi söylediklerini ve arkadaşlarının söylediklerini anlattıktan sonra Papaz:

“Sen biraz yaklaşmışsın, falan arkadaşın hiç isabet edememiş, falan arkadaşın da biraz yaklaşmış.”

Deyince Anselmo, büsbütün merak etti.

 

Papaza yalvararak bunun hakikatini sordu. Papaz Nikola, bir türlü söylemek istemiyordu. Hattâ söylediği takdirde hayatının tehlikeye düşebileceğini ifade ediyordu. Anselmo, papazın ayaklarına kapanarak yalvarmaya başladı.

 

Nihayet Papaz Nikola, ağlayarak bu meselenin hakikatini anlatmaya başladı ve şöyle dedi:

“Evlâdım! Ben bu hakikati hayatımın son zamanlarında öğrendim. Eğer, daha evvel öğrenmiş olsaydım, benim için çok şeyler değişirdi. Burada İsa'nın, benden sonra ismi Paraklid olan birisi gelecektir dediği zat, müslümanların peygamberi Hazreti Muhammed'dir. Paraklid'in tam karşılığı Ahmed'dir. Bu hakikati benden duyduğunu kimseye söyleme. Eğer kendin hayırlı bir şey yapmak istiyorsan, müslüman ol,” dedi.

 

Hocasından bu hakikatleri duyan Anselmo Turmeda, hemen memleketine döndü. Altı ay kadar kaldıktan sonra, Tunus'a gitti. Orada kendi dilinden anlayan birini bulup müslüman olacağını anlattı ve Tunus Emiri Ebul Abbas Ahmed'in huzuruna çıkardılar. Huzurda müslümanlığı kabul etti.  Abdullah Tunus Emirinden Tunus'da bulunan ve kendisini yakından tanıyan hıristiyanlardan kendisinin sorulmasını istedi.

 

Hıristiyanlar emir üzerine toplandılar. Kendilerine Anselmo Turmeda isminde bir papazı tanıyıp tanımadıkları soruldu. Hepsi hakkında iyidir, diye şahitlik yaptılar, O zaman huzurlarına Abdullah çıktı ve Kelime-i Şehadeti getirdi.

 

Perişan oldular.

“Bu bizim içimizde en kötü kimse olarak bildiğimiz biridir.” demeye başladılar.

 

Abdullah Tunus sarayında uzun müddet tercümanlık görevinde bulundu.(alıntı)

 

 

Paraklitveya Faraklit (LatinceparacletusYunanca: ?????????? (Parakletos)), Kitab-ı Mukaddes'in Yunancametinlerinde (Yuhanna 14, 16) kutsal Ruhiçin kullanılan sıfat ( beraberinde gelen anlamında) tır.(alıntı)

 

 Paraklit'in kimliği üzerine tartışmalar:

 

İncil’in orijinal Yunanca ifadesinde kullanılan Parakletos, Arapçaya çevrildiğinde iki farklı şekilde okunabilmektedir.

 

Müslüman yazarlar kelimenin Perikletos (Ahmed ya da Muhammed olarak yorumlanan, övülmüş anlamında) şeklinden yola çıkarak İncil’in İslam peygamberi Muhammedi müjdelediğini,

 

Buna karşın Hıristiyan yazarlar Grek alfabesinin Arapçada olduğu gibi sessiz harflerin kullanılmadığı ve kelimelerin farklı okunmasına açık bir dil olmadığını, bu yüzden Paraklit'in Muhammed olamayacağını iddia ederler. (alıntı)

 

 

Biz şanslıyız. İslam olarak doğmuşuz…

 

 

Nazan Şara Şatana

https://twitter.com/#!/nazansarasatana

http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....