Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '07

 
Kategori
Eğitim
 

Abla, şey yani öğretmenim...

Dördüncü uygulama haftamdı. Her zamanki gibi uygulama yapmak amacıyla okula gittim. Sınıfa girdim ve bir köşeye oturup o haftaki uygulama konusunu hazırlamak üzere çalışmaya başladım. Ders Türkçe idi. Öğretmen sınıfa girdi ve konuyu anlatmaya başladı. Fakat dersin ortasına doğru telefondan çağrıldı.

Az sonra, öğretmen tekrar sınıfa girdi ve acil işi olduğunu, dersi bizim işlememiz gerektiğini söyledi. Tabi ki bende hemen bir panik havası esmeye başladı. Dersi benim anlatmam kararlaştırıldı. Her neyse, çıktım tahtaya bir öğretmen edasıyla. Tabi ki, bacaklarım tir tir titriyordu.

Konu “Kaşağı” idi. Aldım Türkçe kitabını elime, okuttum konuyu birkaç öğrenciye. Arkasından, bu hikayeden ne anladıklarını sordum. Soruları sorarken kekeliyordum. Her öğrenci kendine göre bir şeyler söyledi. Hikaye konusunda biraz tartıştıktan sonra, konunun bilinmeyen kelimelerine geçtik. On, onbeş kelimenin anlamını sordum ve bu kelimelerin cümlede kullanılmasını istedim. Öğrencilerin hemen hepsi, konuya evde hazırlandıkları için derse katılıyordu. Parmak kaldırmayan öğrencileri kaldırdığımda, "Abla, şey yani öğretmenim, bu konuya çalışamadım" diyorlardı. Ben de, niçin çalışamadıkları konusunda üzerlerine gitmedim. Aslında yaptığım doğru muydu? Bilmiyorum. Ödevlerini yapmadıkları halde ikaz etmemem, öğüt vermemem, onları belki tembelliğe sevk edebilirdi ama, ben bunları o zaman düşünemedim.

Daha öğretmen sınıftan çıkar çıkmaz, gürültü artmaya başladı. Öğrenciler üzerinde, öğretmenlerin kurduğu hakimiyeti ben kuramadım. Ders sonuna kadar, dersin yarısı "Çocuklar susun!" demekten ibaret olduğu halde, gürültüyü istediğim seviyeye bir türlü indiremedim. Ne yazık ki…

Ders anlatış tarzımı da beğendiğimi söyleyemem. Fakat öğretmenler, dersi benim işlediğim şekilde işledikleri için, ben de öyle anlatmaya mecbur hissettim kendimi.

Bugün benim öğretmenlik hayatımda bir tecrübe oldu, diyebilirim. Başarının en önemli sırrının da, sınıf üzerinde hakimiyet kurabilmekte olduğunu öğrendim.

Hacer Özgüner

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..