Abla sen şimdi vampirella mı oldun?..

Geçen hafta bir arkadaşımın bacağında kırmızımsı, morumsu ısırık izine benzer küçük bir yara tespit edildi. Hem de evlerine gece bir yarasanın girdiğini anladıkları zamanla eşanlı oluyor bu olay. Yarasayı bulmak için evin her yanını didik didik ettilerse de nafile, çoktan kaçıp gitmişti hayvan. Bir heyecandır aldı bizi: ‘Eyvah, kızı yarasa ısırdı, hem de Ankara’da!’

Arkadaşımın şeker mi şeker, akıl küpü küçük kardeşi ‘Abla, sen şimdi vampirella mı oldun?’ diye soruyordu. Hani vampir filmlerinde böyle şeyler olur ya yarasa tarafından ısırılan adam dönüşüme uğrar falan... Ya da daha iyisi Batman’in (Yarasa Adam) dişi versiyonu Batwoman (Yarasa Kadın) olabilirdi bizim arkadaş, neyi eksikti? Mutasyona uğramış bir örümcek ısırınca efsanevi Örümcek Adam ortaya çıkar, kurtun ısırdığı adam Kurt Adam olur da bizim arkadaş olamaz mıydı?.. Şimdi Ankara’nın ortasında pişmiş tavuğun başına gelmeyecek bir şey kızcağınızın başına geliyor, haliyle yapılan geyiklerin haddi hesabı olmuyordu.

‘Hayır, vampirella falan değilim ben. Hem belki bacağımı bir yere çarpmış da olabilirim.’ diye söyleniyordu arkadaşım. Hafif de şaşkın ve rahat karakterde biri olduğundan hakikaten o bacağın başına her şey gelmiş de pekala haberi olmamış olabilirdi. Ayrıca karşımıza iyi bir fırsat çıkmıştı, geyiği ne diye kaçıracaktık?

Erkek arkadaşı da olaya çok gülmüş, ‘Duyduğuma göre sadece Latin Amerika’dakiler et yiyormuş, buralardakiler otçulmuş. Seni ot sandı galiba.’ diye takılıyordu. Vampir geyiğini ise ‘Zaten annem bana bolca sarımsak soğan yediriyor, yanıma gelirsen yüzüne üfler kaçırırım seni.’ diye kızı sinir ediyordu.

***

Şaka bir yana ‘Ne yarasası bu Ankara’da?’ diyerek kısa bir araştırma yaptım bu ilginç hayvanlar hakkında. Dünyada 1000’e yakın yarasa türünden sadece 3’ünün vampir yarasa olduğunu ve bunların Latin Amerika’da yaşadığını öğrendim; fakat vampir yarasaların insanlara değil kümes hayvanlarına saldırdığı belirtiliyor.

Hemen aklıma izlediğim bir belgesel geliyor, kümes hayvanı olmasa da ineğin tam sırt bölgesine dişlerini geçirip hayvanı bağırta bağırta kanını içen bir yarasayı izlemiştim. Zavallı inek hantal vücudunun elverdiği kadar sallanmış, ama kendi bedeninin asla ulaşamayacağı bir bölgesinde kanını günlerce emmişti yarasa, adeta ‘Ne kadar da acizsin.’ der gibi...

Türkiye’de ise 4 familyadan 30 tür yarasa bulunuyormuş: 1) Gözleri oldukça büyük olan meyveyle beslenen Uçan Köpekler (Pteropodidae), 2) baş aşağı sarkarak kış uykularını geçiren küçük gözlü böcek yiyici Nal burunlu Yarasalar (Rhinolophidae), 3) koloniler halinde yaşayıp böcekle beslenen Düz burunlu Yarasalar (Vespertilionidae) ve son familya olarak 4) oldukça uzun kuyruklu, kocaman kulaklı dar kanatlı, pis pis kokan Kuyruklu Yarasalar (Molossidae).

***

Arkadaşım böcek yiyici yarasalardan biri tarafından mı ‘tırtıklandı’ yoksa sadece bacağını bir yere mi çarptı bilemiyorum ama yine de bu olay geyik ortamı sağlanması açısından bize ilginç ve komik geldi. Aşı maşı olması gerekir mi onu ise bilemiyoruz. Ama nurtopu gibi bir vampirellamız olmayacağı kesin... Sanırım:))