Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Açelya Akkoyun ile aynı kaderi paylaşmak...

Açelya Akkoyun ile aynı kaderi paylaşmak...
 

Ahmet Aydın


Şimdi durup dururken buda nerden çıktı diyebilirsiniz. Ama insan bazen akla hayale gelmeyecek öyle süprizlerle karşılaşıyor ki herşey mümkün. İşte ben ve arkadaşım Ahmet Aydın’ın karşısına da tesadüfen böyle bir sürpriz çıktı: gülünce yüzünde gamzeler açan, hanımefendi sanatçı Açelya Akkoyun ile tesadüf eseri aynı kaderi paylaştık. Yarım saatten fazla, ara sıra olsada televizyondan tanımamızın verdiği rahatlıkla, O’ndan aldığımız güzel elektrikle bayağı hoş sohbet yaptık. Ortam olumsuz ve panik durumu bile olsa biz rahattık , bizim için pek büyük sorun yoktu ama o randevusuna geç kalma tehlikesi ile karşı karşıya kalması, verdiği sözü hiç hesapta yokken yerine getiremeyecek olmasının sıkıntısını yaşaması ilginçti. Gerçi, burası İstanbul; burada trafik deyince beş dakika düşünmek gerek ya o ayrı konu.

Şimdi gelelim bu tatlı ve süpriz tesadüfün ayrıntılarına :ben ve Ahmet , Mercedes–Benz Türk A.Ş Fotoğraf Kulübünden arkadaşımız Burak Küçüksu’nun Kadıköy Belediyesi sergi salonunda açmış olduğu kişisel fotoğraf sergisine gitmek için yola koyulduk. Hasanpaşa girişinden, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu stadının arkasında, Söğütlüçeşme tren istasyonunun önündeki Zübeyde hanım nikah ve davet salonunu önüne geldik.Salonun arkasında bulunan büyük otopark girişi bizim olduğumuz yönden kapalı olduğu için devam etmek zorunda kaldık.Salonun yanındaki inşaatın girişine parkettik.Bir görevli kamyonların giriş çıkışına engel olacağımızı söyleyerek salonun girişinde bulunan diğer araçların tarafına gitmemizi önerdi.Bizde aracımızı diğer araçlara engel olmayacak şekilde parkettik. Etrafta bir bekçi kulübesi var ama ortalıkta ne bekçi, ne bekleyen var. Zaten oradaki mevcut alana taş çatlasın 8-10 araç ancak alır. Herhalde saat 14, 30 gibi, bu saatten sonra gelen giden olmaz dedik;çünkü bizden ve inşaatta çalışanlardan başka etrafta kimsecikler yok...

Ancak sergini burada değil belediye binasının arkasında yer alan sosyal binada olduğunu öğrenince de arabayı burada bırakarak sergiye gitmeye kara verdik.Nasıl olsa bu saatten sonra buraya bizden başka kimse gelmezdi(???)Biz Burak beyin o güzel ve şahane fotoğraf sergisini gezdiğimizde, aradan taş çatlasın bir saat geçmişti.Keyifli geçen, fotoğrafla geçen bu zaman dilimden sonra aracımızın olduğu yere geldiğimizde ise gözlerimiz faltaşı gibi açıldı...Ne görelim, bizim aracın arkasıda 7, 8 araç ve biz burdan nasıl çıkacağız?

Meğer burası özel bir şirkete devredilmiş ve bizim aracı parkettiğimiz zamanda davet yokmuş.Biz giidince davetliler de, bekçiler de, görevliler de ortaya çıkmış.Kalakaldık mı ortada...Eee işte böyle bir şokla karşılaştık, hatta ben Ahmet’e”benim evde gitar çalışmam var, ben gideyim sen bekle “diye takıldım, aklıma ilk gelen bu oldu.Eve bir an önce gitsemde biraz gitar çalışması yapsam diyordum. Biz bu durumdan nasıl kurtulacağız yoksa düğünün bitmesini ve davetlilerin arabalarını almalarınımı bekleyeceğiz, ne zaman arabalarını alırlar, daha önce olmayan bekçi, şimdi orada, ama kendisi daha önce nerdeydi biz arabayı park ederken, şimdi ise orda ne iş yapıyor, kulübeyi mi bekliyor, yoksa korkuluk mu, anlamak mümkün değil. Biz bu psikolojik durumda iken birde ne görelim, bizim gibi bir araba mağduru daha, hemde kendisi bir arkadaşının düğününe gelmiş, hemen çıkması gerktiğinden acele olarak gitmesi gereken Acelya Akkoyun hanımefendi, o da şaşkınlığını gizleyemeden şimdi ben ne yapacağım diye telaş içindeyken, bir an göz göze geldik.Televizyondan tanıdığım, hele bu son aşil tandon ameliyatım sonrası yatakta geçen 3 ay her gün TV8’de yayınlanan “Açelya’nın Mutfağı” programını zevkle seyrettiğim bir sanatçıyı görünce sanki daha önceden tanıyormuşum gibi selam verdim.İşte o selamdan sonra orda araçlarımızın çıkışına kadar geçen sürede, ben hayatımın tüm önemli evrelerin anlattım. Ameliyatımdan, tv programlarına, hatta bizim fabrikada çekim yapılan “Böyle mi olacaktı”dizisine kadar.Berna Laçin , Ceyda Düvenci, Açelya Akkoyun bu 3 arkadaşın hikayesini anlatıyordu. Diğer oyuncular Şebnem Özinal, Atilla Saral, Yaşar Alptekin, Hakan Ural , Tanju Gürsu, Selda Alkor, Faruk Peker, Funda Barın, rol almışlardı.Bir çırpıda herşeyi konuştuk.Yeni projeler, yeni evliliği, hatta bir ara Ahmet” eşinizi tanıyormuyuz” dediğinde, “hayır tanımazsınız” dedi, bende “medyadan değil o halde” diye söyledim. Bir ara bana “sen oğlak burcu musun “dedi. Sanırım bu kadar çok konuşmamdan dolayımı ne?Ben ise “hayır başak burcuyum” dedim.

Kısaca Acelya hanımla, güzel, kırk yıllık dost gibi konuşmak zevkliydi, tabi bunun bir sebebide etrafına verdiği pozitif enerjiden olsa gerek diye düşünüyorum.

Yaptırdığımız anonslardan mı, davetin dağılmasına yakın bir zamanda mı araçlarımızı çıkarabildik.Belki başka bir zamanda başka bir tesadüfte karşılaşmak üzere vedalaşarak ayrıldık Açelya Akkoyun’dan.

İşte sevgili dostlar hayat böyle, bazen hoş süprizlerle karşılaştırıyor insanı.


Birde gazeteporttaki futbol yazarları yarışmasında 5.etap devam ediyor.Yazımı okuyup, kısa bir üyelik girişinden sonra gökteki yıldızları kırpıp kırpıp yazıma yapıştırabilirsiniz.Şimdiden teşekkürler.

http://www.gazeteport.com.tr/FUTBOLYARISMASI/TAKIMLAR/YAZAR_SAYFA/index.htm?AuthorName=Mehmet%20Eren&thedocname=GP_121773

Unutmayın: TürkHava Kurumu’na göklerin hakimi Türk gençliği yetiştirmek adına, yardımlarınızı yapabilirsiniz.Cep telefonlarından 3919 YANGIN yazarak “THK Yangın söndürme uçağı alım kampanyasına” 6 YTL katkıda bulunabilirsiniz..

 
Toplam blog
: 319
: 6405
Kayıt tarihi
: 14.06.06
 
 

25.08.1963 İstanbul doğumluyum. A.Ö.F İşletme mezunuyum. 8 sene profesyonel kalecilik yaptım. (Ey..