Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '11

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

Açık hava müzelerimiz

Açık hava müzelerimiz
 

Asırlara Direnen Manastır'ın Heybeti


ALAHAN MANASTIRI

Bir önceki yazımın girişine “Müzeler vardır binlerce yıl öncesinden tarihin kalıntılarını, kültürlerin izlerini yansıtır” cümlesi ile başlamıştım. Devamındaki günlerde Karaman’a gittim. Genç konuğumuza Alahan Manastırı’nı gördünüz mü dediğimde Karaman' da yaşayan yeğenlerim de neresi diye sordular. 

Alahan Manastırı çocukluğumdan beri Karaman’dan Mut, Silifke hattına giderken yol kenarında tabelasını okuduğum ancak 2009 yılına kadar ne olduğunu merak etmediğim bir isimden ibaretti. O yıl İstanbul’dan gelen hemşerilerimizin gezi programı çerçevesinde onların konvoyuna katılarak yıllardır bakıp geçtiğim tabelanın gösterdiği tarih hazinesine ulaşmış, ama kafamda sıralanan acabalar eşliğindeki sorulara yanıt bulamamıştım. 

Belki de yanıtsız kalan soruların bende uyandırdığı ilgi ve hayranlığımdan dolayı O hazineyi tekrar görmek istiyordum. Bu ortamı değerlendirip yakınlarımla birlikte Karaman’a 53 Km mesafede olan Alahan Manastırı’na gittik. Manastırda çektiğimiz fotoğrafların tamamını sizlere aktarıp bu tarih hazinesine ilginizi yönlendirmek isterdim ancak blok uygulamamızda fazla fotoğraf kullanamadığımızdan mümkün değil. Bu nedenle, asırların izleri kadar kamunun ilgisizliğini ve insanımızın acımasızlığını da yansıtan tarih hazinesinin girişindeki bakımsız tabeladaki yazıyı buraya aktarıyorum. 

““ALAHAN MANASTIRI : Bir dağ zirvesine yakın konumlanmış teraslar üzerine inşa edilmiş olan Alahan geç roma dönemine ait bir dini komplekstir. Kompleks batı tarafından itibaren sırasıyla bir mağara kilisesi, bir Bazilika (Batı Kilisesi), bir vaftizhane, küçük bir mezarlık ve bir diğer Bazilika’dan (Doğu Kilisesi) meydana gelmiştir.Tüm bu yapılar sütunlu bir yürüme yolu ile birbirine bağlanmıştır. Terasın doğu ucunda bulunan Doğu Kilisesi’nin arkasında suyu bir kaynak tarafından sağlanan küçük bir hamam yapısı vardır. Kompleksin yapımında kullanılan ve pek çoğu arazinin içinden kesilerek çıkarılmış olan taşların kesim izleri kaya yüzlerinin pek çok noktasında günümüzde dahi görülebilir. Kompleksin bulunduğu alana su, terasın üzerinde yer alan ve teras boyunca devam eden bir kanal vasıtası ile getirilmiştir. 

Bu yapı grubu genellikle bir manastır olarak tanımlanmış olsa da, yakın bir zamanda kompleksin bir haç merkezi olarak kullanılmış olması olasılığı da gündeme getirilmiştir. Ana yapının çevresi geç beşinci yüzyıl ile, erken altıncı yüzyıl arası olmakla beraber Batı kilisesi ortaçağ’da büyük ölçüde yeniden inşa edilmiştir.Alahan’a bilinen ilk ziyaret Evliya Çelebi tarafından geç onyedinci yüzyılda yapılmıştır. Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Miçhael Gough 1961 ve 1973 yılları arasında Alahan’da arkeolojik kazı çalışması yapmıştır. Alahan’ın eski çağdaki ismi bilinmemektedir.””  

Tabelanın alt kısmında İngilizcesi bulunan bu metin, açık hava tarih müzesi durumunda olan ve Anadolu’da binlerce hazineden biri durumundaki Alahan’ı ne kadar anlatıyor derseniz; bana göre bir şey anlatamıyor çünkü, bir kısmı asırların doğal etkisine rağmen ayakta olan, ama bir kısmı muhtemelen define avcıları tarafından tahrip edilmiş sahipsiz hazineyi gezerken kafama takılan teknik ve sosyal yüzlerce sorudan birkaçına bile yanıt veremiyor. Karaman çevresinde ki Bin bir Kilise, Manazan mağaraları vb. kalıntılarda olduğu gibi Anadolu’nun yüzlerce noktasındaki tarih hazineleri benzer durumda ve sorularımızı yanıtsız bırakıyor çünkü genellikle onları taş yığınları olarak görmeye devam ediyoruz. 

Bazıları tonlarca ağırlıkta olan yekpare taş sütunlar nasıl işlendi, hangi teknik olanaklarla taşındı, yerleştirildi. Bu eserler neden bu noktalara inşa edildi, hangi dönemde ve nasıl bir yaşam vardı? Biraz ilginiz uyandığında sorular ardı ardına diziliyor. Girişte okuduğumuz tabelayı çıkışta tekrar okuyorum ama değişen bir şey yok. 

Hayranlık ve beğenilerimi sizlerle paylaşmayı çok istiyorum ama onlarca fotoğrafı, sayfalarca yazıyı buraya ekleyemiyorum. Seçtiğim fotoğrafları facebook sayfama ekledim, zamanınız olduğunda bakabilirsiniz ama İlk fırsatta bu tarih hazinesini görmenizi, incelemenizi öneriyorum. 

Devletimin olanakları yetiyorsa; benzeri hazinelere sahip çıkmasını, Alahan benzeri Açıkhava müzelerinde birer rehber görevlendirmesini istiyorum. Karaman - Mersin devlet kara yolundan bakıldığında görülemeyen ancak virajlı manastır yolundan 2 km ilerledikten sonra 300 mt kadar yükselip, manastırdan aşağılara baktığınızda tüm Göksu vadisini seyredebildiğiniz bu güzel mekanı özetleyen ve görenlerin ilgisini tetikleyecek büyük fotoğraflar ve özet bilgileri kapsayan devasa panolarının ana yol güzergahındaki basit (ALAHAN MANASTIRI) tabelası yerine konulmasını öneriyor, kamudan daha çok ilgi bekliyorum. orhan.yuksel@mmo.org.tr 

 
Toplam blog
: 43
: 567
Kayıt tarihi
: 28.06.11
 
 

 Karaman E.M.lisesi ilk öğrencilerindenim. ikinci sınıftan itibaren Antalya Makine Teknisyen okulun..