Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Açıl susam, kapan susam!

Açıl susam, kapan susam!
 

Kırk haramiler ve Ali Baba masalını biliriz hepimiz, Ali Baba Kırk Haramilerin mağarasının karşısına geçer ve ‘açıl susam, açıl!’ der, kapı açılır , Ali Baba altınlara kavuşur. Güzel masaldır, ama masaldır. Vakit geçsin diye, eğlencelik anlatılır ya da bir çocuk gözlerini kapatsın diye söylenir masallar.


Son zamanlarda bazı şarkıcıların ve sanatçıların ‘kırkımdan sonra kapanacağım?!’, ‘ipek kumaşla kapanırım?!’ sözlerinin de bu masallardan bir farkı olduğuna inanmıyorum. İnanan insanın kapanması veya açılması ‘Allah ile onun arasında olacak bir ceza ya da affetme ile sonuçlanacak ise neden yapmayacağımız ya da kandırmaca laflara gerek duyarız?!’ Özellikle yakıştıramadım Sezen Aksu’ya , gazetelerde güneydoğu gezisinde başına bağladığı tarzı ile çok sevimli gözüken, yıllardır şarkılarında yüreğime dokunan kadın neden böyle bir reklama gerek duydu bilemiyorum. Eski popülarite düşünce, düşüncelerde politika ile paralel mi gelişmek zorunda? Hiçbir söz söylemeden kapanarak insanların karşısına çıkmış olsa idi, bundan sonra bu şekilde olacağım, bu benim görüşüm ve uyguluyorum deseydi amenna, der ve ben hiçbir huzursuzluk hissetmezmişim gibi geldi. Ardından da Demet Akalın’ ın kırkından sonra kapanması J kırkına kadar yaşayacağın ne malum, tıpkı kırkından sonra hacca gideceğim demek gibi gelmiyor mu insanın kulağına. Neden kırk, neden şimdi değil?! Beş yıl sonra CHP iktidar olduğunda da üstünde kalan bikiniyi de mi çıkaracağını söyleyecek ya da menejerleri onlara ‘açıl susam, açıl ?!’ mı diyecek. Çok gereksiz ve çok yersiz bu konu hakkında haberleri okumaktan ve beynime vidalar çakılmasından artık bıkmış durumdayım. Bana ne, bize ne? İster kapanır ister açılır ama yapılmamış bir şeyin bundan on yıl sonrası için plan aşamasında fizibilitesini yapmaktayım tarzında açıklamalar tuhaf ve sakil duruyor.

Kapanmayı neden bu kadar sorun ettik bilemiyorum. Anneannem ve babaannem hergün beş vakit namazını kılan, hafta da bir hatim indiren, özü sözü bir insanlardı, kimsenin etlisine sütlüsüne karışmazlar, akşam pişirdikleri yemekten yan komşuya da vermeden uyumazlardı. Bu iki kadın pardüselerini giyer ve başörtülerini bağlarlardı . Başörtüsü diyorum dikkatinizi çekerim, bundan yirmi yıl önce ben çocukken kadınlar başörtüsü bağlarlardı. Köye giderdik , köyde tülbentler başlarında kadınlar enselerinden tülbentlerin uçlarını bağlarlardı. Oyaları alınlarına dökülürdü. Şimdilerde türban çıktı. Şimdilerde iman sınırı çıktı. İman ne kadar kuvvetli ise o kadar az deri gözükmesi koşulu geldi. Boyun gözükmemeli, saç teli gözükmemeli, denildi. Anadolu’da ninelerimizi hatırlamıyor musunuz? Akça yüzlerinin kulak kısımlarına tutturarak bağlamazlar mıydı tülbentlerini ? boyunda gözükmezdi? Bu türban nereden çıktı? Modern olduğuna inanıldı, ne vardı köylü kalınsaydı, bizim kültürümüz şeklinde kapalı kalınsaydı. Niye hep başkalarında olana özenmekteyiz, neden kendi doğrularımızı bulamaz olduk millet olarak?

Hep kapanmaktan bahsettik biraz da açılmak kısmına gelelim. Eskiden gömlek aldığımda göğüs kısmı sıkmaz kesimi rahatça olurdu, şimdi bedenimde gömlek alamaz oldum. Neden çünkü düğme arasında dekolte denen bir şey var. Gergin olunca düğmelerin arasından rahatça farkında olmadan dekolte verebiliyorsunuz. Moda tabii, ancak şişmanı zayıfı herkes düğme arası dekolte sevdasında, bedenim bu diğeri çok bol geliyor cevabında, bin dokuz yüz yetmişler de yok muydu kulplu modeller ? Birde pantolonlar, düşük bel. Zayıf şişman bellerin rahatlaması güzelde arka tarafın eğilince fazlaca hava alması gece bazı soğuk algınlığı problemleri doğurmuyor mu acaba? Bu kadar rahat olmaya biz ne zaman alıştık? Eskiden bir adap vardı, açık ve kapalı da, şimdi adap kibarlık kalmadı ne açığında ne de kapalısında. Varsa yoksa politik söylemler, türban olmalııııııııııııı!!, türban olmamalııııııııı!

Son konu bu sanki.

Okullar yapıyoruz, çocukları okutuyoruz. Çok güzel. Neden acaba zenginler bir araya gelerek işsizlik rakamı en yüksek illerde fabrika kurma hevesine girmiyoruz, vergilerin etkisi olabilir mi? İyiler çocuk okutur, okuyan çocuk aç kalır ülkemde, iş bulamaz ya ruh hastası ya da başka ülkede sığıntı. Başımıza Çin malı türban, altımıza Çin malı kotları giymeye devam, her neremizle düşünüyorsak, Çin kapatıyor o tarafı. Haydi bakalım çin çin şerefe !

 
Toplam blog
: 73
: 486
Kayıt tarihi
: 31.03.07
 
 

İktisat fakültesi mezunuyum, bankacıyım, çocukları severim...