Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '10

 
Kategori
Magazin
 

Acun Firarda(!)

Acun Firarda(!)
 

Aslında beklenen bir sondu, şaşırdım desem yalan söylemiş olurum. Bu kadar hızı yükseliş, bu kadar çok para ve şöhretin zirvesi derken Acun Ilıcalı için çıkan haber bana son derece olağan geldi.

Hayatı defalarca gazetelerde sayfaları doldurdu. İnandırıcı ve sempatikti. Çünkü halk dilinden konuşuyordu, samimiydi. Çizdiği efendi profil onu küçükten büyüğe herkesin gönlüne yerleştirdi orası kesindi. Bir zamanın fenomenleşen programı Televole'de bir göz kırptı önceleri. Sonra bir firar etti ki, o ediş. Acun Firarda dedi, dünyayı dolaştı. Gezdiği gördüğü muhteşem yerler, bikinili ya da çekici kızlarla yaptığı röportajlardan çok yaratıcılığın zirvesindeki İngilizcesiyle akıllarda kaldı daha çok.

Dünyayı kasıp kavuran Survivro ve Fear Factor yarışma programlarını ülkemize getirmek gibi bir cesaret gösterdi. Her ikiside kendine has özellikleri olan, ülkemiz için birazda extrem sayılabilecek programlar olsada başarı grafikleri hep yüksek oldu. Bu senenin başında yayınlanan Survivor ise reytinglerle birlikte ülke gündemininde zirvesinden hiç inmedi.

Deal Or No Deal isimli yine başka bir dünya fenomeni haline gelmiş programı Var Mısın Yok Musun adıyla Show Tv ekranından hayatımıza soktu ve yine reytingleri yayınlandığı her akşam sallamayı başardı. Burada alkışı hakettiği çok önemli girişimleri oldu ki, aksini söyleyebilecek birinin olduğunu düşünmüyorum. ilk aklıma gelen dünya starı Christina Aguilera'dır ki gerçekten o akşam çok hoş bir program izlemiştim. Adriana Lima ve Paris Hilton da başarılıydı ama öteki favorim 50 Cent'ti itiraf etmeliyim. Hayaldir bu ülke için dünya starlarının ziyareti. 90'lı yılların başında Michael Jackson gelmişti hatırlarım. Ama bir Madonna'yı , Beyonce veya Lady Gaga 'yı getirtemedik. Acun bu anlamda alkışı haketmiştir her zaman. Birileri gelmeli ki diğerlerine referans olmalı değil mi?

Bu hızlı yükseliş geçtiğimiz sene Yetenek Sizsiniz Türkiye ile tavan yaptı. İnsanlar merak eder, takip eder oldu programı ve tabi ki Acun'u. Bu adam daha ne yapacak diye sorular getirdi akıllara. Bu sene ikinci kez yetenek avına çıktı. Üstelik programın nabzını nasıl tavanda tutacağının formülünü bularak iki büyük ismi yanına alarak; Hülya Avşar ve Ali Taran. Ağzı laf yapan, enerjiyi devamlı üst seviyelerde tutan bu iki isiminde yardımlarıyla, aslında aman aman büyük yeteneklerin sergilenemediği program çok sevildi, hala da izleniyor. Zaman zaman medyada Acun'un imalı da olsa ''yeteneksizsiniz'' demek istediği de tartışıldı durdu. Programın ilk 'yetenekleri' Bilal ve Uğur yetenekliydiler evet ama , işte o ''ama'' hep oldu akıllarda.

Acun hayır işlerinde hep takdir edilecek şeyler yaptı, belki de bu yüzden çok gerçekçi ve samimi geldi insanlara. Kimsenin gözüne de sokmadı, reklam da yapmadı. Yardım ederken eğlendirdi, insanları ekrana bağlamasını bildi. İnsani yönü ve başarısı bir tarafa, geçmişinde yaşadığı travmatik olaylar da yaşadığı şöhreti ve mutluluğu haketti dedirtiyor zaman zaman. Okuyan bilir, zor bir hayat geçirdiği için yazıyorum bunları.

Ama her şöhretin bir bedeli vardır klişesi bugün yine karşımıza çıkarılıyor. Gazetelerde yeralan habere göre ikinci eşi Zeynep Ilıcalı, Acun'a boşanma davası açmış. Kendisini 20 yaşında bir üniversite öğrencisi ile aldattığını iddia etmiş. Ve yine başka bir klişe; erkek parayı bulunca gözü dışarıya döner derler. Ne kadarı doğrudur bilemeyiz ancak iş ciddiyete binmiş görünüyor olacak ki gazetelerde okuduğum şeyler küçük iddialar değil. Türk halkı Acun'u dürüstlüğü ve samimiyeti ile tanıdı, sevdi. Bir ülke halkına bu denli dürüst ve samimi olan bir adamın eşine farklı davranmasını hoş karşılamıyorum. Üstelik iddialardan biri ailesini ciddi anlamda ihmal ettiği yönünde. 20 yaşındaki sevgilisi ile karı-koca hayatı yaşadığı, davetlere/gezmelere birlikte gitmeleri eğer doğrusya (ki hala inanması güç geliyor) bu pek de kabul edilebilecek cinsten bir hareket değil. İnsanların aklına direk '' Vay be Acun bile yapıyosa herkes yapar'' söylemi gelecektir ki bu çok olağan.

Lütfen kimse ''sana ne ya bu onun hayatı'' demesin. Eğer yazılanlar gerçekse, şunu hepimizin kabul etmesi lazımdır ki şöhretin ve bir 'ismin' varsa, bunu yarattığın imaja zarar vermeden devam ettirmen gerekir. Acun Ilıcalı başarılı, zeki ve efendi bir adamdır. Yazılanlar doğruysa ayıp etmiştir, değilse zaten edebini bozmadan yoluna devam eder.

 
Toplam blog
: 42
: 2022
Kayıt tarihi
: 05.08.10
 
 

1983 İzmir doğumluyum. Doğduğumdan beride bu şehirde yaşıyorum. İlk, orta, lise ve üniversite hay..