Acun'un Başarılarının Sırrı

Rivayet muhtelif. Kimi der ki Portekiz diktatörü Salazar söylemiş, kimi de İspanya diktatörü Franco’ya atfen anlatıyor.

“3 F”;

Kimi anlatıma göre,

- Fado, Fiesta, Futbol.

Kimine göre;

- Femini, Fiesta, Futbol

Fado: ucuz tüketilen müzik (pop, arabesk …)

Fiesta: Şenlik,

Futbol: (topla oynanan) ayak oyunu

Femini: Kadın

Hangisi doğru bilemiyorum, anlatılanlara göre, “3 F” kuralıyla Salazar Portekizi 45 yıl, ya da Franco İspanya’yı 30 yıl idare etmiş.

Belki her ikisi de doğru.

Bizde de mi öyle, ne?

Elli yıldır açıktan açığa, herkesin gözü önünde, kandırıldıklarını söyleyerek suçlarını hafifletmeye çalışan yöneticilerin yardım ve destekleriyle örgütlenen ve adına “cemaat” denilen bir casus tarikat, kumpaslarla, alavere dalavereyle Devlet’i ele geçirmeye cüret edebilecek güce ulaşıncaya kadar semiriyor, büyüyor, güçleniyor, milyonlarca insanı kavrayabilecek kadar taban genişletiyor, birileri (Cumhuriyet, Aydınlık, Kamer Genç, Atatürk’çüler, sosyalistler…) sürekli olarak büyüyen ve gelişen tehlikeye dikkat çekmeye çalışıyorlar, fakat, heyhat, kimseler duymuyor, görmüyor. Ta ki, 15 Temmuz akşamı Devletin ve Milletin tepesine bombalar yağdırılıncaya kadar…

Ve bir anda insanlar uyanıveriyor.

“… Aaaa, biz bunların böyle olduklarını bilmiyorduk…”

Günaydın!...

Artık biliyor musunuz bari?

….

Niye böyle?

Çünkü bizim insanlarımız da İspanya’daki ya da Portekiz’deki şeylerin aynılarıyla avunuyorlar.

Ya da avutuluyorlar.

Sözgelimi insanlarımız 15 Temmuz darbesi öncesinde Acun’un Tv8’inde “survivor” izliyorlardı.

İnsanlarımız belki 15 yıldır Acun’u izliyorlar.

Kim bu Acun?

15 yıl önce meteliğe kurşun atıyorken bugün adı vergi rekortmenleri arasında en üst sıralarda yer alan medya patronu!

Milletimiz Acun’u izliyor, Acun zenginleştikçe zenginleşiyor, bu arada birileri, bazı şer güçler, göstere göstere, bağıra bağıra Memleketi ele geçirebilecek kadar palazlanıyor, ama olup bitenleri o ana kadar gözü kulağı Acun’da olan milletin ruhu bile duymuyor.

Acun adeta efsunlamış milleti

Bir gece Meclis’in tepesine bombalar yağdırılıncaya kadar…

Nedir bu Acun’un sırrı?

Cevap;  “3 F”

İspanya’nın veya Portekiz’in yönetiminde kullanılan “F”lerin tamamı Acun’da toplanmış.

Televole’nin, Devler Ligi’nin mucididir kendileri. Konu; Futbol.

O ses Türkiye yarışmasının, Yok Böyle Dans’ın yapımcısıdır. Konu; Fado.

İşte Benim Stilim’in yayıncısıdır. Konu; Femini.

Rio Festivali çekimleri başta olmak üzere Acun Firarda. Konu, Fiesta.

Ve tabi zaman ilerledikçe halkın uyutulma araçları da değişip gelişiyor. Survivor, Var mısın Yok musun, Fear Factor… gibi yapımlar da bu başarıların ürünleri.

Ve işte halkımız bunları izlerken, halkımıza bunlar izlettirilirken, yani halkımız uyurken, yani halkımız uyutulurken bu FETÖ denen örgüt bir kurt gibi koca Devlet’i kemiriyor, yok ediyor, devrilecek kerteye getiriyor, kimsenin ruhu duymuyor.

İşte Acun’un başarılarının sırrı da burada gizli.

Kendisi çok yetenekli bir televizyoncu. Ama bu yeteneklerini söz gelimi FETÖ’nün bu seyrini kamuoyuna yansıtacak habercilik alanında kullanmaya kalkışsaydı yine böylesine büyük başarı elde edebilir miydi?

Yine bu kadar zengin olabilir miydi?

Hayır, çünkü o zaman engellenirdi.

Oysa, şu programları egemen güçlerce teşvik edildi, desteklendi. Çünkü, bunları seyreden halk dünyadan bihaberdi.

Böyle olması gerekiyordu.

Bu egemenler için, Oligarşi için iyi bir şeydi.

Acun, bu iyi şeyleri en iyi şekilde yapabiliyordu.

Ekranlar kendisine sonuna kadar açılmalıydı. Gerekirse medya patronu yapılmalıydı.

Bu yetenek mutlaka ödüllendirilmeliydi.

Ve başarıya giden yolun parke taşları bir bir ayaklarının altına seriliyordu.

Ve Acun televizyon yayıncılığında başarıdan başarıya koşuyordu.

Ve başarı zenginliği beraberinde getiriyordu.

Ve millet uyuyordu….

Ve şu da kesindi ki, Acun gerçekten de başarılıydı ve kazandığı her kuruş anasının ak sütü gibi helaldi. Suç Acun’da değil, Acun’un hizmetinin bedelini ödemek zorunda olan ve ödeyen Oligarşik sömürü ve aldatma düzenindeydi.

Kenan IŞIK