Adalet, bildiğini okur... / ''Türkiye Defteri''

Berivan, doğuda dağlarda yaşayan, serpilip gelişen bir çiçek... Ve yaşadığı bölge yalnız ve yalnız, ona ait olan bir çiçek!... Ve her yıl bu çiçeğin ismini taşıyan, yaklaşık otuzbeş güzel insan bu ülkede ve bu dünyada konaklamaya geliyor...

Bu ismi taşıyan insan kızlarından genelde ülkenin doğu ve güneydoğu bölgelerinde dünyaya gelenler, oradaki feodal düzenin içinde bulunma şansızlığıyla da, geliyorlar bu dünyaya ve farklı ekonomilere sahip aileler içinde olsalar da, gene de, şu veya bu şekilde , o toplumsal yapıyla, karşılaşma durumundalar...

Türkiye Makedonya halklarından sonra Avrupa'da en yoksul halkların yaşadığı bir ülke!...Ve, 12 Eylül'den bu yana, insan emeğinin, kırlarda ya da kentlerde, iyice, en ecuz ve en korunmasız durumda bırakıldığı bir ülke...

Hollandalı siyasetçi , Yeşil Sol partili, AP Dış İlişkiler Komitesi üyesi ve Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu eşbaşkanı olan, Joost Lagendijk, son on yılda Türkiye'yi izlemenin kendisini mübtela ettiğini, her gün bu kadar çok ilginç olay ve manşet üreten bir ülkenin, onda yarattığı ibtilanın, bu ülkenin siyasi, ekonomik ve kültürel olarak çok hızlı değişiminden kaynaklandığını söylüyordu!...

Bu doğal ki, kişisel bir gözlemdi... Ancak bizim de gördüğümüz bu değişim, müthiş çelişkileri de içinde taşıyarak, belki de ilerlemeye çalışıyordu!...

Ülkede demokratik açılımdan ve siyasi gidişatın vehametinden dolayı, ''Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi''nden söz edildiği ve uygulanmaya konmaya çalışıldığı bu zor zamanlarda, ülkenin doğu ve güneydoğusunda, 12 eylül sonrasında oluşan siyasi yapılanma, çelişkili bir halde, sanki korunmaya ve sürdürülmeye çalışılıyor!...

Bir taraftan Kandil'den gelen PKK militanları, ülkede özgürce hareket ederken, bir taraftan da binlerce sivil insan PKK oluşumu içersinde şöyle ya da böyle yer aldığı için, göz altına alınıyor ve de bir kısmı tutaklanıyor!...

Bu gün halkımızın, Kürt kökenli ve sayıları binleri aşan çocuğunun da, cezaevlerinde tutuklu olduğu söyleniyor... Bunlardan biri de 15 yaşındaki kız çocuğu Berivan!...

Diyarbakır Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi, Berivan adındaki 15 yaşında bu kız çocuğunu 2009 ekiminde Batman ilimizde çıkan olayların içinde bulunup, slogan ve polislere taş atma nedeniyle, hızlı bir şekilde yargılayarak ve ilginçtir,
tek celsede; 13.5 yıl ağır hapse mahkum etmiş!.. Yaşı küçük çocuklardan olduğu için de(!), cezasını, falan filanca maddeye istinaden, 7 yıl dokuz aya indirmiş! ...

Hukuk , demokrasi ve adalet açısından üzerinde düşünülmesi gereken, bu ülkenin de geleceğini etkiliyen, çok önemli bir karar!...

Demokratik açılımdan söz ederken, halkımızın Kürt kökenli insanları, doğu ve güneydoğuda daha somut adımların atılmasını beklerken, sivil ve silahsız kendilerince siyaset yapmaya çalışan yüzlerce insan , garip ve anlaşılmaz bir şekilde tutuklanırken, bunu yanında çocuklara yapılan böylesine bir uygulama, zalimlik değil de nedir?... Çocuklarına zulmeden bir ülkenin böylesi bir adalet sisteminin kararları , kamu vicdanını da yaralamaktadır...

Amaç adaleti mi sağlamak, yoksa geçmiş 12 Eylül'lü yıllarda, Diyarbakır cezaevinde tutuklulara yapılanların ışığında, çıkınca dağlara çıkıp bu günkü PKK kadrolarını oluşturanlar gibi, dışarı çıktıklarında , Türk düşmanı, ülke düşmanı, şoven duygularla, kin ve nefretle donanmış, potansiyal PKK kadroları yetiştirmek midir?...

Bu ülkenin parlementerlerinin sorumluluklarından biri de, ülkede olumsuzlukları arttıran böylesi hukuk facialarına son vermeye çalışmak değil midir?...

Tanrı Türkleri'de, Kürtleri de, bu adaletten korusun...

2.şubat.2010 / Tarabya,