Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '10

 
Kategori
Bilim
 

Adem ve Havva

Adem ve Havva
 

Tek tanrılı kutsal metinlerde, ortak olan mitlerden biri; Adem ve Havva Mit’idir. Aralarında ufak farklarda olsa mitin anlamı aynıdır. İnsan’ın iki cins olarak erkek (Adem) ve daha sonra kadının(Havva) yaradılış hikayesini anlatır. ilk yaratma eyleminin, yeryüzüne inmeden önce, Cennet olarak betimlenen varsayımsal bir mekanda olduğu anlatılır. Cennet, bol ve gür ağaçlarla dopdolu gölgeliklerin, serinlik veren ırmakların sessizce aktığı, yiyeceklerin uzanma mesafesi kadar yakında ve kolay bulunduğu, rahat ve huzurlu bir ortamdır. Adem ve havva her çeşit bitkinin ve ağacın meyvesini yiyebilirler. Ancak yasaklı ağacın, bilme ağacının meyvesini yemeyeceklerdir.Tanrı bunu daha önceden onlara bildirmiştir. Bilgi veya bilme ağacı kimi metinlerde hayat, yaşam ağacı, ölümsüzlük bilgisinin yeraldığı ağaç diye geçer. Havva’nın Kuranda iblis, Tevrat’da yılan tarafından ayartıldığı ifade edilir. Havva, yasak ağacın, (BİLME AĞACI) meyvesinden, önce kendisi yer, sonrada Adem’e yedirir ve olaylar zinciri başlar. ( metinlere göre değişen, anlatımlardan birine göre) Bilmeyi, ( bilgi ağacının, meyvesini yemeyi, ) yasağın delinmesi olarak düşünebiliriz. Yasak insanlarda daima ilgi çeker.“Her yasak, her kural, beraberinde ihlalide getirir deyişi bunu iyi ifade eder.” Yasağın delinmesi, merakın sonucudur. Merak bilgıyi elde etmeye yarar. Havva’nın merakı, bilgiye ulaşma çabası olarak değerlendirilebilir. Yasak meyveyi Tanrı'nın ikazına rağmen yemesi, Havvanın hayvanlara has merakının sonucu olmuş olabilir. Zira, tamamen insan olsaydı, yasağın sonuçlarını önceden tahmin etmesi gerekirdi. Adem ve Havva, ancak birbirlerinin çıplak olduklarını farkettiklerinden itibaren, gerçek bir insan özelliğine bürünmüşlerdir. Fark etmeleri, farkında olmaları bunu gösteriyor. Kutsal asma yaprağıyla örtünmeleri, cinsel organlarının görünür hale gelmesinden hemen sonra oluyor. Bu da Adem ve Havvanın, artık birbirlerini yüz yüze görmelerinin sonucudur. Hayvanlarda, 4 ayak üzerinde yürürken görünmeyen cinsel organlar, ayaktayken(insanın anatomik yapısında cinsel organlar açığa çıkmıştır.) görünür haldedir artık. Utanma ardından gelir. Çıplaklığından ve cinselliğinden utanma insani özelliklerdir.

Hikayenin devamında, yasağa karşı işlenen suçun cezasız kalmadığını ve müeyyide olarak da yeryüzüne gönderilme ve yeryüzü yaşamı olduğunu anlıyoruz. Bir nevi sürgün. Geçici ikametgah, yani geçici dünya yaşamı.Denilmektedir ki ortaya çık (zorlu çıkiş, zorlu doğumla) beslen, ama binbir zahmet ve eziyetle. Yiyeceğini elde etmek için çok çalış. Cinselliğini bil tanı. Fakat gizli tut ve utan. Tam da insanın trajik yaşam öyküsü Hikayenin başka bir versiyonunda, ( İncil yazarların’ın anlatımıyla)Ademin ve Havvanın, artık tanrıyla eş oldukları gerekçesiyle cezalandırılarak, cenneten kovuldukları anlatılır. Bilmenin tanrıyla eşleşmesinden kasıt, tanrıyı bilmesi, tanıması, kavraması olarak anlatılmak isteniyor olabilir mi? Çünkü tanrı kavramı insanlıkla birlikte var olmuştur. Acaba yazarlar bunu bilinç altı sezgileriyle o zamanda dile getirmiş olabilirler mi? Kurandaki versiyonda cennetten kovulmadan önce şeytan ın ayak kaydırması vesveseye sürüklemesi vardır. Adem ve Havva şeytan tarafından cennetden çıkarılırlar. Artık Adem ve Havva nın kendilerine kötülük edeceklerden, zalimlerden (İnsan demek isteniyor.) oldukları vurgulanır.Adem’e tevbe etmesi şeklinde ilham gelir. Ancak tevbe ederek, Allah'ın şefaatinden yararlanabilecektır. Fakat cezasi affedilmez. Dünya yaşamında zorlukla yiyecek bulma ve çok çalışma olarak belirlenen cezasını çekecektir. Havva’ya böyle bir ilham gelip gelmediğini bilmiyorum. Bu metinlerin hepsinde ortak olan hususları sıralalarsak, bunlar: -Bilme eylemi, -Dile sahip olma , ad verebilme, simgesel sözcük oluşturabilme yeteneği, -Kandırılma, -Çıplaklığın farkedilmesi, -Çıplaklıktan utanma, -Örtünme, -Kovulma, -Ceza. Bütün bu vasıflar, insani vasıflardır. İnsan oluşa ait özelliklerdir. Adem ve Havva da kabul edişe göre, ilk insanı temsil eder. İnsan oluşun, başlıca özelliği, bilme ve bildiğini’de bilmedir. Ademin konuşabildiğini, hayvanlara ad takmasından, simgesel dile sahip olmasından çkarıyoruz. Kandırılma insan oğlunun başına çokca gelen bir durum. İnsan başkalarından etkilenip kendi inisiyatifinin dışında, eylemlerde bulunabilmektedir.Kandırılma olağandır. İnsan diğer hayvanlardan farklı olarak post, kıl, kürk, kabuk gibi herhangi bir dış kaplamaya sahip değildir. Çıplaktır. Ayrıca insan çıplaklığını gizleme gereği duymuş ve özellikle cinsel organlarını bu yüzden kapatmıştır. Bilmenin sonucu insan beyninin gelişmesinden kaynaklıdır. İnsan, canlılar arasında, vücuduna oranla başı en büyük olandır. En gelişmiş beyne sahip olandır. Bu özellik, iki ayaklı oluşun sonucu olarak ortaya çıkmıştır. İnsan dişisi, büyük başlı cenini doğurmak zorunluğunda kaldığı için acı, ağrı, sancı çeker. Havva’ya verilen ceza, insan dişisi oluşunun cezasıdır.Adem’in cezası da, yani zahmetli yiyecek temini, yine insan oluşuyla ilgilidir.İki ayaklılık dan sonra ellerin sebestliği, büyük beyinle birleşince, Adem, doğanın o vakte kadar, ona hazır sunduğu yiyeceklerle artık gelişmekte olan ve enerji ihtiyacı çoğalan beyninin ihtiyacını karşılayamaz olmuştur. Doğada hazır bulduğu leş artıklarındaki etin ve iliğin yüksek kalorili ve besleyici olan, özeliğini keşfederek, et avcılığına yönelmek zorunda kalmıştır. Yani zorlu ve yıpratıcı av hayvanı avcılığınının sağladığı, “etcil” beslenmeye adım atmıştır. Artık yiyeceğini, uzun, zorlu uğraşlarla ve riske girerek sağlamaktadır. İşte insan Ademin cezası. İnsan artık insanlığından önceki yaşamın rahatlığına asla dönemiyecektir. Cezalandırılmış ve cennetinden kovulmuştur. Burada söylemeye çalıştığım, istenirse kutsal metinlerin farklı yorumlarının da yapılabileceğini göstermek.

Evrim bir gerçekliktir ve kutsal metinlerle çelişmesine fırsat vermezsek çelişmez. İnsan beyni her türlü spekülasyonları yapabilme imkanı veren plastisiteye açık yapıdadır. Yeter ki değerini bilip onun esnekliğinden faydalanalım. İnsanlığa ve bilime katkı yapmasını sağlayacak şekilde çalışmasına izin verelim.

 
Toplam blog
: 18
: 1153
Kayıt tarihi
: 24.03.10
 
 

Gaziantep 1948 doğumluyum. Çocuk Doktoruyum Evrimsel Biyoloji ile ilgileniyorum. Populer bilim ve tı..