Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Adı artık yok!

Adı artık yok!
 

Forumca.com


Hayatımız boyunca, elimizde olan, irademiz dışında hareket eden, sahip olamayacağını zannettiğimiz zaman, aslında hayatımız boyunca bize ait olan tek kavramdır. Tüm yaşamımız, hayat kavgamız, mutluluğumuz, acımız, bizi zaman kavramı içinde hareket ettirir. Tüm selin ve saf duygularımız, şehvetimiz, ihanetlerimiz, yılmaz gururumuz, engin sarhoşluklarımız ve hazin çöküşümüz, hepsi bize bağlı ve isteğimiz doğrusunda hareket ederken, bizim olmayan aslında tamamen bize ait olan zamanın bir eseridir. Zamanın içinde alabora olurken elde ettiğimiz en güzel olgudur anılarımızdır. Anılarımda gizli tüm sırlarım, hezeyanlarım. Anılarımda kaldı tüm taze çiçek kokuları. Anılarımda kaldı el uzatıp tutamadığım tüm çiçekli dallar.

Ama artık ben anılarımı sevmez oldum. Anılarım, göz yaşı doldu, pınarlar taşar oldu.

Anılarımı arıyorum, sevecen, mutlu, kahkahalarla dolu olan. Kehribar koyuyorum anılarımın üstüne, belki ağrısını alır diye. Keşkeleri yitirdim gönlümün uçurumunda. Duygularımın tutsaklığı olsa gerek bu zehir zemberek anılar. Ne güzeldi benim anılarım. Turkuazdı tüm evren, yeşimdi tüm çevre. Uzaktan gelirdi konuşmalar. İşte tam ordaydı benim anılarım. Mutlu kalan dağ ile, yedi harikalar ovasının birleştiği yerde. Yavaş yavaş dağ eridi, mutluluktan eser kalmadı. Hele o harikalar ovası, nasıl güzeldi anlatamam. Şimdi bir çöl orası. Tozlu, fırtınalı bir yer kaldı geriye ben istemesemde. Anılarımın mazisi yok artık. Gençliğimin doldurduğu o güzel anılar yavaş yavaş eridi, yerine kederli katran karası anılara bıraktı.

Ölüdeniz’de suyun altına dalıp gördüğüm güzellikler, engin mavilikler, kaktüsler, evet kaktüsler, onlar bile güzeldi. Şimdi o kaktüsler bana acı veriyor artık. Eiffel’ in tepesinden baktığınızda gördüğünüz o muhteşem manzara insana sonsuzluk hissi verir. Artık o sonsuzluk yerini mutlak siyaha bıraktı.

Anılarım.

Güzelim anılarım.

Kaybettiğim nice sevdiklerimle doldu anılarım artık. Hayallerim bile etkilendi anılarımdan. Hayallerim artık çok rahatsız, çok keyifsiz. Kasvetli fırtınaların dinmesini bekliyor tekrar hayal olabilmesi için.

Bir fincanın kırk yıllık hatırı bende yok ki hayallerim süslenebilsin taze çekilmiş kahveyle. Tüm kırk yıllık anılarım artık antik şehir görünümünde : Yıkılmış sütunlar, kurumuş sarmaşık dalları altında sfenksler ve ıssız çorak toprak. Anılarım bile artık yalnız.

Güneşin eksik olmadığı anılarımda artık sağanak yağmurlar hakim. Bazen sert bir poyraz bazen mutedil ama rüzgar hiç eksik değil nedense.

Hoş bir sürprizin tattıracağı karşı konulmaz o mutluluk anı, artık siliniyor zihnimden.

Depresyonist bir baskı var sanki üzerimde. Niye düşünce yumağına kapıldım durup dururken anıların derinliklerine seyahat ederken? Hani annem, babam, hani dostlarım, arkadaşlarım?

Karamsarlığın çöküşü ve kaygıdan uzak huzursuz yaşamının içindeki özlem, belki benim kararmış dünyamdan alıp pembe bir dünyaya sokabilir. Ama beliren bu özlemi bir daha bulamayabilme endişe taşıyorum sınırsızca ve sabırsızca.

Hani elimi uzatıp da yakalayabileceğim yıldızlar nerde? Hani benim o masum çocuksu hayallerim? Biliyorum bu dünya kimseye kalmıyor, hatta gülüp eğlenmek, mutlu olmak, yapılması gereken tek şey bu hayatta. İçim ne zaman neşe dolsa, her zaman hüzünlü bir şeyler aklıma takılır durur. Tüm güzellikler içinde, eskilere gidip, anılarımla buluşmam, kaybettiklerimi düşünmem, yüzümde patlayan bir tokat gibi ve o tüm güzelliklere limon sıkıyor. Ben anılarımla yaşamayı çok seviyordum. Bir pencereydi sanki benim dünyama açılan. Her pencereyi açışımda içim ayrı bir hevesle kıpırdanırdı. Pencereyi hiç açmak istemiyorum artık.

Sanki çok çaresizmişim gibi geliyor bana. Ölümün sessiz durağında toplananlar artıkça beni kaplayan hüzün de artıyor.

Hayat bir kere yaşandığından, keşkeli bir hüznün buruk tadı, bana acı veriyor. Son pişmanlık fayda etmez, hayat beni bekliyor. Biliyorum zamanın yarını var ama, ama? Ama belki benim olmayabilir, kim bilir?

Tanju Okan’ı dinliyorum, o da anılarda gizli zaten.

Her akşam efkar basar garip gönlümü,

İçerken kadehleri kırasım gelir,

Suskun dudaklarımda sessiz bir şarkı,

Ah ettikçe içimden bir alev gelir.


Nerde bana sevgiyle uzanan eller?

Nerde bana söylenen o tatlı sözler?

Büsbütün inançlarım yıkıldı bir bir,

Bomboş kaldı dostluğa uzanan eller.


Benim en iyi dostum içkim sigaram,

Onlarda terkederdi olmasa param.

Canım kadar yakınım el oldu şimdi,

Dünyada dost denilen kelime yalan.

 
Toplam blog
: 51
: 628
Kayıt tarihi
: 12.04.07
 
 

Hayatı farklı gözle bakmayı seven, haksızlığa tahammül edemeyen, olaylara sessiz kalıp yerinde mü..