Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '08

 
Kategori
Güncel
 

Adı başında cehel. Ne bilir ki okumayı…

Adı başında cehel. Ne bilir ki okumayı…
 

Resim: Milliyet


-Gız Hatçe. Yeni bir okul açılmış Cehel Okulu. Cehellere özelmiş. İki ay sürecekmiş. Diyom ki biz de gitsek de şu okula cehelliğimizi atsak ya üstümüzden. Hatta körlerinkine benzer bi alfabesi varmış. Ansiklopedi deviremesek bile, heç olmazsa özür dilemeyi öğrenebilirmişik.

-Nasıl olcamış gız o?

-Ne bilem. Hani şu kuş var ya kuş. Hani hasan emminin guşu...

-Heee.

-Hani gonuşuyoya.

-Heee.

-Onun gibi bişey gonuşacakmış garnından. Gözü görmeyenler bilem öğrenebilecekmiş o yüzden okumayı.

-Nasıl yani…

-Orada da mı guş konuşacamış.

-He gız. Gidelim bu kez. Canıma yetti gari. Ben de bilmek istiyom, ben de ögrenmek istiyom. Heç olmazsa dolmuşların nerden geldiğini, nereye gideceğini yazan tabelalarını okurum da cehel olduğumu heç kimse annamaz. Bir de özür dilemeyi…

-Doğru diyon gız da kimden özür dileyecen. Biz özür dilesek bile bizim memlekette onu annayacak kim. Hepici kara cehel.

-Olsun gız. Biz gene de öğrenelim. Annayan bulunur elbet. Burada bulamasak bile, heç olmadı gider gomşularımızdan özür dileriz . Dolmuşa binmeyi de öğreneceğiz nasıl olsa... Buluruz birilerini.

-Eyi hoş deyon da… Bunun bize ne gibi bir faydası olacak. Ne içün özür dileyecemişiz hem.

-Ebem annadırdı eskiden. O na da anası annatmışımış. Savaşlar olurmuş. Birileri birilerini gışkırtır, komşunun üstüne salarmış. Genelde akıllılar yaparmış bunu. Arada malı götürelim diye.

-Heee…

-O garmaşada düşmanın varsa eğer, öldürebilirsin bile. Kim vurduya gider hani.

-Eee.

-Mesela… Şeyi düşün. Hani ferideye ağa göz koyar emme feridenin gözü yavuklusundadır ya...

-Heee.

-Hani ağa da yavuklusunu ya esgere göderir, ya savaşa, ya da başına bir bela sarar ya… Sonra da gızı alır ya…

-Eeee.

-Sonra yavuklusu dönse bilem fayda etmez, kar etmez ya… Hatta köylü toplaşır. O büyüktür, o ağadır, ayıptır, get elini öp, özür dile der ya…

-Eeee.

-Eskiden savaşlarda da böyle olurmuş. Olanda kadınlara olurmuş. Ya geden geri dönmezmiş, ya da döndüğünde olanları öğrenirmiş. Hem yardan hem serden olurmuş senin annayacan. Emme bazısı ganına yediremez çeker vururmuş. Emme vurmamalıymış. Zamanında da atalarımız öyle yapmış gomşularımıza.

-Öle yapmayacakmış da ne yapacakmış peki. Benim Osman biri bana yan baksa, ağa mağa dinlemez çeker vurur andım olsun. Haksız mı adamcağız?

-Haksız tabii. Vuramaz. Ona makemeler garar verir.

-Eyi de görmüyon mu. Kelli felli adamlar torunu yaşındaki sabıları elliyor. Mahgemeler salıveriyor.

-Mahkeme bu salarsa salar. O da gız doğmasaymış.

-Öle deme gız. Allaha ası mı geliyon sen?

-Gelirim tabii. Dedesidir sever de... Döver de… Ne olmuş yani. Gancık kuyruk sallamasa erkek dediğin yapmaz o işi.

-Öle deme bak. Sen de gadınsın.

-Her neyse.

-Şu kampanyayı kaçırmayalım biz. Yarın gidelim de şu gursa kaydolalım. Kibar, medeni, okuyan insanlar olalım. Yosam başımıza çok kötü şeyler gelecemiş. Yosam Ermeni atalarımızın kemikleri sızlarmış. Bakarsın hoşumuza gider. Devamını da getiririz. Üniversitesini de okuruz. Bakarsın köye ağa bile oluruz o zaman. Kadınlarda ağa olabilecekmiş bundan sonra. Ne deyon. Yoksa bizi aydın sınıfından saymayacaklar. Cehel cehel göçüp gideceğiz şu dünyadan. Ermeniler beddua okusa bile biz yarappi şükür deyip dua edeceğiz. Dedikleri bi kaç bi şeyi anlayabiliriz belkim. Ah şu bizim dedelerimiz. Dünyaya etmediğini goymamış. Onlar cemi cümleyi gılıçtan geçirip, keyfine bakmış, özrü bize galmış. Eee ne yapcen. İş başa düştü. Onların yerine sen özür dileycen. Yeni dünya düzenine ayak uydurcan. Yoksa bize ekmek, mekmek yokmuş. Daha nere gidecemizi bile bilemiyoz. Bir dolmuşa binemiyoz. Öyle değil mi gız.

-Düşündüm de haklısın galiba. Hadi okula gidelim. Alfabeyi çözelim. Alfabe nerden başlıyordu gız. A’ dan de mi…

-O eskiden di… Şimdi özrün Ööö ’sünden başlıyor. Yeter hadi gak oyalanma. Şimdi devriyeler basacak.

-Tamam tamam. Üstüme bi şalvar çekeyim geliyom. Geliyom dedim de… Ne diyon gız. Televizyona da çıkabilir miyiz o zaman.

-Ne diyon sen. Televizyona da çıkarız, tahta da. Önce şu evden bi çakalımda… Her bi yere çıkarız.

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..