Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '12

 
Kategori
Futbol
 

Adil hakem, adil sonuç!

Adil hakem, adil sonuç!
 

Fırat Aydınus, Türkiye'nin en modern hakemi


Dört gün önce de Beşiktaş yenilmeyi asla hak etmemişti. O maçtaki yazımı tamamen, Sarı Halis'e ayırmıştım. Çünkü eğer bir spor karşılaşmasının, yöneteni adil olmassa, sonuç ne olursa olsun, o oyun en azından o 90 dakika için bile şaibelidir...

Israrla vurguluyorum, ben kötü hakemlikten söz etmiyorum. Kötü hakem şudur : Bilmez! Yani futbolun öğelerini, fiziki mücadelesinin kendine has mekaniğini, o mekanikten doğan ruhunu ve psikolojisini bilemeyen, çözemeyen kişi kötü hakem olur...Kötü hakem için, futbol sahasındaki formaların renklerinin de önemi yoktur. Onun cehaleti iki takıma da zarar verir...

Benim için Halis Özkayha, Tolga Özkalfa (son Galatasaray-Trabzon maçını kastetmiyorum), Hüseyin Göçek, Özgür Yankaya kötü hakem kategorisinde değil, yanlı hakem kategorisindeler. Bu hakemler, formanın rengine göre, göz renklerini ayarlayan ve genelde bir gözleri sarı olan hakemlerdir.

Fırat Aydınus, Cüneyt Çakır ve Bülent Yıldırım ise adil hakemlerdir. Hata yapabilirler ki, bu yıl Firat Aydınus iki Beşiktaş- Galatasaray maçında iki ölümcül hatayı da Beşiktaş aleyhine yapmıştır...Ancak Fırat Aydınus bu hataları formanın rengine göre yapmamıştır, aynı hataları siyah beyaz formanın lehine de yapabilirdi...Ama bu bu hakemin ve hakemlerin bu hatayı forma rengine göre yaptığı anlamını taşımıyor...Kıstasımız budur.

Kötü hakem başkadır, taraflı hakem başkadır. 

***

Beşiktaş bu sene ilk kez bir derbi kazandı. Üstelik bunu hanım ve çocuklardan oluşan taraftarları önünde başardı. Hakem adil olunca futbol konuşmaya ancak sıra geliyor.

Tayfur Havutçu, geldiğinden beri takımda gözle görülür bir disiplinle oynama isteği zaten göze çarpıyordu. Ayrıca ne Galatasaray maçında, ne de Trabzon maçında ve hatta hiçbir şekilde Kadıköy'deki maçta yenilgiyi hak etmemişti. Ya da başka bir açıdan söylersek, o maçlardaki hakemler " taraflı " bile olsa, rakipleri Beşiktaş'ı yenecek kadar oynamadılar. 

Ancak o 3 maç kaybedildi. Çünkü Beşiktaş'ın ısıran ama koparamayan bir forvet hattı var. Fernandes'in hiç yardımcısi yok. Sezon başından beri Fernandes'in duran toplarına kafa vuran Sivok organizasyonları dışında Beşiktaş akan oyunda, rakibin 18'ine planlı giren bir stratejik yetkinliğe asla sahip olmadı...

Futbolun dikine 4 tane hucum kulvarı vardır...Bu hucum kulvarınlarına Santarforun merkez seçtigi alanların önlü arkalı boşluklarına dalarak, burdan rakip savunmayı delen, daha çok adamı rakip 18'e sokan bir Beşiktaş çok az izledik. İzlediysek de bunu bir takım stratejine dayandıramadık, genelde bireysel seçimlerin sonucu olarak gördük.

Dünkü Beşiktaş da böyleydi...Herhangi bir takım stratejisi yoktu, kazanmak için. Sadece Ernst'in önderliğinde ayakta kalan bir mücadele gücüne, 20 top ezen, ama 1 asist yapıp kahramanlığına soyunanların özrünü izler gibiydik.

***

Beşiktaş tüm bu handikaplarına rağmen yeni sezona umutlu bakmalıdır. Yeni sezondaki umudun tanımı, paralar saçıp transfer şampiyonluğu ile başlamamalı, aksine akılcı bir plan ile daha uzun erimli bir Beşiktaş'ın yüreğimizde özlediğimiz manifestosu olmalı!

Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün deyimi ile " umutsuz durum yoktur, umutsuz insan vardır "...

Ben umutsuz değilim...Yönetimimiz umutsuz değil, Altınsay'ımız da değil...

Durum da umutsuz olamaz!

Beşiktaş'ın bundan sonraki hayatı, bu takımın maliyetinin yarısına, bu takımdan 2 kat daha güçlü takım kurma, gelecek kurma aklında yatıyor.

Umutsuz değiliz, akıllıyız...

 
Toplam blog
: 48
: 386
Kayıt tarihi
: 11.09.11
 
 

Futbol on bir oyuncu ile oynanır, binlerce kişi tribünde, milyonlarca kişi evinde TV karşısında i..