Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '12

 
Kategori
Futbol
 

Kader utansın!

Kader utansın!
 

Tayfur Havutçu enkaz devraldı!


Hazin öykü sürüyor.

Öykünün başına dönelim. 2008-09 sezonunu hocası Büyük Mustafa ile şampiyon tamamlamış bir takım vardı. İçinde Holoskosu vardı, Bobosu vardı, sakat da olsa Delgadosu vardı, Fikret Demirer'in armağanı sol bek olarak gelip, bir anda Denizli'nin keşfi ile faydalı bir forvete dönüştürülen Tellosu vardı hatta Serdar Özkan'ı bile vardı, o Serdar Kayseri maçında Yusuf'a attırdığı gol ile şampiyonluk kupasına katkı bile verebiliyordu...

Başında hocası olan bir takım vardı...

Beğenin, beğenmeyin, şöyle oynatsa daha iyi olur deyin, böyle oynatmasını istemiyorum deyin, hocam biraz daha hucum etsen daha iyi olur bile deyin, ama Mustafa Denizli'nin liderliğine birşey demeyin...

İşte o liderlik, Beşiktaş'a Bobosu, Nobresi, Holoskosu, Tellosu, Serdar'ı, Gökhan Zan'ı, İbrahim Toraman'ı, Ekrem'i ile bir hedefe kilitlenen, hepsinin çorbada tuzu, emeği olan bir bütünlüğe taşımıştı.

Mustafa Denizli varken de Bobo'nun yetenekleri yanında tabiki eksiklikleri vardı, Tello'nun faydası çoktu ama eksiklikleri de vardı... Ama iyi hocalık, futbolcuları bir şiar etrafında birleştirip, eksikliklerini örtme sanatıdır...

Kötü hocalık ise, futbolcuların faydalarını ortadan kaldırır, eksikliklerini taraftarın gözüne sokarcasına ortaya çıkarır...

***

Beşiktaş, Mustafa Denizli'yi hastalığını mazeret gösterip kaybettikten sonra zaten çok kötü yönetilen klüp, bu başarı öyküsünü Fabian Ernst ve arkadaşları tarifinden çıkarıp, Serdal Adalı'nın da gelişi ile ismi arşa çıkmış (!) sözüm ona " yıldız" transferleri ile Quaresma ve Çetesi haline getiren hovardalığının, akılsızlığının, beyinsizliğinin, bu yeni tarifin verdiği, Beşiktaş'a hiç yakışmayan " transfer ile övünme " çaresizliğinin faturasını ödüyor...

Şimdiki hoca kim olursa olsun, Denizli'den sonraki hoca kim olursa olsun, Q7 ve çetesi olarak tarif ettiğiniz herşey, her saniye bu klübe zehir olmuştur...

Dünkü Trabzon yenilgisinin özeti budur.

Fizik kalitesi sıfır, profesyonel kalitesi binlerce sövgüye değer, hedefsiz, çaresiz ; sadece Ernst, Veli, Egemen ve Toraman  ile en azından yine de siyah beyazını can siperane savunan kahramanlar dışında hiçbirinin yüzünün bile kızarmadığı bu Beşiktaş, bu ihanetin, Denizli sonrası seçilen yolun kurbanıdır...

Beşiktaş'ı bir aşk gibi sevmesek, müstehak diyeceğim...

Ama birileri artık bunun hesabını ödemeli...

Beşiktaş'ı Q7 ve çetesi haline getirenler bir enkaz yaratmışlardır...

Bu hesap sezon sonunu beklemeden kesilmelidir. Kanser bu vucuttan acilen temizlenmelidir.

***

Beşiktaş'ın bu virane görüntüsünü firsat bilen hamam böcekleri de boş durmuyorlar, onu da biliyoruz...Düşene bir değil, on tekme de biz atalım diyen Abit, Yankaya, Özkalfa, Köçek ve suç ortakları yan hakem ve hatta dördüncü hakemleri bile üstümüze salanları da görmüyor değiliz.

Galatasaray maçındaki rezaleti daha unutmadan, Trabzon maçındaki yardımcı hakemin önce Volkan Şen'e, sonra Henrique'ye ofsayttan gol attırma çabasının meyvesini Halil'in attığı ofsayt golde aldığını da "atlamış" değiliz...

Kimse bizim bu utanmazlığı görmüyor, bilmiyor, duymuyor olduğımuzu sanmasın...

Süper final denen, bize süper eziyete dönen bu komedide, 2 maçta 2 süper nur topu gibi ofsayt golü yiyen takımın adının da Beşiktaş olması manidardır...

Kader utansın...

Ama utanması gerekenler dışarda elini kolunu sallaya sallaya dolansın...

Yok öyle...!

 
Toplam blog
: 48
: 386
Kayıt tarihi
: 11.09.11
 
 

Futbol on bir oyuncu ile oynanır, binlerce kişi tribünde, milyonlarca kişi evinde TV karşısında i..