Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '16

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Adıyaman izlenimlerim

Adıyaman izlenimlerim
 

 

 

 

Adıyaman, Nemrut ile anılır

Ağar ve Nakipler’iyle tanınır

Tarih, kültür, inanç kenti besbelli

Uygarlığın bıraktığı iz kalır.

                     MD

 

 

Gidemediğin yer senin değildir.” diyor, Sivas Valilerinden Halil Rifat Paşa… Bu düşünceden hareketle Elazığ' vedalaşmayı takiben güneşin yüzünü göstermekten sakındığı ve bulutların dağlara yüklendiği ikindi zamanı Adıyaman’a gitmek için minibüsle Malatya yönüne doğru yol almaya başladım.

Elazığ-Malatya arası doğanın güzelliklerine göz gezdirerek Malatya’ya ulaştım. Yağan yağmur sonrası Malatya caddeleri tertemiz ve hoş koku yayıyordu. Bir minibüs garajdan bir başka minibüs garajına geçtim. Bulduğum minibüsle Adıyaman yolundayım.

Aracımız biraz yol altıdan sonra sürücü, bir dönüşle kısa olduğunu da belirterek dağ yoluna girdi. Dağlar arasındaki dönemeçli yollarında ilerleyerek Adıyaman’a doğru ilerledik.

Adıyaman’da yaşamını sürdüren yazar ve eğitimci arkadaşım Şemsettin Ağar’dan telefon aldım ve yanıtladım.  Duygusallığım ağır bastı. Yukarıdaki dörtlüğüme de aldığım Adıyamanlı olup İstanbul’da yaşayan Galip Sabri Nakipler’in “Çayı koy geliyorum” adlı kitabı ve şiiri belleğimden geçti. İnternet ortamında bulduğum Halit Özdüzen’in “Bura Adıyaman’dır” şiirine içselleştirerek okudum.  Gece Adıyaman Öğretmenevi’nde oldum. Odama yerleştikten sonra şiiri bir kez daha okurken uykuya daldım.

 

Bura Adıyaman’dır

Pırıl, pırıl bir nehir 
Her taraf sahra, mesir 
Sultanlara ilk mehir 
Eski bir antik şehir. 
Bağlar baran barandır 
Bura Adıyaman’dır. 

Her yan petrol kulesi 
Yörenin birincisi 
Eski Kâhta kalesi 
İlk çağların incisi 
Dağlar duman dumandır 
Bura Adıyaman’dır. 

Foklorün de davullar 
Evlerinde avlular 
Çiçeklerde arılar 
Kirazı var, narı var 
Yiğit harman harmandır 

Bura Adıyaman’dır 


Besni’de fıstık üzüm 
Sucuklar düzüm, düzüm 
Gölbaşı gurbet yüzüm 
Sevenlere ilk sözüm 
Sevda derde dermandır 
Bura Adıyaman’dır. 

Toprağına taşına 
Güneşin doğuşuna 
Göksu’nun akışına 
Göllerinin başına 
Gönlüm aman amandır 
Bura Adıyaman’dır. 

Arsemia, Sümeysat 
Gem vurulan o Fırat 
Şirine yanan Ferhat 
İlk çağlardan zuhurat 
Tarih zaman zamandır 
Bura Adıyaman’dır. 

Çelikhan’ın balına 
Yârimin halhalına 
Omzundaki şalına 
Basmasının alına 
Sevdam dolam dolamdır 
Bura Adıyaman’dır 

Kummuhkent, Turuş-Urşu 
Eski kent Asur Hoşşu 
Eti, Sümere komşu 
Güvercin  haber kuşu 
Sözüm ferman fermandır 
Bura Adıyaman’dır 

Gerger Sincik cevizi 
Tut’un incir, pekmezi 
Havva ana çerezi 
Türk, Kürt, Afşar, Çerkezi 
Gören sana hayrandır 
Bura Adıyaman’dır. 

Kaç kraldan kalan yer 
Her taşın yakut değer 
Burcuna sancaklar ger 
Sahipsiz günler geçer 
Vadi leman, lemandır 
Bura Adıyaman’dır.

 

Halit Özdüzen

***

Güneşin ilk ışıklarıyla gözlerimi Adıyaman’a açtım. Öğretmenevi çevresindeki kimi yerlerde gezindim. Yanında sıcak pide ve bol yeşillik olan çorbamı içtim.

Kaldırım’dan Romco Shop yazılı işyerine girdim. Çalışanları güler yüzle karşıladılar. Bir şeyler satma çabası içindeydiler. Sahibi Ramazan Aktunç’un çayını içtim. Tanıştık. Pantolon satın aldım.

Nemrut’a gitmeyi amaçladım. Tanıdıklar, Oraya gitmeden gelme, demişlerdi. Bir yönlendirmeyle Şemsettin Ağar ile birlikte Veka Turizm’e uğradık. Sahibi Veysel Kırani Kuştepe, bu yıl turistin gelmediğinden yakındı. Söyleştik ve Nemrut’a gitme saatimizi kararlaştırdık.

Ağar, aracıyla Pierre Antikkent’i gezdirdi. Kenti kuşbakışı gösteren Seyir Tepesi’ne çıktık. Çaylarımızı yudumlarken dağlar arasındaki görüntüye daldığımız oldu! Adıyaman ve gerisindeki Atatürk Barajı görkemli görünüyordu! Arkadaşımın ağırlaması sonrasında vedalaştık. (Kendisine buradan da teşekkür ederim.)

***

Gelelim Nemrut gezimize… Öğle sonrası Veka Turizm’in minibüsü ile Onur Can’ın kaptanlığı ve rehberliğinde Singapurlu Ho Mu Greok ile birlikte 160 km.lik yola koyulduk.

Edindiğim bilgilere göre: Nemrut Dağı ören yeri, İl merkezine direk 87 km. Arsameia Antik yolu üzerinden 77 km. Kâhta ilçesine 43 km uzaklıktadır. Dünya harikası olan bu tümülüs, Doğu Toros sıradağları üzerinde 2206 metre yükseklikte, Fırat Nehri geçitlerine ve ovaya bakan bir tepe üzerindedir.

Kommagene Kralı I. Antiochos için yapılan anıt mezar üzerinde kırma ve çakıl taşları yığılarak bir tümülüs oluşturulmuş ve tümülüsün etrafındaki teraslar üzerine ateş sunağı ve Greko-Pers üslubunda dev heykel ve kabartma steller yapılmıştır.

Saatler 11 yönü bakışla Nemrut’un zirvesi, 75. km.den göründü.  Sanatçılardan Latif Doğan, Zara ve Miço’nun Kâhtalı olduğu anımsatıldı.  Yol boyunda döver biçerlerin girdiği tarlarda hasat yapılıyor. Ceviz ve nar bahçeleri düzenlenmiş. Petrol kuyuları ve inanç turizmi merkezlerinin levhaları göründü.

Yolumuz üzerindeki Karakuş Tümülüslerine uğradık. Görüntüler alındı. Cendere Köprüsü’nden yürüyerek geçtik. Aracımız dolanıp geldi. Ömer Kuşçu Kafeterya’sında çaylarımızı içerek soluklandık. O da, turistin gelmediğinden yakındı!

Çevredeki zakkum ağaçları bizi uğurlarken kayalık üstü konuşlandırılmış görkemli Kâhta Kalesi’ne el salladık! Kaya dibi Şeytan Köprüsü’nden geçtik. Arsemia’da kısa süre kaldık.

Arsameia Örenyeri (Nymphaıos Arsameiası) Kommagene Krallığının yazlık yönetim merkezi olan Arsameia… Adıyaman İli Kâhta ilçesine bağlı Kocahisar köyü ile Damlacık köyü arasında, Kâhta Çayı’nın (Nymphaios) doğusunda yer alır. Güneydeki tören yolu üzerinde bulunan çok sayıda kabartma heykel ve steller yanında Anadolu’nun bilinen en büyük Grekçe Kitabesi bulunmaktadır. Kitabenin bulunduğu yerde 150 basamakla aşağı inen kutsal amaçla kullanılan dehliz ve üst kısımda ise saray kalıntıları bulunmaktadır.

Zirvenin dibindeki Nemrut Kafeterya’ya ulaştık. İşletmeci Salih Alan ile söyleştik. Kimi konularda bilgi aldık.

Zirveye tırmanmak üzere soğuğa karşı giyinmek ya da sarınmak gerekli önlemleri aldık. İstanbul’dan gelen Ahmet Baydemir ve Mustafa Bayat ile zirveye yöneldik. Ağır ağır ve dinlene dinlene merdivenleri tırmandık. Dik yamaçta bacaklarım yoruldu, nefesim kesilmeye başladıysa da Ahmet  ile Mustafa yardımcı oldular: “Haydi Öğretmenim, Haydi Öğretmenim, çıkıyoruz, az kaldı…”  dediler. Dinlenme oturaklarında kısa süreli sokulandığımız oldu. 30 dk kadar sonra zirveye ulaştık!

Burada Edindiğim bilgilere göre;  Doğu Terası, yaklaşık 10 metre yüksekliğindeki tahtlar üzerinde sıralar halinde oturmuş dev tanrı heykelleri mevcuttur. Heykellerin yüzleri güneşe doğru bakmaktadır. Bu terasta sırasıyla Kommagene Krallığının gökyüzü hâkimiyetini temsil eden koruyucu kartal, krallığın yeryüzü hâkimiyetini temsil eden koruyucu aslan, Kommagene Kralı I. Antiochos, Kommagene (Tyche), Zeus, Apollon ve Herakles heykelleri yer alır. Tahtların arkasında 237 satırdan oluşan Kral Antiochos’un dini ve sosyal içerikli vasiyeti (Nomos) bulunmaktadır. Terasın kuzey ve güneyinde Kommagene Kraliyet ailesi bireylerinin kabartma stelleri bulunmaktadır. Yine bu terasta heykellerin önünde ateş sunağı (Altar) ve onun yanında oturur biçimde bir aslan heykeli bulunmaktadır. Nemrut’ta güneşin doğuşu bu terastan izlenmektedir.

Batı Terası,  Doğu Teras’da olduğu gibi tahtlarında oturan dev tanrı heykelleri ile birlikte Kommagene Kralı I. Antiochos’un heykeli ve tanrılarla tokalaşma kabartmaları yer alır. Ayrıca burada astroloji ile ilgili bir aslan horoskop kabartması da bulunmaktadır. Aslan kabartması üzerinde yer alan ay ve yıldızlardan Milattan önce 7 Temmuz 62 tarihi okunmaktadır. Bu tarih Kral I. Antiochos’un tahta çıkış tarihidir. Nemrut’ta güneşin batımı bu terastan izlenmektedir.

Kuzey Terası, Batı ve Doğu teraslarını birbirine bağlayan 180 m. uzunluğunda bir tören yoludur. Terasta tamamlanmamış stel ve kaideler bulunmaktadır.

Ne ki burada güneşi doğuşunu izleme olanağımız olmadığı gibi çok üşüdüğümüzden güneşin batışını da izleyemedik!

Zirvede fotoğraf çekildik. 30 dakikada zar zor çıktığımız yükseltiden 15 dakikada kolay indik.Nemrut Kafeterya’yda Salih Alan’dan ile bura özelliklİ bardak, vb satın alıp dönüş yolumuzu seçtik.

Yolumuz, Sanatçı İlyas Salman’ın Narince Köyünden geçti. Hava karardığında Adıyaman’a döndük.

***

Elazığ ve özellikle Malatya gibi görmek istedim Adıyaman’ı… Ne ki oralardaki yapılaşma ve kentleşmeyi göremedim! Özellikle seçilmişlere,  sonra atanmışlara  ve halka çok iş düşmektedir.

Öğretmenevi Müdürü Sadık Tunç ile tanıştım ve söyleştik… Burada görevli Mustafa Mihnet ve Mustafa Kaya’yı tanıdım. Kemal Uyandı’nın ilgisini ve olumlu yaklaşımını gördüm. Adı geçenlere teşekkür ederim.

Bindiğim minibüsle Adıyaman Hava Alanı’nda oldum. Geçişlerdeki kemer çıkartma uygulamasını can sıkıcı ve anlamsız buldum!  Uçağımız, belli süre sonunda İstanbul Sabiha Gökçen Hava Alanına indirdi. Merdivenlerden inerken beynimden dilime kimi dizeler döküldü.

 

Şiirimde Adıyaman

 

Kuşbakışı görür Seyirtepesi

Göze hoş görünür  baraj çevresi

Doğa harikası apayrı bu yer

Dağlar duman duman bakış dizgesi.

 

Nemrut'un  basamakları mı, dimdik

Yol yokuş yukarı, nerde dakiklik

Yorgunluk dizlerimde, nefes hızlı

Burda rüzgârdaki bambaşka sertliik.

 

Adıyaman, Nemrut ile anılır

Ağar ve Nakipler'iyle tanınır

Tarih, kültür, inanç kenti besbelli

Uyarlığın bıraktığı iz kalır...

 

Muhsin DURUCAN

 

                *

 

 

İletişim:

muhsindurucan@hotmail.com

 

Not:

Aşağıda slâyt görünümünde fotoğrafları izleyebilirsiniz!

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..