Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '15

 
Kategori
Eğitim
 

Adresine göre eğitim, parana göre eşitlik...

Adresine göre eğitim, parana göre eşitlik...
 

Mevcut Eğitim Sistemimiz


Hükümet tarafından geçen sene alınan ve Eylül 2015’te uygulamaya konacak bir karar var ki… Alınan bu kararın getireceği sonuçları kestirmeye çalışıyorum.

-Dershaneler kapatılsın. Dershaneler para tuzağı, parası olmayan ailelerin çocuğuna haksızlık yapılıyor. Oysa eğitim herkesin hakkı ve biz gariban çoğunluğun sesiyiz.

Söylemler çok güzel. 30 yıldır eğitimin her kademesinde görev yapmamış olsam ellerim patlayıncaya kadar alkışlardım. Ama şimdi endişe ile bakıyorum bu karara. Yıllardır dershanelere karşı duran biri olarak şimdi şunu sormak istiyorum. Eğitim ülkenin her yerinde her bir bireyine eşit fırsatlarda sunuluyordu da dershaneler mi haksızlığa yol açıyordu? Yoksa dershaneler var olan eşitsizliği kısa sürede geçici olarak telafi etmeye yardımcı kurumlar mıydı?

Bunu sorgulamak için işin başından başlayalım isterseniz. İlkokula başlama yaşına gelmiş bir çocuk eğitimine nerede başlar?

-Adres kayıt sistemine göre, ilkokul çağına gelmiş çocuklar aile nerede yaşıyorlarsa oradaki ilkokula gidecektir. Parası olan veli, tabi isterse çocuğunu özel ilkokula gönderebilir.

Peki, her çocuğun yaşadığı yer; sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan eşit mi? Yüksekova’daki Hakkı ile Nişantaşı’ndaki Zeynep eşit ilkokullara mı gitmiş olacaklar böylece?

-İkisi de devlet okulu neticede bir fark yok.

Peki sonra?

-Sonrası ne? İlkokulu bitiren çocuk gene ailesinin adresine göre en yakın ortaokula gidecek. Parası olan veli, tabi isterse çocuğunu özel ortaokula gönderebilir.

Aynı ilkokullar gibi ortaokullarda eşit. Adreslere göre bir farklılık göstermiyor diyorsunuz yani?

-Tabi tabi aynı. Hepsi devlet okulu neticede, öğretmen kalitesi, sınıf kalitesi, laboratuar sayısı, bilgisayar sayısı aynı. Ha Çukurca’da oturmuş oradaki ortaokula gitmişsin, ha Şişli de. Bir fark yok bize göre.

Peki ya sonra?

-Sonrası Liseye gidecekler işte. Öğrenciler TEOG’a göre yaşadıkları il’deki en iyi 15 okula girmek için yarışacak. Bunu beceremediyse mevcut okul türlerinden tercihler yapacak. Biz öğrencinin yaşadığı yere en yakın tercihine kaydını yapacağız.

Aynı ilkokullar, ortaokullar gibi liselerde eşit, adreslere göre bir farklılık göstermiyor diyorsunuz yani?

-Tabi tabi aynı. Zaten tüm liselerin adını Anadolu yaptık biliyorsunuz. Neticede hepsi devlet okulu, sadece türleri değişik. Ayrıca parası olan veli, tabi isterse çocuğunu özel liseye gönderebilir.

Yani bu durumda; Uludere’deki Hasan, Şişli’deki bir Anadolu lisesinde; Daday’daki Dursun, Çankaya’da bir okulda okuyabilecek mi diyorsunuz?

-Ne münasebet canım. Puanına, adresine ya da parasına göre bir lisede okuyacak.

Peki ya çocuklar arası bireysel farklılıklar, ilgi alanları, yetenekleri, bunları konuşmak için biraz geç kalınmadı mı sizce? En azından lisede; çocukların farklılıklarını gözeterek eğitsek fena olmaz mı?

-Biz çocuklarımız arasında bir ayrım yapmıyoruz. Bize göre hepsi eşit.

Öyle olsun diyelim. Peki ya sonra?

-Sonrası yüksek okul veya üniversite tabi ki… LYS’yi geçen gençler ya iki yıllık bir ön lisans programını seçer ya da YGS’ye girer. YGS girenler ise aldığı puana göre bir üniversiteye yerleştirilir. LYS’yi geçemeyenler ve YGS’de yeterli puan alamayanlar mecburen iş hayatına atılırlar.

Peki ama, iyi bir mesleki eğitim veremediğimiz gençler, üniversiteyi kazanamadığında piyasada asgari ücretli olmaktan başka bir şansa sahipler mi?

-Parası olan gençler ister yurt içinde, isterse yurt dışında istedikleri üniversitelerde öğrenim görebilirler.

Parası olmayanlar ne yapacaklar peki?

-Açık ilkokul, açık ortaokul, açık lise, açık meslek lisesi, açık imam hatip lisesi ve açık öğretim fakültelerinin kapasitelerini artırıyoruz. Puanı yeten gençlerimiz açık öğretim fakültelerinde de öğrenim görebilir.   

Asgari ücretli olma tarihini dört yıl daha erteleyecekler diyorsunuz yani?

-Fırsatını bulan diploması ile her işte başarılı olabilir.

Peki, puanı yüksek ve parasız gençlere siz bir şekilde yüksek okul veya üniversite şansı tanıdınız. Parası olan gençler de en iyi okullarda okudu diyelim. Farz edelim ki hepsi mezun oldu. Açık Öğretim Fakültesi veya taşrada bir üniversite bitirenle, ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ mezunları arasında istihdam edilebilirlik konusunda dengeyi nasıl sağlayacaksınız?

-Hepsi devlet üniversitesini bitirdi neticede. Aralarında pek bir fark yok.

Taşra üniversiteleri ile özel üniversiteler arasında akademik bilgi ve beceri anlamında bir farklılık olmayacak mı? Mesela Bilkent veya TOBB mezunları ile taşrada okuyanlar aynı fırsatlara mı sahipler?

-Aynı eğitimi biri paralı alıyor, diğeri parasız… Bizce parasız olan her zaman daha iyi.

İyi de; devlet üniversitesi olsalar bile üniversiteler arasında; akademik kadro, bilimsel çalışmalar, uluslar arası sıralamalar açısından büyük uçurumlar yok mu?

-Onlar uydurma şeyler. Bize göre hepsi eşit.

Uluslar arası değerlendirmeler öyle demiyor ama…

-Şimdilik bazıları daha iyi gibi ama bunu değiştiriyoruz. Nasıl tüm liseleri Anadolu Lisesi yaptık hepsi eşit oldu. Üniversitelerde de benzeri bir çalışma ile eşitleyeceğiz. Bakın bu sene ODTÜ dünyada en iyi 100 üniversite arasına giremedi.

Kısa çöpleri uzatmak yerine, uzun çöpleri kırarak bir eşitlik sağlayacaksınız yani…

-Anlamadım ya.. ehh öyle diyelim. Zaten önümüzdeki sene Üniversiteye giriş sistemini de değiştireceğiz. Lise son sınıf öğrencileri LGS ve YGS yerine 2 ay ara ile 5 kez sınava alınacak ve en yüksek puan aldığı alandan tercihlerini yapacaklar.

Sınav sistemini ya da adını değiştirmek; bu çocukların ilkokulda, ortaokulda ve lisedeki eşitsizliğini ortadan kaldıracak mı? Paralı okuyanları hesaba katmıyorum bile.

-Açık Üniversite, paralı ya da parasız… Bir şekilde çoğu üniversite mezunu olacak ya siz ona bakın.

Peki, işe alırken ne olacak? Özel sektör eleman alırken tercihen falan üniversite mezunu demeyecek mi?

-Neden desinler canım. Hepsi aynı üniversite işte.

KPSS’de nasıl eşitlenecekler peki?

-KPSS’yi de kaldıracağız.

Hadi ya? İşe nasıl yerleştireceksiniz peki?

-Şeye göre…….

Şeye göre derken açar mısınız biraz? Adrese göre mi? Parasına göre mi?

Yoksa sizin deyiminizle “Fakirlik; fakirliğin fıtratında var” mı diyorsunuz?

 
Toplam blog
: 41
: 2690
Kayıt tarihi
: 29.04.12
 
 

Gazi Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi'nden 1984 yılında mezun oldum.  Ardından Ankara Üniver..