Ankaralılar müjde: Kızılay, Sincan hamamı ile buz treni açıldı, üstelik sadece 2 tl

Geçtiğimiz haftalarda Ankara’nın havası hep bulutlu, hep yağmurlu ve bazen de doluluydu.   Ama artık 1 Temmuz itibarıyla Ankara’ya da yaz geldi sayılır. Öğleden sonraları sıcaklıklar 28 dereceye kadar çıkıyor.

Ankara malum memur kenti.  Zaten çocuğu tatile giren ve hali vakti yerinde olan Ankaralılar çoktan Ankara’yı terki diyar eylediler bile. Bu gariban şehir; sizin gibi, benim gibi blog okuyarak, yazarak, çizerek tatilini geçirmeye çalışan tiplerle, garibanlara kaldı çok şükür.

Ben de sizin için bu gün evden çıktım ve bu yaz gariban Ankaralılar ne gibi yaz etkinlikleri yapabilir diye araştırmaya koyuldum.

Hamamönü, ulus, gençlik parkı, gölbaşı, göksu ve harikalar diyarında değişen pek bir şey yok. Eski tas eski hamam.

Açılınca yılda 10 milyon turist çekmesi beklenen Ankapark ise henüz yapım aşamasında. Ama Ankaralıların bugünden tezi yok, önümüzdeki yaz için bir günlüğüne bile olsa bir Ankapark rezervasyonu yaptırmalarında fayda var.  Yoksa önünüzdeki 10 milyon turisti bekleyip içeri girmeye kalkarsanız parka girmenizi gerektirecek yaşı çoktan geçmiş olursunuz söyleyeyim yani.

Ardından Kızılay’a geçtim ve gezdim. Belediyenin göbekteki dijital çiçeği hava sıcaklığını 20 derece gösteriyordu ama olsun. Biz zaten meydan saatlerinden alışkınız. Genelde saatler 1 ila 12 saat geri olduklarından çok ciddiye alınmıyor Ankaralılar tarafından. Saatlerin günahını almamak lazım, belki de ileri gösteriyorlardır ama tarih olmadığından bunu bilmek mümkün değil tabi. Allahtan yapanlar tarih koymamışlar meydan saatlerine. Bakıyorsun “aaaa ne güzel bu yarın Ramazanın 15’i” diyorsun, bir de bakıyorsun ki geçen seneyi gösteriyor saat.   

Ankara’ya yapılanları Ankaralılar ciddiye almıyor tabi ki.  Ne kadar ciddi yönetildiğimizi anlamak için metroda yağmura karşı alınan tedbirlere bakın yeter. İstasyon girişine üç-dört kum çuvalı (metro istasyonunu sel basmasın diye), yağan yerlere de plastik kova koyduk mu, bir de yağmur yağmama duası okuduk mu? Her türlü doğal afete hazırız alimallah.  

Yıllardır üçkâğıtçı siyasetçiler Ankara’ya deniz getireceğiz diyorlardı. Sağ olsun Belediyemiz onu da yaptı Ankara’nın her yeri deniz oldu. Gene de yaranamıyor başkanımız.

 Zaten Başkanımızı kendi partisinde bile ciddiye alan yok. Geçenlerde hatırlayın, aynı hükümetin gözyaşlarından sorumlu başbakan yardımcısı “Bakın sayın bile demiyorum” demişti Başkanımıza…

Yani sözün kısası sizin anlayacağınız tüm memleketin kalbi Ankara’da atar ya, Ankaralı da üç buçuk atıyor aman yağmur yağmasın diye.

Sahi Kızılay’a gelmiş, gezmiş ve oradan devam edecektim. Evet, Kızılay’da da çok bir değişiklik yok. Bunu görüp Sincan’a eve dönmeye karar verdim ve metro istasyonuna girdim. Girmemle gözüm kamaştı. O da ne? Demeye kalmadan Belediyemizin bu yaz Ankaralılar için açtığı yeni projeyi tüm tesisleri ile birlikte gördüm, kullandım ve bu güzel haberi sizlere duyurmadan edemedim.

Efendim işe gidiyorsanız sabah evden çıkarken yanınıza, terlik, havlu, avuç içi kese ve sabunu çantanıza alıyorsunuz. Şayet tatilde iseniz öğlen vaktini bekleyin Kızılay’a gelmek için. Ama sizde gelirken bu saydıklarımı yanınıza alın.

Saat 3’den sonra Kızılay-Sincan hamamına girin. Öğlen sıcağı ile birlikte ısınan hamam, işten çıkan insanların ısısıyla birlikte iyice tava geliyor.

Klimalar çalışmadığından hamam içi sıcaklığı 40 dereceye kadar çıkıyor. Sıhhiyeye kadar ortam sıcaklığına alışmaya, Ulus’tan sonra ise ter atmaya başlıyorsunuz. İster Akköprü’de inin hemen yanındaki AVM’de başınızı, boynunuzu, elinizi, kolunuzu sabunla bir güzel yıkayın. Dilerseniz hastane durağına kadar sabredin iyice ter boşansın. Orada inip Hastane yanındaki cami şadırvanında da yıkanabilirsiniz. Ama görevlilerden sakın kese yapmasını beklemeyin ters ters bakıyorlar sadece. Türkçe anlamıyorlar. Metrodaki İngilizce anonslar da bunlar için sanırsam.

Yıkandıktan sonra havlu ile başınızı boynunuzu bir güzel sarın. Terliğinizi ayağınıza giyin. Çünkü biraz sonra Batıkent İstasyonuna geleceksiniz. Orada 15-20 dakika ayakta beklemek mümkün. Hem ayaklarınız hava almış olur, hem de kafanızı üşütmemiş olursunuz.

Sincan metrosu gelince binin. İçerisi önceden ısıtılmışsa ter ata ata, devlet mahallesi istasyonuna kadar öylece gelin ve inin. Bu istasyonun yanındaki camide tekrar elinizi, yüzünüzü yıkayabilir, sonra da Sincan’a kadar kestirerek devam edersiniz. Ama Sincan metrosu yeterince sıcak değilse Sincan’a kadar hiçbir yerde inmenize ve uykunuzu bölmenize gerek yok. Ha siz illa “ben ayakta kestiremem, uyuyamam” diyorsanız, Batıkent istasyonunda saatin 21:00 olmasını bekleyin, daha sonra Sincan metrosuna binin derim. Oradaki görevlilerle sohbet edebilirsiniz. İyi insanlar.

Vallahi ben bu gün denedim ve çok keyif aldım. Kızılay’dan başlayan bir seans yaklaşık 1,5 saat sürüyor ve inanın ilik gibi, pamuk gibi oluyorsunuz. Üstelik belediyemizin bu yeni hizmeti neredeyse bedava. Yetişkinlere 2, öğrencilere 1,5 lira. 

Belediyenin bu hizmetini beğenmediyseniz, hemen üzülmeyin "buz treni" gibi alternatifiniz de var. Kızılay'dan Sincan'a kadar uzun bir sürede et taşıdıklarının bilincinde olan Metro yetkilileri klima ayarını maksimum soğutmaya getirerek hem insanların bozulmasını engelliyorlar hemde kutup ekspresi keyfi yaşatıyorlar.

Yalnız buz treni keyfini yaşayacak yaşlılara önerim: Boyunlarını ve yüzlerini klima hava akımından korusunlar.  Allah muhafaza üç kuruşluk keyif için boyun tutulması ve yüz felci geçirmesinler. Soğuktan çok hoşlanmayanların yanlarında polar battaniye getirmelerini özellikle tavsiye ederim.

Üstelik buz treni de neredeyse bedava, yetişkinlere sadece 2 TL. Belediyenin yeni şaşırtıcı hizmetlerini dört gözle beliyoruz...