Ağlama Nobre

2003 yılı Aralık ayında Fenerbahçe’ye geldiğinde hiç kimse tanımıyordu. Alex’in asistleriyle

attığı gollerle dikkati çekmeye başladı. Tribünlerin, sürekli oyunda olması ve çalışkanlığı nedeniyle sevdiği bu Brezilya’lı adına Lorke Lorke’den tornistan bir de Nobre, Nobre şarkısı bestelenmişti. O gol attığı zaman tribünler şenlenir, hareketlenir sonra bu şarkı söylenirdi.

2.5 yıl içinde oldukça başarılı bir performans gösterirken toplam attığı gol sayısı da 52 yi özverili futbolu ve gol hırsı ve mücadelesi rakip takımların tepkisini çekiyor, golleri elle veya faulle attığı itirazları sık sık gündeme geliyor, uzun uzun tartışılıyordu.

2005 sezonu sonrası Fenerbahçe kiralık oynayan Nobre’yi almadı. Sözleşme yapmadı.

O da bir profesyonel futbolcu olarak gitti Beşiktaş’a imza attı.

‘’Eski, yeni olsun farketmez, Fener’de top oynamış olsun, ister çamurdan olsun, illaki bizim olsun’’ gibi anlaşılması zor bir transfer anlayışına sahip Beşiktaş Kulübü Başkanı, Nobre’nin sadece bonservisine 3 milyon dolar ödedi. İşin ilginç tarafı, Nobre’yi Fenerbahçe’de oynarken en çok tehdit eden, ‘’sahtekarlıkla’’ suçlayan yine bu kulübümüzün Başkanı idi.

5 senesi dolan Nobre, Türk vatandaşı oldu. Bir zamanlar sahtekarlıkla suçlanırken, şimdi Mert olmuştu üstelik. Yalnız onun Beşiktaş’a gelmesinde hatırı olan Kleberson, Alex değildi. Delgado da ona çare olamadı. Nobre, Fenerbahçe’deki 52 golün 21 ini kafayla atmıştı. Bu gollerin büyük çoğunluğunda Alex asisti vardı.

Beşiktaş’taki kariyeri eskisi kadar parlak olmadı. Mücadele azmi ve hırsında fazla bir eksilmeme olmamasına rağmen, Mert Nobre’nin 2 sezonda attığı toplam gol 21 oldu. Bu yıl 7 golü var.

Günlerdir Beşiktaş’la pazarlık halindeydi. Bonservisinin Azizi Yıldırım’ın kasasında olduğu yazıldı. Fenerbahçe resmi açıklama yaptı. ‘’Hiçbir futbolcuyla özel ofislerde görüşme yapmayız’’ yazıldı. Olaylı Yusuf transferine karşılık Trabzon ismi çıktı ortaya.

Mert Nobre, vatandaşı Bobo ile gizli bir rekabet içindeydi. Bu son Antalya maçında iyice su üstüne çıkmıştı. 75.dakikada oyundan alınması, yerine girmesi kadar normal bir şey yoktu belki de. Ama o bunu bile içine sindiremedi.

İlk kez, üzüntüyle, gözyaşlarını saklamadan sahadan ayrılırken, Bobo’nun girişine tezahürat yapan taraftarı, kendisinin ‘’oyundan alınışına seviniyorlar’’ diye yorumladı.

Ve bugün gazetelerde Beşiktaş’ın Nobre ile anlaşamadığı yazıyor. Bu durumda Nobre şu anda istediği kulübe, bonservis bedeli ödemeden transfer olabilecek.

Profesyonel futbolcunun forma aşkı diye bir duygusallığı olamaz düşüncesini savunurum hep.

Yalnız, yerli de olsa yabancı da olsa, profesyonel futbolcunun peşin parayı görünce biraz dikkatli davranması gerekiyor. Ben Nobre’nin yerinde olsam, gerekirse transfer bedelinin yarısından feragat eder, Tuncay’lı, Anelka’lı, Appiah’lı ve de Alex’li o takımdan ayrılmayı asla düşünmezdim.

İlerde kazanacaklarım, o transfer bedelinden çok daha fazla olurdu. Çünkü Nobre, hiçbir zaman tek başına maç kazandırabilecek bir oyuncu değildi. Olması gerekenden daha fazla şöhretli olmuştu.

Beşiktaş’ın Bobo’yu tercih etmesinin sebebi de Mustafa Denizli’nin bu gerçeği bilmiş olmasından başka bir şey değildir.

Nobre, futbol hayatının geri kalan 5-6 senesinde oynayabileceği mutlaka bir kaç kulüp, kazanacağı mutlaka birkaç milyon dolar vardır ama nereye giderse gitsin, nerde oynarsa oynasın, uğruna Lorke Lorke'den şarkı tornistan edilen Nobre olmayacaktır.

Çünkü sevgi'yi satın alabilecek para henüz icad edilmemiştir.